TANER

91 66 1
                                    

Herşeyin bir son kullanma tarihi var derler ya, bu sadece alınan bir ürün veya kullanılan bir eşya için geçerli değilmiş ; acının da bir son kullanma tarihi varmış ve ben acının  bedenimden süzülerek evrendeki  milyarlarca acı içinde kaybolmasını istemiyorum.gözümdeki yaşların bile bir sınırı varken , acının da beni terk etmesini Elif'i unutturmasından korkuyorum.. Çok korkuyorum.

Acı, kayıp Elif'i bedenimin her zerresinin hissetmesini sağlarken şimdi ondan ayrılmak beni üzüyor..

5 AY SONRA

aradan aylar geçti kızlarla kolay toparlanamamıştık hele de ben düzenli olarak psikolog randevuları ile aylarım küçük sarı renkli duvarlarım arasında geçmiş, Bulut'un zorla ağzıma soktuğu yemekler dışında tek bir lokma giyemeyecek haldeyken şimdi düzeldiğimi hissediyorum

keşke düzelmesem hep yorganımın altında karanlık bulutlarım arasında kendi hayal dünyamda yaşayabilsem.

-Adamm girebilir miyim ?

- Girebilirsin Bulut

Bulut'un nazik sorusu ile kapım hafifçe aralandı ve yüzünde merhametle karışık bir merak ifadesi yerleşmişti

- Gel bakalım sana bir sürprizim var

- Ne sürprizi

Sürprizleri sevmezdim bana  emrivakiden başka bir şey ifade etmezlerdi

-Gel de kendin gör

-Of Bulut ne vardı sanki söyleseyd-

Odamdan çıktığım an sözlerim yarıda kesilmişti çünkü  koridorda tam karşımda duran iki kişi afallamama sebep olmuştu

- A-anne

- Kızımm

Ona doğru Bir adım attım. En son 12 yaşında görmüştüm onları ve tam da şu anda onlara en ihtiyacım olan zamanda gelmişlerdi.

İnsan ailesine hiç kıyamıyor biliyor musunuz? Her ne kadar az zaman aralığında yanıma gelseler bile sık sık telefonla görüşüyorduk annemlerle. hatta günde 5 6 defa falan araşıyorduk

Onları öyle çok özlemiştim ki kalbimde bir yerlerde saklanmış olan aile sevgisi tüm bedenimi kaplamaya yemin etmiş gibi fışkırıyordu.

- Baba

-Prensesimm gel bakalım buraya
Aynı şekilde babama da sadece öyle baktım sonra ondan da ayrılıp mutfağa ilerledik.

-başın sağolsun prensesim olanları Bulut anlattı

- Evet güzel kızım başımız sağolsun çok tatlı bir kızdı

Onlara tam cevap verecekken Bulut'un annemle babamı uyarır şekilde boğazını temizlemesiyle hepimiz sustuk

- hadi gelin bakalım şurda oturalım

- kızım benim yanımda otursun

-Aaa Faruk hemen sattın beni

Babama oturduğumuz koltukta sıkıca sarılırken saçımı karıştırmayı ihmal etmiyordu Onları nadir görmeye alışmışken bu  denli özleyeceğim aklıma gelmezdi.

Bulut ve annemde karşımızdaki tekli koltuğa yerleştiğimizde sanki annem babama trip atıyor gibiydi. Ama pek sorgulama gereği duymadım

- Eee Bulut anlat bakalım üzüyor mu bu yaramaz seni

- Olur mu Faruk amca Kardeşim beni üzmez

Bana bakarak göz kırptı ve  yüzünde ufak bir tebessüm oluşturdu

GÖLGELERİN İÇİNDE( ARA VERİLDİ ) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin