"Alina!" vallahi bıktım ben bunun çenesinden ne var yani operasyonda kulaklığımı çıkarttıysam?
"Efendim." Konuyu bilmiyormuş gibi devam aşkım hadi yaparsın.
"Bir daha operasyonlarda o siktiğimin kulaklığı çıkmayacak!" emredersiniz paşam.
Küçük kafa hareketiyle onaylıyormuş gibi geçiştirdim.
"Hiçbir operasyona çıkamazsın! O kulaklık bir daha çıkarsa seni hiçbir operasyona çıkartmam!" tam dinlemeyi kesecekken gelen cümleyle vücudumu bir şok dalgası kapladı. "Seni ekibin başından alırım."
"Ne?!" ne demek ekibin başından alırım?
"Gayet iyi duyduğunu biliyorum. " Son söylediğini üstüne basa basa söylemişti ama bir tane kulaklık için bu yapılmazdı be.
"Ekibimin başında ben duruyorum! Yeni biri gelecekse de başka ekibin başına gönderin! Kulaklığı takmasam bile verdiğiniz hangi görevde boka battım? Her görevimi hakkıyla ve layığıyla yerine getirdim! Bu yaptığınız çok saçma ve yersiz!" umarım bir ceza daha vermez.
Gelen sesle sabır çektim "Patron müsait misin?" hay sizin patronunuza.
"Ne oldu?" hayır veya evet desen ne oluyor? İlla soruya soruyla cevap vermek zorunda mısın?
"Yeni ekip başkanı geldi." Gözleri saniyelik bana değmiş ardından tekrar patrona dönmüştü.
Arkadan gelen bağırış ses kaşlarımın çatılmasına neden olduğu için bakışlarım oraya dönmüştü.
"Sakın bir daha bana dokunayım deme!" bu net ve kararlı ses tonu buradaki kimsede duymadığımdan dolayı kaşlarım biraz daha çatılmış ayaklarım sesin geldiği tarafa doğru yönelmişti.
"Beyefendi bakın anlıyorum ama patron izin vermeden buraya geçemezsiniz." Bu kesinlikle Onur'un sesiydi.
Kapının önüne çıkıp "Ne oluyor burada! Bu ne ses?" dememle bütün bakışlar bana dönmüştü.
Kimseden ses çıkmazken gözlerimi etrafta gezdirip tanımadığım sesin sahibini bulmaya çalıştım. Onur'un tam karşısında duran boyuyla posuyla girdiği her ortamda dikkatleri üzerine çekebilecek kişide gözlerim takılı kalmıştı bu adamı daha önce hiç görmemiştim. Boydan boya süzdükten sonra gözlerimi çoktandır üzerimde olan aslı yeşil olup tavandan gelen ışık yüzünden kirpiklerinin gölgelenmesini sağlayan ve koyu kahverengi gözüken o gözlere çevirdiğimde kulağıma patronun sesi geldi.
"Bingo!"
Bu oydu, ekibimin yeni başkanı.
Onur'un titrek ama net çıkan sesi gözlerimi gözlerinden çekmemi sağlayamamıştı.
"Dilerseniz ben tanıtayı-"
Gözlerimi Onur'a değdirip "Sen sus." Dedikten sonra bana yabancı ama bir o kadar tanıdık gelen o gözlere diktim bakışlarımı.
"Ağzın var değil mi?" tek kaşı havaya kalktığında konuşmaya sert bir dille devam ettim. "Tanıt kendini!"
Dalga geçer tonda "Sen kimsin ya?" diyerek patrona dönüp kendini tanıtmaya başladı.
"Ben Alpay KURTOĞLU, sizin dileğiniz üzerine buraya yeni gelen," gözlerini bana çevirip devam etti "Yeni ekip başkanıyım."
Patrona dönüp baktığımda yüzünde gurur duyan bir ifadeyle ekip başkanına(!) bakıyordu. Sahi patron bana hiç böyle bakmış mıydı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLMUŞ RUHLAR(YARI TEXTİNG)
RandomBir insanın hayatı tek bir günde değişebilir mi? değişiyormuş. Benim hayatım tek bir günde değişti, o bir günde ailem öldürüldü, başka şehire taşınmak zorunda kaldım. Yaşadığım şehir değişti, ismim değişti, annem-babam değişti ama en önemlisi karakt...