8.BÖLÜM: ALEYNA

56 20 56
                                    

     Gözlerimden yaşlar firar ederken ağzımdan çıkan hıçkırığa engel olamamıştım, Meriç hıçkırık sesime uyanmasın diye elimi ısırıyordum ki birden Meriç'in sesini duydum. "Kız ne oldu niye ağlıyorsun?" birden ayağa kalktım ve koşarak Meriç'e sarıldım şuan çok ihtiyacım vardı.

"Annemle babam..." dediğimde devamını getirememiştim.

"Shhhh sakin ol birşey yok ben yanındayım korkma." Derken elini belime dolamış belimi güven verici bir şekilde okşuyordu. Daha sıkı sarıldığımda saçımın üstüne bir öpücük kondurmuşken konuşmaya başladım. "Annem... yani daha doğrusu annemle babam." derin bir nefes daha aldığımda devam ettim. "Yaşıyorlar..." birden odayı bir "NEEY NEY NEEEEEY!?" sesi kaplamıştı. "Nasıl lan nasıl yaşıyorlar sen nasıl öğrendin kim söyledi nasıl bu tanıya vardın emin miyiz yaşıyorlar mı? Bana lütfen şaka yaptığını söyle oğlum kaç sene geçti nasıl yaşıyorla-" gözlerimi şokla belertip nasıl bu kadar hızlı ve nefessiz konuştuğunu anlamaya çalışıyordum. "Lan bir sus valla ağlayasım kaçtı anasını satıyım."

"Ay baştan anlat valla anlamadım?" bu benle fazlamı vakit geçiriyordu ayy ne be.

*****

     Bir saattir oturmuş Meriç'e bulduğum bütün delilleri anlatıyordum. Ağzımdan çıkan her bir kelimeye daha fazla şaşırırken sözüm bittiğinde konuşamamıştı bile. Yarım saat sonra ağzını açıp konuşmaya başlamıştı.

"Vay be ben senin ben zekâna tüküreyim kıza bak lan, polisin bulamadığı delilleri bulmuş." Ben gerçekten yarım saattir oturmuş bunu demesini mi bekliyordum.

"Büyük ihtimal biliyorlar." Düşünceli bir sesle söylediğim şeyle kaşlarını çatmıştı.

"Nasıl biliyorlar, bilseler söylerlerdi."

"Bir oyunun içindeyiz ve ben bu oyunu hile yapmadan kazanamam." Gözlerimi bir yere sabitlemiş konuşuyordum.

"Ne oyunu?" anlamamış gözlerle bana baktığını hissedebiliyordum.

"Herkes her şeyi biliyor ama kimse ağzını açıp tek bir kelime etmiyor. Kendim bulmam gerekiyor ama bunu yasal yollarla yapmam çok zor hele ki komiser sürekli telefonumu kurcalarken."

"Telefonunu mu kurcalıyorlar, peki ya neden?"

"Birincisi fark etmedim sanıyorlar. İkincisi bir şey öğrenmemden korkuyorlar ama ben büyük ihtimal sakladıkları şeyi az önce öğrendim."

"Senden neden sakladıklarını hala anlamadım ama sahte kimlik çıkartmakla iyi yapmışsın her şeye daha kolay ulaşırsın... Yalansız." Yalandan nefret ettiğimi çok iyi biliyordu.

"Benden niye sakladıklarını daha bende anlamış değilim ama sanırım karşımızdakiler hafife alınacak tipler değiller." anladım dercesine kafasını salladı.

"Hadi yat artık geç oldu." dediğinde tamam demiş ardından ona bakmayı sürdürmüştüm. "Ne oldu be niye öyle bakıyorsun." korkarak sorduğu soruya gülerek cevap verdim.

"Yanında uyuyabilir miyim?"

"Sorman ayıp, gel kız buraya zilli." Gülümseyerek tekrar Meriç'e sarıldım.

"Konuştuklarımızı lütfen Furkan dâhil kimseye söyleme." yalvarırcasına sorduğum soruyla bana daha sıkı sarılmış ve "Tabi ki söylemeyeceğim manyak." dediğinde gülümsemiştim, onun yanında huzurluydum...

"İyi ki varsın." Diye mırıldandığımda saçımın üstünü öpmüş ve " Sende iyi ki varsın güzelim." demişti. Huzurla gözlerimi kapattıktan kısa bir süre sonra uykuya dalmıştım.

KAYBOLMUŞ RUHLAR(YARI TEXTİNG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin