5k olmuşuz, teşekkürler 😭😭😭💍💚
1 Ağustos STAYlerin doğum günü de kutlu olsunnn❤️🔥
Bölüm bi tık uzun oldu ama sürprizlerle dolu, iyi kötü😈😀
İyi okumalar--->>>🍵💚
---- -----
Taehyung ellerindeki ve kollarındaki kanı suyun altında yıkadıktan sonra lavabodan çıktı. Başı döndüğü için öylece dikildi. Tren oldukça sessizdi kafasının içindekilerin aksine. Kapının açıldığını duymuştu. Sunghoon'un sesini de. 'Hepsi çıktı' diye düşündü burnundan nefes verir gibi sinirden güldüğünde. İç çekerek elini saçlarının arasından geçirdi ve düşünmeye çalıştı. Her şey bitmiş miydi? Polis kuruntusu gerçekten onca plana rağmen işleri mahvedecek miydi?
Elinde tuttuğu ve daha demin yıkadığı bıçağa baktı. Yansımasındaki gözlerini gördüğünde nefes almakta zorlandı. Yanıp sönüyordu adeta. 'Griler...'
Eli titremeye başladığında yüzünü buruşturdu. Daha önce hiç hissetmediği bir acı zihninden tüm vücuduna doğru tekrar yayılıyordu. İlerlemek için duvara tutundu. Hyunjin'in sesi kafasında akıl sağlığına zarar verircesine yankılanıyordu.
("Kim Taehyung, Jungkook'u öldür. Duyuyorsun değil mi?...")
Zihnindeki tüm düşünceler uçmuş, yerine sadece bu düşünce kalmıştı.
-"O trende bile değil!" diye mırıldandı kontrolü kaybetmemeye çalışırken.
Elindeki bıçağı sıkarken tren vagonunun mini bara açılan kısmından içeri girdi. Bakışları yerdeki parçalanmış adamdaydı. Bıçağın yansımasından tekrar baktı. Bu sefer yanıp sönme yoktu. Gözleri tamamen beyaza yakın grilere bürünmüştü.
-"Seni öldüreceğim." deyi mırıldandı dudaklarının arasından. Başını kaldırdığında gördüğü kendisini bir anlık afallatmıştı. Jungkook ile göz göze geldi. İnmemiş olması şaşırtıcıydı. Elindeki bıçağın sapını sıkarken ağır adımlarla kendisine doğru geldiğini gördü. Onun bakışları da elindeki bıçaktaydı. Yüz hatları yorgun görünüyordu. Taehyung her ne kadar istese de durdurmaya çalıştığı iç güdülerine yenildi tekrardan.
---- ----
Jungkook yediği yumruk ile bir an sendelediğinde dudakları aralandı ve elleri karnına gitti. Taehyung'dan böyle ani bir hareket beklemiyordu. İki büklüm olurken yüzünü buruşturdu. Zaten midesi bulanırken bu hamle tekrar midesini harekete geçirmişti.
-"Sen ne yapmaya..." diye mırıldandı ama ardından gelen tekme eğildiği yerde dengesini bozmasını sağlamıştı. Sırt üstü halının üzerine düştüğünde kalkmak için yanındaki masaya tutundu ama Taehyung'un üzerine çıkması ve omzundan ittirip onu tekrar yapıştırması ile öylece kaldı.
-"Derdin ne senin!?-" diye bağırsa da yüzüne inen bıçak darbesini gördüğünde cümlesi yarıda kaldı. Kendinden beklemeyeceği bir reflekse ellerini kaldırdığında bıçağın demir kısmını tuttu sertçe. Nefesi kesilmişti. Göz bebekleri gittikçe küçülürken içinde bulunduğu durumun farkına vardı. Ölüm ile burun burunaydı çoğu kez yaşadığı gibi. Parlak sivriliğin tam iki gözünün ortasında durduğunu görebiliyordu. Taehyung tüm gücüyle aşağı bastırırken bıçağın ucuyla alnı arasındaki mesafe yok denecek kadar azdı. İnmesine ramak kalmıştı. Avucunun içinde hissettiği ise başka boyutta bir acıydı. Derisinin çizilerek yırtılışını ve demir bıçağın soğuk dokusuyla tanıştığını hissedebiliyordu. Nefes alışverişi durağandan hızlandığında Tae'nin bıçağı iki eliyle tuttuğunu ve daha da bastırdığını gördü.
![](https://img.wattpad.com/cover/322562742-288-k282925.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mr. V's Bunny
FanfictionPsikopat katil Kim Taehyung ve onun peşini bırakmayan hırslı müfettiş Jeon Jungkook Her cinayetin ardından katil tarafından bırakılan güller, müfettiş Jungkook'un koleksiyonunu çoğaltıyor. Ona bir adım daha yaklaşıyor, istemeyeceği kadar dahil oluyo...