21

5.4K 307 82
                                    

Barış bir hışımla telefonu Kerem'in elinden aldığında onu tartaklamayı ihmal etmemişti. "Telefonumu mu karıştırıyorsun lan it!"

"Ne karıştıracağım lan telefonunu, benimkini odada unutmuşum Yunus'u arayacaktım; beş yüz kere konuşmuşsunuz Beyza ile."

"Sanane? Sanane kardeşim ya!"

"Sakin olur musunuz?" İkisi de bana döndüğünde Kerem kötü kötü bakışlar atıyordu. "Ben anlamıştım zaten bir şeyler olduğunu, lan bir ayarladık sizi zaten!"

Gözlerimi kocaman açıp Kerem'i bilmem kaç bin kilometre öteden uyarmaya çalışsam da susmamıştı. "Söylemeyecektiniz değil mi hiç? Çok kötü insanlarsınız ikiniz de. Bu ilişkinin mimarı benim bir kere!" Kerem tripli tripli kadrajdan çıktığında Barış Alper göz devirdi.

"Hasbinallah ve nimel vekil! Şifre koyacağım telefonuma. Özel hayat gizliliği sıfır anasını satayım."

"Of ya..." dedim kendimi koltuğa atarken. "Bu kadar hızlı öğrenmesini beklemiyordum."

"Salla, alırız onun gönlünü zaten." Etrafını kontrol edip telefona biraz daha yakınlaştığında çok şapşal görünüyordu. Onun bu haline gülümsemeden edemedim.

"Sen neler yapıyorsun balım? Yarım saat önce aradım açmadın."

Bir süre sessiz kaldım. Alıştıra alıştıra mı söylesem acaba? Hiçbir şey yoktu ama telaşlanacaktı. Söylemesem de neden söylemedim diye kızacaktı.

"Beyza dondun."

"Yok hareket etmiyorum sadece." dedim sakince. Sıkıntıyla ofladım. "Barış..."

"Söyle güzelim." dedi merakla. "Kaza yaptım ben."

Bir kaç saniye sessiz kaldı, ya da görüntüm geç gidiyordu çünkü telaşlı ve kızgın sesi çok yüksek gelmişti bir anda.

"Ne demek kaza yaptım Beyza? İyi misin, nerdesin? Ne kazası, anlatsana!"

"Of Barış Alper, bi dur ya!"

"Ne demek dur sevgilim, kaza yaptım diyorsun bana."

"Arkadan araba çarptı, bana bir şey olmadı. Karşı tarafa da olmadı. Babamı çağırdım, halleder herhalde."

"Sikeyim karşı tarafı, sana bir şey olmasın yeter." Onun dediği şey ile ayıplar gibi baktım ona. "O nasıl laf Barış? Hem yabancı değildi bana çarpan."

"Taksit taksit mi anlatacaksın?" dedi gerginlikle.

"Semih. Semih Kılıçsoy." Yüz ifadesi değişti. "Verirsen yeni doğmuş bebenin eline araba böyle olur işte!"

Abartıyordu ve ben sinirlenmeye başlıyordum. "Barış, saçmalamayı keser misin? İnsanlık hali, olabilecek şeyler bunlar. Konuşup anlaştık hallettik diyorum. Ayrıca Semihle yaşıt sayılırım farkındaysan."

Onu azarlamam ile hiddeti azalsa da hala sinirliydi. "İki gün başına bela almadan dayanamadın değil mi güzelim?"

Şımarık bir ifade ile gülümsedim. "Bela çekiyor, ne yapayım? Kerem'e söyleyecek misin?"

"Kaza yaptığını mı?" Göz devirdim. "Hayır tabii ki, onu söyleme telaş yapmasın boşuna. Sevgili olduğumuzu diyorum, anladı zaten çeviremezsin."

"Biraz trip atar sonra dayanamaz bize zaten o." dediğine güldüm. "Akşam maç var..." diye mırıldandım. Gürcistan maçı vardı ve takım gerçekten çok iyi hazırlanıyordu. Barış arada idmandan videolar atıyordu, oradan görüyordum.

"Yeneceğiz." dedi kararlılıkla. Başımı salladım. "Yapabildiğinin en iyisini yapacaksın sevgilim." İçi gidiyordu bana, öylesine bir iç çekmişti ki... Onu daha fazla oyalamak istemediğim için kapattım telefonu.

Barış'ın yokluğunda kendimi çok yalnız hissediyordum. Barış Alper hayatımda yokken ne yapıyordum acaba? Gideli bir kaç gün olmasına rağmen şimdiden özlemiştim.

Sakince reels kaydırırken karşıma çıkan Barış Alper editleri ile özlemim ikiye katlanıyordu ki çalan telefonumu yanıtladım.

"Babacığım!" dedim en şirin halimle. "Arabayı hallettim kızım."

Kocaman gülümsedim, aklıma aniden düşen şeyi babama sunmam gerekiyordu fakat biraz da yağ çekmem lazımdı çünkü hemen tamam diyeceği bir şey değildi bu.

"Aslan babam benim be harikasın, bir tanesin sen ya! Senin var ya halledemeyeceğin iş yok biliyorsun değil mi? Dünyalar tatlısı babam beni..."

"Ne istiyorsun Beyza?" Babamın bıkkın sesiyle göz devirdim. Belki aşka geldim yani nolmuş ki? 19 yıllık kızı olduğum için ses tonumdan bile anlıyordu belli ki...

"He..." diye mırıldandım. "Şey ya..." Nasıl söylesem ki? İzin vermeyecekti kesin!

"Babacığım, hadi söyle ne istiyorsan işim var. Yeni araba mı? Hallederiz, hangi model?"

"Almanya'ya gidebilir miyim?" Aniden söylediğim şey ile içimde çığlık atma isteği doğsa da bunu baskıladım. Babam ise söylediğim cümle ile sessizliğe bürünmüştü.

sarışın | barış alper yılmaz. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin