6.BÖLÜM

77 20 54
                                    

Kâğıdı hızla buruşturup cebime attığımda dolu olan gözlerimi Aleyna'ya çevirdim.

"Hangi sınıfta bu çocuk." vücudumu istemsiz bir öfke sarmıştı şuan kim bana bir şey dese öldürecek vaziyetteydim.

"12-B neden ki?" dediğinde tam sınıftan çıkacaktım ki hocayı kapıda gördüm. Kimsenin duyamayacağı şekilde bir küfür mırıldanıp sırama geçtim.

Hoca dersi anlatıyordu ama asla dikkatim orada değildi bom boş karşıya bakıp kâğıtta ki yazanı düşünüyordum. Aleyna bana sesleniyordu ama duymuyordum bir anda koluma yumruk geçirmesiyle hızla kaşlarımı çatıp ona döndüm.

"Ne vuruyorsun be?"

"Kızım daldın gittin ne oluyor? Kâğıtta ne yazıyordu?" sinirle elimi cebime atıp kâğıdı Aleyna'ya verdim. Gördüğü şeyle şoka uğramış olacak ki hızla bana döndü;

" Oha ciddi misin? Bu nereden biliyor bunu" derken kâğıdı geri vermişti.

"Ben nereden biliyim kızım." deyip önüme döndüm.

*****

Zili çaldığında hoca daha sınıftan çıkmadığı halde hızla kapıya ilerlediğimde hoca arkamdan bir şeyler diyordu ama ben hiçbir şey duymuyordum kulağım sinirden buğulanmıştı sınıftan çıktığımda 12-B'nin olduğu kata gidip sınıfı bulduğumda yüzümde belli belirsiz bir sırıtma belirdi.

Sınıfın kapısını dahi çalmadan sınıfa daldığımda hocanın daha sınıfta olduğunu gördüm, hoca öcü görmüş gibi bana bakıyordu. Haasssss ben çocuğun adını sormayı unutmuştum.

"Hocam bölüyorum ama bu sınıftan biri benimle görüşmek istiyormuş izninizle onu alabilir miyim çok önemli hocam ne olur?" kaşlarımı hafif kaldırıp gözlerimi kıstığımda lütfen der gibi hocaya bakıyordum.

"Evladım sen benimle dalga mı geçiyorsun? Hadi sınıfına hadi." gözlerimi sıkıca kapatıp açarken hocaya doğru yavaş adımlarla ilerliyordum. Bu okulda ki bütün hocalar benim ne yaşadığımı bildiği gibi sinirimi ve huylarımı da çok iyi biliyorlardı. Hocanın yanına ulaştığımda yine aynı yavaşlıkla hocanın kulağına doğru eğilip konuşmaya başladım.

"Hocam," kısa süreli bir bekleyişin ardından devam ettim. "Beni bilirsiniz boş işlerle uğraşmaktan nefret ederim ama bu gerçekten önemli. Sizi mesleğinizle tehdit etmek istemem ama izin vermezseniz dayımla konuşmak durumunda kalacağım." hafif bir gülümsemeyle geriye çekilip hocaya sıkıysa izin verme der gibi baktım. Hoca kısa bir yutkunuşun ardından konuştu;

"Kim görüşmek istediyse dışarı çıksın." arkalardan bir çocuk kalktı ve yanıma doğru ilerledi, hocaya samimilikten uzak bir teşekkür edip sınıftan çıkarken hocaya tekrar döndüm, "Bu konuşmadan dayımın haberi olmazsa sevinirim." deyip yeniden samimilikten uzak bir şekilde sırıttım. Sınıftan çıktığımda çocuk karşı duvara rahat bir şekilde yaslanmış bana bakıyordu.

Kolundan çekiştirerek bahçeye çıkardım. Bir dakika bir dakika zil çalmamış mıydı, niye bahçede kimse yoktu? Düşüncelerimi anlamış gibi "Daha zil çalmamıştı 10 dakika vardı." dedi. NE!? NASIL YANİ ZİL ÇALMIŞTI VE BEN DUYMUŞMUYDUM!?!?!??? İyice delirmeye başladım anlaşılan ama çocuğa bunu belli etmeden "Biliyorum." derken sesimin bu kadar soğuk çıkmasına şaşırmıştım ama evde kendi mimik çalışmalarım sonucu bunu asla belli etmemeyi başarmıştım.

Bahçede yangın merdivenlerinin olduğu yere geldiğimizde ciddi tavrımla ona doğru döndüm.

"Kimsin sen!?"

"Ne demek istiyorsun anlamadım, ben sadece senden hoşlandığım için seninle görüşmek istedim. Sen istemediğini söyleyince ben de ısrar etmedim zaten neden birden sınıfa daldın sorabilir miyim acaba?" her bir dediğine daha da kaşlarımı çattım.

KAYBOLMUŞ RUHLAR(YARI TEXTİNG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin