0.3

541 38 5
                                    

23 OCAK 2023...

Jungkook soruşturma masasında parmaklarını tıklatırken karşısında duran durgun gence baktı. Buraya dün akşamdan beri ikinci gelişiydi ve henüz hiç konuşmamıştı.

-" Konuşacak mısın artık?"
Genç başını kaldırdığında Jungkook gözlerindeki şaşkınlığı gördü. O da bu olay yüzünden çok sarsılmışa benziyordu.

Saatine baktı. Yarım saat sonra mesaisi bitiyordu ve karakoldan ayrılabilecekti. Genç nihayet ağzını araladığında Jungkook iç çekti:

-" Adın ne?"

-" Soobin, efendim"
-" Anlatacakların olduğunu söyledin"

Genç ikinci suyu da içtiğinde plastik bardağı elinde büküp polis odasının gerici ortamında sakince konuşabilmek için doğruldu. Demek ki o da gördüklerinden acayip etkilenmişti. Olay yerine giden polisler de aynı şeyi söylemişlerdi.

("Dehşetti! Görmeliydin, aman tanrım!")

-" B-ben" diye başladı genç. Nihayet boğazını temizlediğinde daha düzgün bir ses tonuna bürünmüştü. "Yeji'ye unuttuğu matematik kitabını götürmek için evine gittim. Annesi kapıyı açtı ve henüz gelmediğini söyledi. O da endişelenmişti. Bana etrafa bakmam için rica etti. Bende boş sokakta geziyordum."

Jungkook adamın durduğunu fark ettiğinde eliyle devam etmesini istedi.

-" İşte sonra ara sokaklardan çıkmaz olanın yanından geçerken yağmurun oluşturduğu su birikintilerin ayağıma doğru aktığını gördüm. Karanlıktan geliyordu su. K-kırmızıydı. Bende merak edip telefonumun flaşını açarak o sokağa girdim. Başlarda ne kadar kırmızı birikintiyi takip etsem de bulamadım ve vazgeçip dönecekken ilerde flaşımla parlayan bir şey gördüm ve duvarın dibine kadar gittim"

Soobin durmuştu. Yüzünde dehşetin ifadesi vardı. Ağlamak üzereydi. Jungkook ona teşekkür edip gönderecekken Soobin devam etmeyi tercih etti:

-"Yeji yerdeydi...Ş-şey kafası ve kolları..." yutkunarak baktığı duvardan polise döndü. "H-hepsi vücudundan ayrılmıştı! Kan havuzuydu! Tanrım onu görmemeliydim!"

Jungkook sıkıntılı bir ifade ile gence bakarken ona üzüldü. Bu yaştan öyle bir şey görmesi sağlık açısından iyi bir şey değildi. Ömür boyunca unutmayacağına emindi.

-" Oralarda gelen geçen göndün mü hiç?"

Soobin titreyen dudaklarını birbirine bastırıp tekrar önüne döndü. Hatırlamaya çalıştığında duvara bakıyordu:

-" Hayır..." dedi yine durgunlaşan sesiyle. "Kimse yoktu"

Jungkook başını aşağı yukarı sallarken dudaklarını ıslattı. Bu, bu hafta üçüncü olmuştu. Her hafta daha da artıyordu. Kulağına gelen her dava daha da sinirlenmesine neden oluyordu. Bu cinayetlerin failini bulup tutuklayacağına söz vermişti. Kendine.

-" Tamam Soobin'cim çıkabilirsin. Ortalıktan kaybolma sana yine ihtiyacımız olabilir"

Soobin yine yere bakarken dalgın dalgın kapıya yöneldi. Kapıyı açtığı anda ciyak bir ağlamayla karışık bağırma sesi odayı kapladı. Jungkook Soobin ile göz göze gelirken aynı şeyi düşünüyorlardı.

Annesi...bağırıyordu karakolda. Sese kulak verdi.

"ONU BULUN MEMUR BEY!! NE OLUR O KATİLİ BULUN. YALVARIRIM!!!"

Soobin başını tekrar kapıya yönelttiğinde dışarı kızarmış yüzü ile çıktı ve kapıyı kapattı. Ses kesilmişti. Şimdi soruşturma odasında yalnız kalmıştı:

-"Ne istiyorsun aşağılık piç kurusu..." diye mırıldandı. "Masum insanlardan ne istiyorsun!?"

Masadan öfkeyle kalktığında üstündeki üniformayı düzeltti. Her soruşturmaya noktayı koyarken neden bir anda tökezlemişti? O en başarılı polis olarak kalmaya devam etmeliydi. Lanet bir soytarı yüzünden jürilerin gözünden düşemezdi. Bu davayı da çözmek zorundaydı.

Hırslıydı. Her zamanki gibi. İstediğini elde etmeden durmayacaktı. Güvenlikleri biraz daha arttıracağını düşündü. Ve daha birçok şeyi.

-" Tekrar yapacak" diye düşündü. "Ama bu sefer yakalayacağım"

Kızın annesini sorgulamayı sonraya bırakıp çıkmak için hazırlandı.

------ -----

Mr. V's BunnyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin