20.BÖLÜM

10 5 0
                                    

3 YIL SONRA...

     Kulağımdaki kulaklığı çıkartıp elimle yerleri yokladıktan sonra aradığımı bulma mutluluğunu bile yaşayamadan kulağımın dibinden geçen mermiyle hızla şarjörü değiştirip ateş etmeye devam ettim.

     Kulağımda ki kulaklığa sürekli birinin konuşup ne yapacağımı söylemesi sinirimi bozuyordu. Her operasyon sonrası bu kulaklık meselesi yüzünden azar işitiyordum ama bilin bakalım kim her operasyonda her şeye rağmen o kulaklığı çıkartıp bir yerlere atıyor.

Tabi ki ben...

"Kelebek!" ve evet her operasyonda kod adımız değişiyordu fakat bu benim için sorun değildi benim gerçek kimliğimi zaten bilen yoktu herkes beni Alina olarak tanıyordu.

     Elimdeki bebeğin dürbününden nişan alıp sıkmaya devam ederken Akbaba'ya yani nam-ı değer Meriç'e cevap verdim.

     Fazla kurşun sesinden dolayı bağırmak zorunda kalarak "Söyle!" dedim.

"O kulaklığı tak yoksa ben gelip sokacağım bir yerlerine!" bir operasyon bitseydi be merkez.

"Korkma, bir şey olmaz bana!"

"En son ölmüştün sanki!?"

"Geri zekâlı o zorunluluktandı!"

"He aynen. Tak lan artık şu kulaklığı!" Allah'ım sen büyüksün ya'rabbim.

"Lan kim bilir nerede amına koyayım!" zorla küfür ettiriyor ya.

"Götüne mi soktun anasına satayım orada bir yerlerdedir!" aynen işim gücüm yok kulaklık arayacağım Meriç

"Aynen götüme soktum! Silahı bırakıp kulaklık mı arayayım deli etme insanı!

Meriç Beyler izin verirse yirminci leşime doğru adım adım gidiyorum.

"Bıktım lan!"

On yedinci leş.

"Yemin ederim bıktım!"

On sekizinci leş.

"Bu hayattan da bıktım!"

On dokuzuncu leş.

"Kendimden de bıktım!"

Yirminci leş.

"Ama en çok senin arkanı toplamaktan bıktım!"

"Siktir git lan o zaman! Ne topluyorsun arkamı! Siktir git! Ben mi diyorum sana her operasyonda peşimde kuyruk gibi dolaş diye?" biz niye her operasyonda kavga etmek zorundaydık ki?

"Kapa çeneni de tak şunu." Saklana saklana yanıma gelerek avucunu bana doğru uzatmış içindeki şeyi almamı bekliyordu fakat ben yattığım yerden Meriç'e doğru bakarken güneş yüzünden kör olacaktım.

"O ne la?"

"Kulaklık geri zekâlı başka ne olacak." Meriç'in arkasında durduğu yanımdaki kayaya kurşunların yağmaya başlamasıyla ağzımın içinde ufak bir küfür geveledim.

"Hayranların geldi Akbaba bir merhaba demeyecek misin?" kayaya gelen kurşunlar yüzünden çoktan kayanın dibine çökmüştü.

Bir leş daha...

İkinci leşi alamamıştım.

Siktir.

Kurşun bitti.

"Ver şu lanet şeyi!" diyerek Meriç'in yanına çömeldim.

     Önceki kulaklığımız düşmanlarımız tarafından hacklendiği için karşı taraf bizim her talimatımızı duyuyordu bu yüzden kulaklığı değiştirmişlerdi fakat çok garip bir takış stili olduğu için bana Meriç takıyordu.

KAYBOLMUŞ RUHLAR(YARI TEXTİNG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin