"GÜZELİM HADİ HAZIR MISIN, GEÇ KALICAZ YOKSA!"
"BEŞ DAKİKAYA HAZIRIM BABA SAÇLARIMI ÖRÜYORUM!" diye aşağı doğru bağırdığımda geç kalma korkusuyla daha hızlı örmeye başlamıştım ki aşağıdan bir bağırma sesi daha geldi.
"DENİZ BIÇAĞINI UNUTMA!"
"BABA SAKİN OLUR MUSUN HER ŞEYİM HAZIR, HEM YANIMA DÖRT TANE BIÇAK ALDIM!"
"TAMAM O ZAMAN HADİ HIZLI OL!"
"TAMAMDIR HAZIRIM İNİYORUM ŞİMDİ!" deyip aşağı doğru koşmaya başladığım sırada annemin sesini duydum" Deniz koşma düşeceksin şimdi." dediğinde kıkırdayıp en nefret ettiği cümleyi söyledim "Anne sen beni bilmiyor musun bana birşey olmaz." deyip anneme baktığımda sinirli bakışlarını görüp kahkaha attığımda annem tam bağırmaya başlıyordu ki ben babamın yanına koştum "BAK HALA KOŞUYOR, ALPER ŞU KIZINA BİR ŞEY SÖYLE!" dediğinde babamın ne diyeceğini çok iyi bildiğim için sırıtmaya başladım "Bak bak işine gelmeyince benim kızım oluyor, gel kızım biz arabaya binelim." dediğinde sırıtmam daha da büyüdü çünkü babam tam tahmin ettiğim gibi bir cümle kurdu. Anneme baktığımda annemin göz devirdiğini gördüğüm de bu sefer kahkaha attığımda babamda benim baktığım yere bakıp kahkaha attı.
Arabaya binip ilerlemeye başlamıştık, yaklaşık yarım saat-bir saat geçmişti yol boyu konuşup gülüşerek şarkılar söyleyerek ilerliyorduk ki radyodan Frxzbie'nin Sevgili Prensesim şarkısı başlamıştı ki babam şarkıya ortak olmak üzere anneme bakarak:
01.28
"Sevgili prensesim
Üşüme al beni yanına, al
Sarılabilsem sana, gelsen bana
Başaramam sensiz yaşayamam"
Demişti, annem ve babamın birbirine olan aşkları, saygıları, davranışları çok hoşuma gidiyordu. Beraber şarkı söyleyerek ilerlerken bir anda dört bir yanımızdan silah sesleri gelmeye başlamıştı. Babam anında arabayı sağa çekerek belindeki silahı çıkarıp arabadan tam inecekti ki "Baba!" dediğim an babam kapıyı kapatarak bana döndüğünde "Arabadan inme! Amirini arayıp saldırıya uğradığımızı söyle bize yardım göndersinler. Belli ki keskin nişancıları var!" silah sesleri yüzüne biraz bağırarak demiştim çünkü babam telaştan ne yapacağını şaşırmıştı. Babama açıklama yaptığımda kafasına dank etmiş gibi anında telefonuna uzanırken silah sesleri de git gide artıyordu. Annemde babama uyarak telefonundan baş komiserini arayıp haber vermişti.
Silah sesleri bir an azalıyor ardından tekrar yükseliyordu. Belli ki bazen mermileri bittiği için durup mermisini yenileyip tekrar ateş etmeye başlıyorlardı. Ve seslerden anladığım kadarıyla adamlara dahası da ekleniyordu.
Yaklaşık bir saat sonra polisler ve askerler beraber gelmişlerdi. Sesler git gide artarken annem ve babam da arabadan inmişlerdi ekipler hızla annemle babama profesyonel silahlar vererek çatışmaya başlamışlardı. Mermilerden birisi sanırım motora gelmişti, çünkü arabadan yanık kokusu geliyor üstüne dumanlar çıkıyordu.
