keyifli okumalar dostlarıımm, bu akşam maç var umarım sezona +3 puanla başlarız takıma güvenim tam💘
Tüm takım antrenman yaparken Barış Alper hala ortada yoktu. Dilimi dudaklarımda gezdirip etrafa bakındım. Evet, bir o yoktu sanırsam. Kafamdaki şapkayı çıkarıp kenarı fırlattım ve sıkıntıyla oflayıp telefonumun saatini kontrol ettim. Antrenman başlayalı 10 dakika olmuştu.
Ayaklanıp sahadan çıktım. Tesisin koridorunda soyunma odasına doğru ilerlerken neden bunu yaptığımı sorgulamadım. Merakıma yenik düşmüştüm.
Soyunma odasının önüne geldiğinde kapıyı çalmak için elimi kaldırdım. O an farkına vardım ne yaptığımın. Barış Alper orada olsa ne diyecektim ki? Özür dilemezdim asla. Ama Kerem'in dediklerinden sonra huzursuz hissediyordum.
Soyunma odasının kapısını yavaşça çalıp kulağımı kapıya yaklaştırdığımda Barış Alper'in boğuk sesini duydum. "Evet?"
Daha fazla beklemeden kapıyı açıp kendimi içeri attığımda, Barış Alper'in çıplak sırtını görmeyi beklemiyordum. Yutkunarak tamamen içeri girdim ve kapıyı ardımdan kapattım. Önündeki aynadan gözlerini benimle buluşturdu. Şaşırmıştı, fakat sonradan toparladı. Kaşları şaşkınlıkla havalanırken çekingen bir tavırla ilerledim yanına doğru.
Tam arkasında durduğumda ortamın gergin havası sinirimi bozmuştu. Omzunun biraz altının kızardığını gördüm. Ben yapmıştım muhtemelen.
Parmak uçlarıma kalkıp ince parmaklarım omzunu bulduğunda bedeninin gerildiğini hissettim. Yavaşça kızarıklığın üstünde parmaklarımı gezdirdiğimde gözlerini kapatıp kafasını eğdi. "Barış..." diye mırıldandım.
Kafasını kaldırıp bedenini bana çevirdi. Karın kasları gözümün önüne serilirken gözlerimi gözleriyle buluşturdum. "Hm?" dedi kollarını lavaboya dayarken.
Ne diyecektim şimdi? Daha önceden planlamamıştım, neden peşinden gelmiştim? Alt dudağımı dişledim yavaşça. "Canın acıdı mı?"
Dudakları yavaşça yukarı kıvrılırken dayandığı lavabodan ayrılıp bana doğru adımladı. Beklemediğim için geri sendeledim. Ben geri gittikçe üstüme doğru geliyordu. Gerilmiştim.
Sırtım soyunma odasının kapısına dayandığında şimdi iyice dibimdeydi. Kaslı kollarıyla beni kapıyla arasına hapsederek yüzüme doğru eğildi.
Burnuma dolan sigarayla karışık çekici parfüm kokusu ile istemsizce gözlerimi kapattım. "Beyza..." dedi boğuk bir sesle. Sertçe yutkundum. "Sen benim canımı acıtamazsın ki."
Kafamı geri çekip gözlerimi gözlerine kenetledim. Hafifçe gülerek elimi göğsüne koyup ittim onu fakat kıpırdamadı. "Sen kendini ne zannediyorsun bilmiyorum ama hata bende." diye tısladım adeta. Bir kez daha ittiğimde geri çekildi bu sefer. "Aptal!" dedim sinirle. Kapıyı çarpıp çıktığımda sinirden delirmek üzereydim. Kendini beğenmiş çakma sarışın! Bir daha onu düşünürsem iki olsundu. Gebersindi.
Tekrar sahaya çıkıp benchten çantamı aldığımda tesisten çıkıp bir taksi çevirdim. Eve gitmek istiyordum.
•
"Efendim Kerem?" Telefonu hoparlöre alıp mutfak masasına bıraktım ve yaptığım yemeğe geri döndüm. "Masayı hazırla yavru, akşam çocuklarla sendeyiz."
"Ya Kerem!" diye söylendim. "Bu şimdi mi söylenir ya? Yemek yapmaya başladım ki ben çoktan." Biraz düşündükten sonra devam ettim konuşmaya. "Tamam gelin, kim kimsiniz?"
"Yunus Berkan, ben. Şarap alalım mı?"
"Olur." dedim ellerimi yıkayıp kurularken. "Bir de..." Sıkıntılı sesini duyduğumda kaşlarımı çattım. "Hayır, Barış Alper de gelemez."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sarışın | barış alper yılmaz.
JugendliteraturTAMAMLANDI beyza buruk, barış alper yılmaz ile olan ilişkisini çözemiyordu.