Elimdeki valizi taşlı yolda çekiştire çekiştire otele doğru yürürken nefes nefes kalmam ile duraksadım. Barış Alper'e söylememiştim. Daha doğrusu, kimseye söylememiştim. Babam ilk başta hayır dese de sürpriz yapmak istediğimi duyunca kıyamayarak izin vermişti. Aynı zamanda; takımdan bir kişiye de olsa haber vermemi, beni almalarını söylemişti fakat tabii ki de kimseye söylemeyerek burnumun dikine dikine gitmiştim.
Bizim Çocuklar, Gürcistan maçını kazanmıştı; benim toparlanıp buraya gelmem ile geçen iki gün boyunca da Barış Alper'e hiçbir şey çaktırmamıştım fakat görüntülü konuşmaya devam etmiştik. Tabii Kerem ilişkimizi öğrenmiş, sonuna kadar desteklemişti. Desteklemekten başka şansı yoktu zaten, abilik damarı kabarır diye falan korkmadım desem yalan olurdu gerçi. Zaten Barış Alper, Kerem tarafından sorguya çekildiğini anlatmıştı; muhtemelen başı bir süre ağrımıştı ama ne demişler:
Beyza Buruk'u seven, dikenine katlanır.
Şimdi ise, off day'leri olduğu için Barış'ın otelde olduğundan emindim. Oda numarasını, birkaç saat önce Kazımcan'ı arayıp "Barış'a hediye göndereceğim hangi odada kalıyor?" yalanı ile de bulmuştum zaten. Akıllı kızım işte vesselam.
Nefeslerimi kontrol altına alarak valizime uzanıp otelden içeriye adımımı attım. Umarım Barış Alper'den önce beni kimse görmezdi ve sürprizim sorunsuz işlerdi.
Resepsiyona gidip yeterli olan İngilizcem ile oda işini hallettikten sonra, asansöre bindim. İki günlük tutmuştum çünkü takım, iki gün sonra başka şehire uçacaktı; hep aynı otelde kalmıyorlardı.
Dikkatlice odama ulaşıp kartla açıp içeri girdiğimde kalbim heyecandan patlamak üzereydi. Hızla üzerime beyaz bir sweatshirt ve kot şort geçirip saçlarımı düzelttim.
Telefonumu alarak yatağa yatıp Barış Alper'i görüntülü aradım. Birkaç saniyelik çalıştan sonra yanıtlandı telefonum.
"Aşkım?" dedi uykulu, erkeksi sesi ile. Kocaman gülümseyerek yatağa iyice yerleştim.
"Sevgilim..." dedim sonunu uzatarak. Bu dediğime sırıttı. "Uyuyor muydun?"
"Evet ama bütün uykum kaçtı karşımda böyle bir güzellik görünce." Birazdan gerçekten karşısında görecekti ama haberi yoktu saftiriğin.
"Saat ayırmeksizin uyuyorsun, çok mu yoruyorlar seni orada?" dediğime bir kahkaha patlattığında kaşlarımı çattım.
"Ney ney, bir daha söyle." Boş boş kameraya baktım.
"Çok mu yoruyorlar dedim..." Gülmesi kesilmezkem yanıtladı. "Yok bir tanem, ondan önce."
"Saat ayırmeksizin?" Kocaman bir kahkaha daha attığında keyfim kaçmıştı. Salak gibi gülüp duruyordu.
"Niye gülüyorsun Barış ya! Ne var?"
"Balım, ayırmaksızın olmasın o?"
Göz devirerek omuz silktim. "Ayırmeksizin daha güzel geliyor kulağa bir kere, hem daha kolay söyleniyor."
Alt dudağını dişleri arasına alıp kafasını sallarken bile gülmeye devam ediyordu. "Seni o kadar özledim ki bir bilsen..."
Kocaman gülümsedim. "Benimki ile yarışamaz özlemin bir kere..."
İç çekti ve dudaklarını ıslattı. "Öyle kamera karşısında cilve yapma bana, gelince oraya gösteririm."
Kıkırdadım. "Hem sen niye sweat giyiyorsun o sıcakta, havale geçireceksin yavrum."
Gözlerimi kırpıştırdım birkaç defa ve mükemmel ötesi yalanlarımdan birini sıkmak zorunda kaldım. Normalde Barış Alper'e asla yalan söylemem yani...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sarışın | barış alper yılmaz.
TeenfikceTAMAMLANDI beyza buruk, barış alper yılmaz ile olan ilişkisini çözemiyordu.