Hızla arabanın camından dışarıya bakarak saklanabileceğim bir yer aradığım sırada gözüme bir yer ilişmişti. Hızla arabadan inerek saklana saklana gözüme ilişen yere ulaştığımda bir iki saniye sonra araba büyük bir sesle patlamıştı.
Kırk sekiz dakika üç saniye sonra tüm sesler susmuştu, kafamı kaldırıp baktığımda asker ve polislerin etrafı tarayıp temiz işareti vermişti. Arkamda hissettiğim hareketlilikle beraber tekme atmak için ayağımı arkaya doğru atmıştım ki biri ayağımı tutmuştu, tahmin ettiğim hareketi yaptığı an diğer ayağımı kaldırarak boynuna tekme attıp şah damarına vurduğumda bayılarak yere düşmüştü. Bende bu andan yararlanarak kolumdaki bıçağı çıkararak adamın üstüne çıkarak sol omuzuna sapladığımda kan akmaya başlamıştı bile, bıçağı çıkararak bu sefer tam kalbine saplayıp bıçağı geri çektim.
Ekipler kolumdan tutup beni geri çektiklerinde diğer ekipte adamla ilgileniyordu. Kolumu ekiplerden kurtararak etrafa bakındığımda annemi ve babamı göremeyince bağırmaya başladım. "NERDELER!" dediğimde herkes kafasını eğmişti bu sefer daha yüksek bir sesle "SİZE ANNEM VE BABAM NEREDE DİYE SORUYORUM!!" dediğimde, baş komiser yanıma doğru gelirken gözümden bir damla yaş akmıştı, doğum günümde böyle birşey yaşayacağım aklımın ucundan bile geçmemişti. Baş komiser yanıma gelerek babamın mermi geçirmez yeleğini giydirdikten sonra elimi tutarak annemin silahını elime bırakmıştı. Gözümden bir yaş daha akarken baş komiser "Başın sağ olsun." demişti, zar zor konuşarak "V-Vatan S-Sağ olsun." dediğimde artık gözlerim musluk misali akarken artık dizlerimin beni taşıyamadığını hissederek yere dizlerimin üstüne düştüğümde dizlerimi yana yatırarak hıçkırıklarımın arasında bağırarak "KİM YAPTI BUNU! KİM ANNEM VE BABAMI BENDEN ALDI!" diye bağırarak sorduğum sırada yengem ve dayımın sesini duyduğumda koşarak yanlarına gidip onlara sıkı sıkı sarılırken bir anda tekrar arkamı döndüp "CEVAP VERİN!" dediğim sırada baş komiser bir anda bağırarak "BİLMİYORUZ, ALLAH KAHRETSİN Kİ BİLMİYORUZ!" dediğinde gözlerimi kıstığım sırada bilmeme ihtimallerini sorguladım ve kendime bir cevap verip imkânsız dedim. Çünkü bilmeme ihtimalleri imkânsızdı illa birini sorguya çekip kim tarafından gönderildiklerini sorup zorla da olsa bunu öğrenirlerdi bu işte kesinlikle bir iş vardı.
Sonrasında ne olduğunu pek idrak edememiştim. Bir anda kendimi uçakta, sonrasında polis merkezinde bulmuştum çünkü babam ve annemi öldürenler beni de bulup öldürmesinler diye adımı değiştirmek zorundaydım. Ben artık Deniz KOROĞLU değildim, ben artık Hande ATAHANLI'ydım...
Bir insanın hayatı tek bir günde değişebilir mi? , değişiyormuş. Benim hayatım tek bir günde değişti, o bir günde ailem öldürüldü, başka şehire taşınmak zorunda kaldım. Yaşadığım şehir, ismim, annem-babam, hayatım değişmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLMUŞ RUHLAR(YARI TEXTİNG)
RastgeleBir insanın hayatı tek bir günde değişebilir mi? değişiyormuş. Benim hayatım tek bir günde değişti, o bir günde ailem öldürüldü, başka şehire taşınmak zorunda kaldım. Yaşadığım şehir değişti, ismim değişti, annem-babam değişti ama en önemlisi karakt...