Ölüm

1.6K 50 71
                                        

Bacaklarıma bakan gözlerimi camın olduğu tarafa çevirdim hava yeni yeni aydınlanmaya başlamıştı ağlamam daha durmamıştı ayağa kalkıp camdan dışarı baktım tek tük araba geçiyordu caddeden insanlar neredeyse hiç yoktu birazdan çoğalırdı herşey üstüme birşeyler giyip çıktım dışarı hava almaya ihtiyacım vardı nereye gidiyordum bilmiyorum sadece yürüyordum

Ara sokaklardan birine girdiğimde adımlarım yavaşladı hatta durdu sokakta gördüğüm kişi ile geri geri gitmeye başladım ama nafileydi o beni çoktan görmüştü

Adamları gelip kollarımdan tuttu kendisi ise tam karşımda durmuştu "oooo Yiğit beyimiz gelmiş siz uğrar mıydınız ya buralara" korkmuştum küçüklüğüm hep kavga ile geçmişti Alev'in başını hep derde sokardım bu yüzden ama şimdi ne beni koruyabilecek bir Alev nede her neyse...

Karnıma yediğim tekme ile kafam arkaya doğru düştü ve ufak bir inilti çıktı dudaklarımdan "lan oğlum nerde bizim paramız" güldüm bir insan dayaktan ne kadar zevk alabilirdi "yok para falan" doğruydu cebimde yada kendime ait bir param yoktu genelde Alev ihtiyaçlarımızı kendi alırdı cebimize anca dışarı çıkarken kartını koyardı oda sınırsızdı harcıyorduk işte ama şuan üstümdeki kıyafetlerim dışında bir bok yoktu yanımda telefon bile almamış birine para sormak ne biçim bir kafa ya

Tekrar yedim bir tekme ve tekrar üst üste aldığım darbeler ağzımdan kan gelmesine sebep olmuştu kollarımdan beni tutan adamlar beni yera bıraktığında dizlerimin üstüne düştüm normalde kaçardım sonuçta erkekliğin yüzde doksanı kaçmaktır ve bende hep kaçardım

Acizdim her konuda acizdim "paşam yastık yorgan da ister misin getirelim" saçlarımdan tutup kafamı yere vurdu bunu defalarca yaptı yüzüm güzel değil miydi şimdi ardından tekrar kaldırdı kafamı bu sefer gördüğüm şey elindeki kelebeği sallayarak yanımıza gelen adamlardan biriydi burda ölecektim umarım kardeşlerim fazla üzülmezdi

"Öldür sizde kurtulun bende" adam üstüme eğildi ve bıçağı tam kafamın yanına yere batırdı kıpırdamayıp olduğum yerde kaldım gözlerim düz bir şekilde bakıyordu ona ondan korkmuyordum "madem bu kadar meraklısın ölmeye öl o zaman" adam elindeki bıçağı kaldırdı ve karın boşluğuma batırdı

Arkadan gelen sesle ayağa kalkıp kaçtılar "hey ne yapıyorsunuz siz orda!!!"

Adam yanına geldi ve yüzüme eğildi gözlerimi açıp onun yüzüne baktım ağzımdan dökülen küçük mırıltı onun daha çok endişelenmesine sebep oldu "Murat c-canım acıyor"

Eli karın boşluğuma gitti oraya dokunması ile yüzümü buruşturdum canım acıyordu hemde çok acıyordu "acıyor" belli etmek istemiyordum canımın acısını ama yüz ifadelerim buna engel oluyordu

Beni kucağına aldığı zaman canım daha çok yanmıştı bu farketmiş olacak ki yavaş yavaş canımı acıtmadan yürümeye başladı biraz sonra adımları durdu bir arabanın yanına gelmiştik beni kucağından indirmeden  kapıyı açtı ve beni oraya koydu kapıyı kapatıp kendide sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırdı

Araba normal hızından çok daha fazlaydı bunu görmesemde hissediyordum gözlerim kapalıydı etraftaki sesler buğulu bir şekilde geliyordu kulağıma tek bir ses netti Murat'ın bana karşı seslenişleri konuşmak istiyordum ona iyi olduğumu söylemek istiyordum ama olmuyordu sesim içime kaçmıştı sanki gözlerimi bile açmaya halim yoktu

"Yiğit aç gözlerini bak bana güzelim" halim yoktu genede denedim gözlerimi açmayı kafam onun olduğu tarafa bakıyordu zaten gözlerimi açtığımda baktı bana "kapatma sakın gözlerini tamam mı" kafamı salladım yavaşça gözlerimden yaşlar akıyordu ağlamamam gerekiyordu ben nelere dayandım bunada dayanmam gerekiyordu ama olmuyor neden canım bu kadar yanıyor

Araba durduğunda Murat indi arabadan benim olduğum kapıyı açıp tekrar yavaşça aldı kucağına beni ardından bağırma sesini duydum "ACİL SEDYE GETİRİN BURAYA!!!"

Hastaneleri sevmeyen bir insandım büyük ihtimalle kanımda uyuşturucu çıkacaktı ben düşünürken Murat beni sedyeye yatırdı onun kolunu tuttum ve kısık sesle konuştum "beni bırakma" sesim kısık olmasına rağmen biliyordum o beni duymuştu o beni her zaman duyardı

Gözlerinim yavaşça yavaş kapandığını hissettim bilincim yerinde değildi yolun sonuna gelmiştim galiba ölüyordum peki ölüm benim için gerçekten kurtuluş olur muydu...

Murattan

Onu bir odaya soktular içeri girmek istesem de hemşire beni içeri almamıştı ısrar edip kavga çıkarmak gibi bir niyetim yoktu o yüzden geri çekildim ve arkada duran duvara yaslanıp yere oturdum kafamı istemsizce arkadaki duvara vuruyordum canının çok açıldığını biliyordum binlerce kez yaşamıştım bu açıları ama ben hiç hastaneye gitmemiştim ben acıya bu kadar dayanıklıyken onun dayanamayacağını biliyordum

Bir dikiş atmak bu kadar uzun sürmezdi neden bu kadar uzun süredir içerideydi odanın kapısı açıldığında içerden hemşire çıktı "Yiğit Akay'ın yakını kim" koridorda sadece ben vardım kim olabilirdi acaba yakını

Genede belli etmedim sinirimi "benim" kadın yanıma geldi ve konuşmaya devam etti "getirdiğinizde çok kan kaybetmişti yaraları çok fazla olduğu için ayrıca fazla kan kaybettiği için kalbi durdu" anlamadım ne diyorsun lan sen ne demek kalbi durdu "anlayamadım kalbi durdu ne demek" ölmüş müydü benim daha yeni tanıyıp bu kadar etkilendiğim adam ölmüş müydü

Kapı tekrar açıldığında bur sedye çıktı dışarı üstü beyaz örtü ile örtülmüştü gözüm oraya kaydı bu Yiğit miydi gerçekten ölmüş olabilir miydi...

.
.
.
.
.
.

Biraz merak edin diye burda bırakıyorum Yiğitimiz için yakıyoruz bu gece 🚬

Oy verip yorum atarsanız sevinirim aşklarım öpüldünüz 💙💋

Asker YariHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin