Chapter: 3

53 15 47
                                    

Hoşgeldin! Yorumlarını bekliyoruz, iyi okumalar ❣️

Birkaç dakika sonra telefonu titremeye başladı Jooheon'ın. Az önce aradığı arkadaşının ismini ekranda görünce uyandırdığını düşünüp kızdı kendi kendine. Sonra da cevapladı aramayı.

"Kihyun, kusura bakma kardeşim rahatsız ediyorum bu saatte. Müsait misin?"

"Müsaitim, kötü bir şey mi oldu?"

"Bu gece sende kalabilir miyim?"

Kihyun şaşırmıştı birden. Jooheon'ın evli olduğunu biliyordu. Dolayısıyla bir evi olduğunu da biliyordu. Birazcık tanıdıysa da gecenin bu saatinde bir hiç için rahatsız etmeyeceğini de adı gibi biliyordu.

"Kal tabii. Adresi biliyorsun."

"Beş dakika sonra oradayım."

İkisi de vedalaşıp telefonu kapattıktan sonra Jooheon banktan çantasıyla kalktı ve bildiği adrese doğru yürümeye başladı. Saat gece yarısını çoktan geçtiği için üşümüştü hızlı hızlı yürüdüğü halde. Kapıyı çalıp beklemeye başladı.

Kihyun da o sırada Jooheon'ın yatağını hazırlamayı bitirmişti. Kapının sesini duyduğunda bekletmemek adına gidip açtı hemen kapıyı.

"Hoş geldin." dedi sıcak bir gülümsemeyle.

"Hoş buldum. Kimse var mı?"

Kapının önünden çekildi Kihyun girmesi için. "Yok kimse. Yatağın da hazır, uyu dinlen hemen."

Jooheon içeriye girerken Kihyun da çantasını almıştı. Kapıyı arkasından kapattı ve sormayı unuttuğu soruyu sordu mahcubiyetle.

"Ah, açsan yemek de var. Mutfağa gidelim istersen."

"Bir şey yiyesim yok Kihyun, çok teşekkür ederim ama gidip oturabiliriz. Hatta kahven varsa içebilirim. Yediğim laflar ile doydum çünkü yeterince."

"Otur, bekle beni. Geliyorum." dedi Kihyun çanta ile birlikte Jooheon'a hazırlamış olduğu odaya gitmeden önce.

"Tamam."

Jooheon da yolunu bildiği mutfağa gidip oturdu sandalyelerden birine ve Kihyun'u bekledi. Çok geçmeden Kihyun da gelmiş, kahvesini hazırlamıştı hemen. Bardağı önüne koydu ve yakınındaki sandalyeye oturup sohbet başlatmaya çalıştı.

"Afiyet olsun."

"Sağ ol."

"Anlat, neler oluyor?"

Jooheon derin bir nefes aldı konuşmadan önce. "Haesoo..." dedi sıkıntılı bir biçimde aldığı nefesi bırakırken. Devam etti sonra. "Maddi sıkıntılardan dolayı kavga ediyorduk zaten sürekli. Bu gece eve ben aradıktan sonra taksi ile geldi. Üzerinde garip bir koku vardı..." Kahvesinden bir yudum aldı başını sağa sola sallamadan önce. "İnkar etmedi. Ben de bir nevi evi terk ettim. Yani... başka biri var sanırım hayatında ve ona benden daha iyi bakıyor olmalı."

Kihyun şaşkınlıkla ve üzüntüyle dinlemişti arkadaşını. "Ben... çok üzüldüm."

"Yapacak bir şey yok ama öyle değil mi? Yakında boşanma kağıtlarını da alırım elime. Ben destek istedikçe köstek oldu Kihyun, yapabileceğim bir şey yok. Canım çıkana kadar çalışıyorum ama kredi kartı harcamalarını bırakmadığı için çıkamıyoruz borçların içinden."

Kihyun da sıkıntılı bir nefes alıp vermişti. "Senin için en iyisi olsun..."

Jooheon anlattıkça daha çok sinirleniyordu. Elleri titremeye başladı ve sinirinden de göz yaşları akmaya başlamıştı. Üzgündü çünkü her ne kadar severek evlenmemiş de olsa o hiçbir zaman Haesoo'yu aldatmamıştı. Belki de onu son raddeye getiren şey aldatılmasıydı. Sesi yükseldi biraz.

Serendipity - JooKyun ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin