1

23.7K 471 403
                                    

hoş geldiniizz, barış alper'le ilgili bir fanfic yazmayı bayağıdır düşünüyordum. umarım beğenirsiniz, yorum yapmayı unutmayın!

"Akşam bizdeyiz?" dedi Kerem hepimizi sorgularcasına. Herkes onayladığında Kerem bana dönmüştü. "Beyzoş?" dedi.

Mırın kırın ettim istemsizce. Barış da orada olacaktı muhtemelen, istemiyordum.

"Sensiz olur mu lan?" dedi Berkan kolunu omzuma atarak.

"Ya şimdi Barış da orada olacak, anlaşamıyoruz biliyorsunuz. Gerek yok yani."

Kerem göz devirip omzuma vurdu yavaşça ama acımıştı. "Ah!" dedim acıyla. "Mal mısın lan ne vuruyorsun?" dedim ensesine şaplak atarken. "Asıl sen mal mısın kızım? Sırf Barış var diye niye bizimle vakit geçirmekten çekiniyorsun? Zar zor aynı ortama sokuyoruz sizi zaten, ilgilenmeyin birbirinizle olur biter."

Sıkıntıyla ofladım. Haklıydı aslında, sırf o da var diye arkadaşlarımdan uzak kalacak değildim. Tanıştığımızdan beri birbirimize tuhaf bir şekilde ayar oluyorduk. Daha doğrusu onun o alaycı umursamaz tavırları beni çileden çıkarıyordu. Takımdaki herkesle abi kardeş gibiyken onunla değildim, olamıyordum. Duvarları vardı ve benim o duvarları aşmama izin yoktu. Hoş, ben de zaten pek de meraklı değildim ona. Çakma sarışın.

"Bak bak yine gözlerini deviriyor. Kim bilir ne geçiriyor içinden." dedi Berkan dalga geçercesine.

Ofladım ve poposuna tekme attım yavaşça. "Susup antrenmana döner misiniz artık? Babam gelecek valla kıtır kıtır keser sizi." dedim gözlerini korkutmaya çalışarak. Başarmıştım da, babamdan korktuklarından dolayı topuklayarak sahaya geri döndüler.

Ben de babamı görüp çıkacaktım, zaten akşam olmuştu eve gidip hazırlanmam gerekiyordu. Sabah en paspal halimle gelmiştim. Hoş, kendimi kimseye güzel gösterme çabam da yoktu; en kötü halimle gelsem bile güzeldim. Bendeki özgüven de tavan gerçekten.

Kendi kendime gülerken babamı gördüm. "Baba!" diye seslendim. "Kerem ve Berkan antrenmanı kaynatmaya çalıştılar; lafa tuttular beni. En az on dakika daha fazla çalıştır onları." dedim bir çocuk edasıyla onları şikayet ederken.

Babam dediklerime gülmekle yetindi ve alnımı öptü. "Alırım ben şimdi onların boyunun ölçüsünü kızım." Zafer kazanmış bir edayla gülümsedim. Haşatları çıksındı, beni gıcık ediyorlardı. "Ben çıkıyorum, akşam Keremlerde olacağız haberin olsun."

Babam beni onayladıktan ve vedalaştıktan sonra tesislerden çıkıp eve geçtim. Hızlı bir duş aldığımda Kerem'den mesaj geldi.

Kero💘: beş dakikaya hazırlan alacağız seni kapının önünden.

Siz: baş üstüne🫡

Telefonumu kapatıp üstüme Icardi formamı ve altıma da siyah, kısa taytımı geçirdim. Zaten forma popomu örtüyordu bu yüzden rahattım. Hem, Mauro da orada olacaksa formamı imzalatabilirdim. Tesise giderken hep unutuyordum formamı götürmeyi.

Çantamı da sırtıma taktığımda zil çaldı, gelmiş olmalıydılar. Kapıyı açtığımda Kerem karşımdaydı. Beni süzdü ve gözlerini kıstı. "Tahmin ediyorum; 53 numara, Barış Alper Yılmaz forması?"

İğrenircesine bir bakış attım Kerem'e ve kapıyı kapatıp arkamı döndüm, kapıyı kilitlemek için. O da sırtımda yazan ismi ve numarayı görmüştü.

"Beyza, harikasın!" Duyduğum bozuk Türkçe ile Kerem'in ben kapıyı kilitlerken binmiş olduğu arabadan sarkan bir adet sarı kafaya çevirdim gözlerimi. Mauro'nun ta kendisiydi. Öpücük atıp kalp yaptım elimle. Formamı imzalatabilecektim! Mauro kafasını içeri sokarken ben de kapıyı açtım.

sarışın | barış alper yılmaz. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin