17.Bölüm: YÜZÜK
Ve hiç kimse senden daha önemli değil.
🔥
Bazen küçümsediğimiz şeyler hayatımızdaki en önemli şey haline gelebilirdi. Sonra bir pişmanlık duyardık o şeyi küçümsediğimiz için sonra bir pişmanlık daha duyardık küçümsediğimiz şey büyüttüğümüz için.
Ama bazı şeyler her şeye rağmen güzel olurdu. Asrın'ın hayatıma girişi tam olarak böyleydi. Asrın kıyametin içerisinde bir çiçek gibiydi. Ateşlerin içerisinde parlayan bir çiçek.
İstanbul'a ineli tam 2 saat olmuştu. Benim için ayarlanan aşırı korunaklı evlerimizden birine geçmiştik.
Sıcak bir duş alıp doktor kontrolünden geçmiştim. Yaralarım iyi durumdaydı.
Benim için getirdikleri onca kıyafetimin birazını dolabıma dizebildim. İçlerinde özel olarak diktirdiğim elbiseleri görünce giyinip süslenmeyi ne kadar özlediğimi fark ettim.
Doğduğumdan beri katıldığım büyük davetlere uzun zamandır katılmıyordum. Herkesin üstümdeki elbisenin tasarımcısını, ayağımdaki ayakkabının pahalılığını konuştuğu zamanlar benin için çok geride kalmıştı.
Bu insanların da baya dikkatini çekmişti. İnternette bununla ilgili bir çok haber görmüştüm. Çünkü onlar için ben sosyetenin tam ortasında bulunuyordum. Her davete özenle hazırlanmak ve en güzel gülümsememle poz vermek zorundaydım. En azından eskiden öyleydi.
O günleri özleyeceğim pek sanmıyordum aslında. Benim başka hayallerim vardı ya da ben öyle sanıyordum. Annem güçlü bir kadındı, kendi ayakları üzerinde duran ve banada bunu aşılayan biriydi. Babamın bu kadar güçlü bir adam olmasına rağmen annem mesleğini yapmaya devam ederdi. Önünde milyonlar varken o öğretmen maaşı ile yetinirdi.
Bense davet davet gezmekten keyif alıyordum. Tüm hayatımı annem gibi olmaya çalışarak geçirmiştim, bunu anneme bir borç olarak görmüştüm ben ama büyük bir hata yapmıştın annem gibi azla yetinmek yerine her zaman hırslarıma yenik düşmüştüm.
Önce kendime bir şirket kurmuştum, kendi paramla ama babamın soyadıyla. Sonra herkesi alt edebileceğimiz düşünmüştüm, kendimi onlardan üstün görmüştüm çünkü ben annem aksine arkama babamın soyadını almıştım.
Pişman değildim aslında sonuçta o benim babamdı ve teknik olarak arkamda durmak zorundaydı.
Tek hayalim şu durumdan kurtulmaktı. Sonra sosyeteye geri dönecektim. Çünkü ben çıktığım yolda başarısız olmuştum. Anneme olan saygımdan işimide bırakmayacaktım ama kendime veya bir başkasına zarar verecek hiçbir şey yapmayacaktım.
Şimdide günlerdir güzel yiyecekler yiyememenin acısını çıkarmak için mutfağa gidiyordum.
Uzun koridorların ardından mutfağa vardım ve içeride yemek hazırlayan çalışanları gördüm.
Ellerimi çarptım ve beni görmelerini sağladım. "Herkes dışarı çıksın, bugün bizim için yemek hazırlanmayacak. Personel yemeğini hazırlamak için daha sonra gelirsiniz." Lafımı ikiletmeden dışarı çıktılar.
Kendim hazırlayıp kendim yiyecektim. Başkalarının hazırladığı hiçbir yemeğe güvenmiyordum. Bir yandanda Asrın'ın annesini hayatımızda hala olması beni iyice korkutuyordu. Onu bizden ve Asrın'dan uzaklaştırmanın bir yolunu bulmalıydım.
Asrın olmasaydı tek bir saç telini bulamazlardı ama Asrın için dayanmalıydım.
Bulduğum mutfak önlüklerinden birini üzerime geçirdim ve tezgahın önüne geçip etrafa boş boş bakmaya başladım.
![](https://img.wattpad.com/cover/344759010-288-k346940.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakın Koruma (+18)
JugendliteraturDudaklarımı açlıktan kurtaran dudakları... Ben artık gerçekten ona ait hissediyordum. Annemin söylediği sözler geldi aklıma. "Asla aşık olma Biran. Emin ol aşk pişmanlıktan başka bir şey değildir." Çok geç anne ben çok aşık oldum..