Köydeki evimizin bahçesinde oturmuş mangal yakmaya hazırlanıyorduk.
"Deniz, güzelim bana mutfaktan tavuk harcını getirir misin?" babamın sorusuyla elimdeki kitabı bırakıp oturduğum çardaktan kalkmıştım. Mutfağa doğru hareket edip kapıdan içeriye girdiğimde annem hararetli bir şekilde telefonla konuşuyordu fakat ben gelince susmuştu bu yaptığına fazla takılmadan "Anne tavuk harcı nerede?" diye sorduğumda çekmecelerden birini açıp bana harcı verdiğinde mutfaktan çıkıp babamın yanına doğru ilerlerken bir yandan da annemin mutfakta kiminle konuştuğunu düşünüyordum.
En nihayetinde babamın yanına geldiğimde harcı babama uzattıktan sonra "Baba, annem mutfakta hararetli bir şekilde biriyle konuşuyordu ama ben gelince sustu." Dediğimde babam amcama seslenip mangalla ilgilenmesini ve bana dikkat etmesi gerektiğini söyledikten sonra koşar adımlarla içeriye girdi. Pardon da NOLUYORDU BU EVDE.
Babam içeriye gireli tamı tamına beş dakika olmuştu ve evden hiçbir ses çıkmıyordu. Saniyeleri sayarken arkadan babamın gür sesini duymamla yerimden sıçradım. "DENİZ EVE!" ben bir şey yapmadım ki niye eve giriyordum, babam acayip ciddi ve sinirli göründüğü için hiçbir şey sormadan korkarak eve girdim.
On iki dakika elli üç saniye geçmişti ama şuan sayı saymak beni hiç rahatlatmıyordu aksine daha da stres oluyordum. On üçüncü dakika yirmi birinci saniyede dışarıdan silah sesi gelmesiyle yerimden sıçrarken çığlık atıp yerimi belli etmemek için elimi ısırmaya başladım. Evin içinde ki adım sesleri yaklaşırken çekmecemden bir bıçak aldığımda her adım da bir silah patladığını fark ettim. Korkuyordum, çok korkuyordum ama amcamın ve babamın bana ilk öğrettiği şey böyle zamanlarda soğukkanlı olmaktı. Derin bir nefes aldıktan sonra bıçağı daha sıkı kavradığımda kapı büyük bir gürültüyle kırılmıştı fakat ne vücudum kıpırdamıştı ne de yüzümdeki mimikler.
Bu adam... Bu adam annemin fotoğrafını gösterip yolda görürsen koşarak uzaklaş dediği adama çok benziyordu. Kaşlarımı çatıp konuşmasını beklemiştim ancak asla ağzını açmamıştı. "Kimsin sen?" diye bir soru yönelttiğimde kahkaha atmıştı. Acaba bunlar mal mı? Böyle bir anda güldüklerinde korkutucu olduklarını mı sanıyorlardı acaba.
"Ben" deyip kısa bir bekledikten sonra devam etti "Ben senin kardeşinin babasıyım." sanki kaşlarım mümkünmüş gibi biraz daha çatılmıştı.
"Ne kardeşi? Benim kardeşim falan yok saçmalama." dediğimde bir kahkaha daha attı. Ay vallahi çarpacağım ağzının üstüne, ne gülüp duruyorsun dAYI.
"Benimle gel seni kardeşine götüreceğim." yüzümü tiksintiyle buluşturup.
"Kaçırmak için biraz daha yaratıcı bahaneler bul ayrıca kardeşim falanda yok." yüzünde sıkılmışa benzer bir ifade vardı.
"Pekâlâ, yeter bu kadar sohbet." dediğinde anide beni sırtına aldığında ilk elimdeki bıçakla ensesine küçük ama birazda derin bir çizik atıp omuzunda ters döndükten sonra dengesini kaybedip yere düştüğünde kafasını bacaklarımın arasına sıkıştırıp "BABA!" diye bağırdığımda aşağıdan koşma sesleri gelirken bacaklarımın arasındaki adam hala debeleniyordu.
Babam kısa bir süre sonra geldiğinde ilk adama sonra bana baktığında yüzünde anlam veremediğim garip bir ifade oluştu. Babam adamın ensesinden tuttuğu gibi dışarıya doğru sürüklemeye başladığında bende odamın içindeki banyoya girdiğim an kapısını kilitleyip ardından da yere oturdum ve beklemeye başladım.
*****
"...Kırk yedi dakika elli sekiz saniye, kırk yedi dakika elli dokuz saniye, kırk sekiz daki-" tuvalette fazla durulmaz derler ama ben kırk sekiz dakikadır burada yerde oturuyordum, beni bölen şey ise kapının tıklatılması olmuştu. Birkaç saniye sonra kapı belli bir melodiye tıklatılmıştı. BU BABAMDI BU BİZİM MELODİMİZDİ.
Kapıyı açıp direk karşımda duran babama sarıldım.
"Baba, çok korktum." dediğimde bana daha sıkı sarılmış ve saçlarımı okşamaya başlamıştı.
"Shhht geçti güzel kızım sakin ol." derken sesi o kadar naif, güzel ve rahatlatıcı çıkmıştı ki her korktuğumda beni babamın sakinleştirmesini dilemiştim.
"Baba o adam kimdi?"
"Boş ver güzelliğim büyüyünce öğrenirsin."
"Beni kardeşime götüreceğini söyledi ama benim kardeşim yok ki demi baba."
"Evet, güzelliğim sen boş ver bunları." evet derken sesi çok kısık çıkmıştı.
"Baba, annem kiminle konuşuyormuş?"
"Amiriyle güzelim, gizli numaradan mesaj gelmiş onu söylüyormuş."
"Ne yazmışlarda mesajda bu kadar stres olmuş?" babam kollarını saçımdan ve belimden çektikten sonra cebinden telefonu çıkartıp bir yazışmanın ekran fotoğrafını açtıktan sonra ekranı bana doğru çevirip ekranda yazanı gösterdi.
Gizli numara: Ahh tatlım ne kadar mutlusun.
Gizli numara: Bakalım bu mutluluğun ne kadar sürecek:))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLMUŞ RUHLAR(YARI TEXTİNG)
RandomBir insanın hayatı tek bir günde değişebilir mi? değişiyormuş. Benim hayatım tek bir günde değişti, o bir günde ailem öldürüldü, başka şehire taşınmak zorunda kaldım. Yaşadığım şehir değişti, ismim değişti, annem-babam değişti ama en önemlisi karakt...