30

6 2 0
                                    

Ertesi sabah annemle birlikte uyandım ve onunla güzel bir kahvaltı yaptım. Annem mutluluğumun oldukça farkındaydı, planlarımı duyunca heyecanım ona da bulaştı. İkimiz de kıpır kıpırdık. Bana yarınlar yokmuşçasına bol bol eğlenmemi tembih etti. Bir annenin kızına vermesi beklenen tavsiye değildi ama ihtiyacım olandı.

Neredeyse yarım saatimi ne giyeceğimi düşünerek gardırobumun önünde harcadım. Su yeşili bikinimi giyecektim evet ama kıyafet olarak ne giyeceğimi bilemediğimden yırtık bir kot ve yine açık yeşil kısa bir bluzde karar kıldım. Saçlarıma yeşil-beyaz tonlarında bir bandana takıp yuvarlak kahverengi gözlüklerle kombinimi tamamladım. Hep bikiniyle takılacağımı düşününce ne giyineceğimin bir önemi yoktu zaten.

Aramızda tek araba ehliyeti olan ve ailesinden arabasını alabilecek kişi Deniz olduğundan o Alara ben ve Kaan'ı götürecekti. Sarper'se kiraladıkları arabayla birlikte gelecek ve Ufuk'u da yolda alacaktı. Plan tamamdı. Herkes oldukça heyecanlıydı çünkü gideceğimiz yer herkesin seveceği bir yerdi. Sıcak bir yaz gününde buz gibi suda eğlenmeye kimse hayır demezdi. Yolculuk bile çok eğlenceliydi. En sevdiğimiz şarkıların olduğu çalma listesine yüksek sesle eşlik ediyor, güneşin ağaçlar arasından parlayarak bizi daha da mutlu etmesine izin veriyorduk. Alara "Seninki sayesinde hiç gezmediğimiz kadar geziyoruz!" deyince güldüm.

"Bence de! Keşke her günümüzü böyle geçirsek." Deniz yakardı.

Kaan "Neden böyle dedin şimdi, ben sana ne zamandır demiyor muyum Dim Çayı'na gidelim diye?" dedi.

"Aynı şey değil Kaan, biliyorsun! Ne zamandır hep beraber bir şeyler yapmıyoruz. Geçen ki tekne gezisi harikaydı mesela!"

"Evet, sen neredeyse tekneden hiç inmedin." diye cevabı yapıştırdım.

"Bence teknenin sahibinde gözü vardı ondan." diye ekledi Alara.

"Harbiden çocuk çok yakışıklıydı." dedi Kaan. Hep birlikte kahkahayı patlattık.

Deniz sakince direksiyonu çevirirken dikiz aynasından bize baktı. "Tekneden hiç inmemiş olabilirim ama siz yeterince beni eğlendirdiniz. Güneş'in Aşıklar Mağarasından atlarken neredeyse Sarper'le öpüşeceğini gördünüz mü?"

Kaan "Ne!" dedi. Tepkisi o kadar komikti ki kahkaha attım.

"Görmez miyim!" Alara dizime bir şaplak attı. "Tam bir çifte kumru oldular."

"Biz Güneş'le erkekler varlığından haberi yok diye dalga geçerken bir anda olanlara bakar mısın?"

"Kızlar... Lütfen canlarım, yapmayın. Biliyorum size garip gelebilir ama ben tadını çıkarmaya çalışıyorum. Lütfen izin verin ve bunu mahvetmeyin."

Alara yan gözle bana bakarak "Ondan gerçekten hoşlanıyor musun?" diye sordu. Ses tonu ve yüz ifadesi hiçbir şeyi ele vermiyordu. Korumacı tavrının farkındaydım ama belki ona ne kadar mutlu olduğumu gösterirsem anlayış gösterebilirdi. O yüzden tüm samimiyetimle gülümseyerek kafamı aşağı yukarı salladım.

"Hoşlanıyor muymuş?" diye sordu Deniz.

Alara gözlerini benden ayırmadan "Evet, hem de biraz fazla."

Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken yanaklarımın kızardığını hissettim.

"Güneş Tezel ne ara bu hale geldi gerçekten?" diye sordu Alara. "O otelde bizim bilmediğimiz ne dönüyor? Yoksa..." Gözleri alayla kısıldı. "Çalışanlar müşterilerin odasına girebiliyor mu?"

Alara imalı imalı bakınca hemen ona bir dirsek attım. "Saçmaladın Alara! Öyle bir şey yok. Biz sadece, konuşuyoruz." Beni dün öpüşü aklıma gelince pencereden dışarı baktım. "Bu kadar."

Güneşin Gülümsediği YerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin