Chapter: 8

48 13 85
                                    

Hoşgeldin! Yorumlarını bekliyoruz, iyi okumalar ❣️

"Biz... bir şeye başlarsak ve... ortaya çıkarsa... eşinin tepkisi ya da sana yapabileceği şeyler beni sinirlendiriyor."

"Eski olacağı için umurumda değil. Davayı pazartesi açacağım. Yani iki gün sonra."

"Eski olması sana bir şey yapamayacağı anlamına gelmiyor."

"Yaparsa hapse girer."

Jooheon endişeli gözlerini karşısındaki adamın yüzünde gezdiriyordu.

"Yapmamalı Changkyun..."

"Bilmiyorum... belki yapmaz da."

Derin bir nefes çekti içine Jooheon. "Geriliyorum düşündükçe."

İkisi de bir süre sessiz kaldılar. Changkyun onu kendisine bir şey olmayacağına ikna etmeye çalışıyordu.

"Benimle kalır mısın? O zaman için rahat eder mi? Ya da istersen ben seninle kalabilirim."

Jooheon yarım bir nefes aldı. "Kalırım, kalırsın... sorun değil. Her an yanımda olsan, bu da sorun değil. Bana bir şey yapmaya çalışması hiç sorun değil ama sana dokunursa ve ben bunu engelleyemezsem... işte bu sorun."

"Sana olan da benim için sorun." dedi Changkyun. "İkimiz de sağlam kalmaya çalışalım."

"Olur."

Changkyun Jooheon'ın elini bıraktı ve masadaki kirli tabakları toplayarak lavaboya koydu. Jooheon da kalkıp arkasında dikilmişti o an. Changkyun arkasını döndüğünde Jooheon'ın göğsüne çarpmaktan son anda kurtuldu. Kafasını kaldırıp gözlerine baktı. Jooheon zaten gözleriyle buluşmak için bakmasını beklemişti.

"Ne oldu?" diye sordu Changkyun.

"Yakından bakmamıştım hiç."

"Ben bakmıştım."

"Ne zaman baktın?"

"Bana kazak arıyordun."

Jooheon yüzünün her zerresini inceliyordu. Bedenleri birbirine çok yakın olsa da dokunmamayı tercih etmişti. "Büyük bir söylenmeden kurtardın beni o gün."

"Senin şansınım."

"Buna eminim. Benim şansımsın."

Changkyun daha fazla dayanamamıştı. Elini kaldırıp kuş tüyü hafifliğinde yanağına koydu ve başparmağı ile gamzesine dokundu. Jooheon da gülümsemişti çukurlarını derinleştirmek için. Yanağını Changkyun'un eline doğru ittirmişti kedi gibi.

"Seni onlar tavladı değil mi?"

"Kesinlikle."

Changkyun'un kulağına doğru yaklaştı yine dokunmadan. Changkyun öpecek zannettiği için heyecanlanmıştı.

"Bunu hep yapıyorlar biliyor musun?"

Anlamadı Changkyun. "Neyi?"

"İnsanları ağıma düşürüp aşık ediyorlar bana."

Gamzelerinden bahsettiğini anladı Changkyun. Gülmüştü seslice. "Onlara kızar mısın? Herkes olmaz."

"Sen kız."

"Olur."

Jooheon alnını Changkyun'un omzuna yasladı. Changkyun da kollarını sarıp saçlarını okşamıştı gözlerini kapatıp. Jooheon içmeden sarhoş olacak gibi hissediyordu mis kokusu yüzünden.

"Hiç değiştirmiyor musun?"

"Kokumu mu?"

"Evet."

Serendipity - JooKyun ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin