11.Bölüm: Sen ve Ben
Gerçekten de artık mantıklı düşünemiyordum. Ben yine ne yapmıştım böyle?
Asrın motoru durdurdu. Yola odaklanmadığım için ne kadar zaman geçtiğini bilmiyordum.
Motordan indi ve motorun ayaklığını indirip motoru sabitledi. Bense hala motorda oturuyordum.
Ölümün defalarca kez kıyısından geçmiş olmak, korkunçtu.
"Daha ne kadar orada oturmayı düşünüyorsun?"
"Birkaç saat kadar." yanıma yaklaştı ve kafamdaki kaskı çıkardı. Yol boyunca ağladığım için şişmiş olduğuna emin olduğum gözlerime baktı.
Kaskı bıraktı ve kollarını bana doladı. "Olan oldu artık. Yapacak bir şey yok."
Asrın'ı hafifçe ittim. "Onlar haklılar. Ben onun oğlunu öldürdüm." diyerek ellerimi yüzüme kapadım. Daha fazla ağladığımı görmesini istemiyordum.
"Sen, seni zorla alıkoyan ve öldürmeye çalışan şerefsiz bir katili öldürdün." ellerimi yüzümden çekti ve gözyaşlarımı sildi.
"Bu yüzden bir daha ağlamayacaksın. Eğer onu sen öldürmeseydin zaten ben öldürürdüm. O yaşamayı hak etmiyordu."
"Kimse ölümü hak etmez." sıkıntılı bir nefes verdi.
"Evet ama sen de hak etmiyordun. Sen onu öldürmeseydin o seni öldürecekti. Sen seni öldürmeye çalışan birini öldürdün. Kendini suçlamayı kes." elimi tuttu ve beni motordan indirdi.
Etrafa baktım. Gördüğüm tek şey bolca ağaçtı. Asrın'ın kolunu tuttum.
"Beni ormana mı kaçırıyorsun?"
"Şuan nereye gittiğimizi bende bilmiyorum." Gülümsedim çünkü ben biliyordum.
"Gel benimle." dedim ve ağaçların arasına girdim. Babamın burada bir evi vardı, bazen gelirdik.
Buraya gelmemiz olanlardan babamın da haberinin olduğunu gösteriyordu. Bunun şuan iyi mi yoksa kötü mü olduğundan emin değildim.
Bir süre yürüdük ve etrafa baktım. Buraya geleli çok uzun zaman olmuştu, yolu hatırlamakta zorluk çekiyordum.
"Nereye gideceğimizi bildiğinden emin misin?"
"Sessiz olursan hatırlamaya çalışıyorum." Sanırım soldan gitmemiz lazımdı. Sol tarafa yöneldim ama Asrın kolumu tuttu.
"Yine ne var?"
"Kaybolmayalım, birazdan telefon gelecek zaten."
"Ya sen gel, ben biliyorum yolu." diyerek kolumu kurtardım ve yürümeye başladım.
Yani umarım biliyorumdur.
🦋
"Al işe kaybolduk."
"Hayır, bulacağım." inanıyordum, az kalmıştı.
"Dur artık Biran, tam 1 saat oldu." haklıydı sanki.
"Peki tamam şimdi ne yapacağız?"
"Şimdiye kadar aramaları lazımdı, bir saniye lütfen." telefonunu çıkardı ve ekrana baktı.
"Kahretsin ya."
"Ne oldu?"
"Telefonum çekmiyor."
"Ay bende bir şey oldu sandım, buluruz çeken bir yer abartma."
"Of Biran."
"Gel bak şu tarafa gidelim, orada çekiyordur."
"Hayır bu tarafa gideceğiz." diyerek ters tarafı gösterdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakın Koruma (+18)
Teen FictionDudaklarımı açlıktan kurtaran dudakları... Ben artık gerçekten ona ait hissediyordum. Annemin söylediği sözler geldi aklıma. "Asla aşık olma Biran. Emin ol aşk pişmanlıktan başka bir şey değildir." Çok geç anne ben çok aşık oldum..