Kızım...

18 4 0
                                    

Gözlerimi açacak gücü bulamıyordum bir ışık vardı beyaz ölmüş olabilir miydim ama ölüm bu kadar can acıtır mıydı "Baba" diye seslenen bir kız çıktı ışıkların içinden koştu sarıldı bana "Kızım" dedim bilinçsizce sahi neden kızım demiştim "Ne arıyorsun burda" kafasını göğsüme yasladı tüm acılarım geçti o an ona ihtiyacım varmış gibi unuttum tüm acılarımı "Acıyorlar mı" kafamı iki yana salladım yalan değildi acım dinmişti "Sen geldin aldın acımı" bir anda ayrıldı benden "Ben gelmedim ki baba sen geldin baksana etrafa benim yerim burası" etrafa göz gezdirdim ilk başta bembeyaz olsada ileriye doğru renklenmişti herşey burası neresiydi "Tek misin burda" diye sordum

Kafasını iki yana salladım az önce benim yaptığım gibi bu kız bana mı benziyordu yoksa ben mi delirmiştim sarı saçları yüz hatları benim küçük halim gibiydi "Kardeşlerim burda tek değilim" kardeşlerimi vardı "Onları görebilir miyim" heyecanla ellerini çırptı "hadi gidelim"

Elimi tutup arkasından çekmeye başladı bir alana geldiğimizde durdu "İçeri giremezsin bekle burda onları getiricem" yanımdan ayrılıp içeri girdi etrafı inceledim park gibi birşey vardı oyuncaklarla doluydu etraf rengarenkti sanki başka bir dünyaydı burası

Bana doğru koşarak gelen çocukları gördüm hepsi sarıldı bana üç kişiydiler "isimleriniz ne bakalım sizin" sanki biliyordum isimlerini ama unutmuştum hatırlamıyordum "Laçin benim adım" az önce bana benziyor dediğim kızın ismi Laçin miydi ne kadar güzel ismi vardı "Burçe bende baba" Burçe hafif esmerdi siyah saçlıydı ve Yiğit'in kopyasıydı "Dora" Kızıl saçları vardı tip olarak kimseye benzetemesemde huyu aynı Murat'tı "Efes benim adımda memnun oldum" tekrar sarıldılar kimdi bu çocuklar neden bana baba diyorlardı (En net Efes gördü bu çocukları bu kadar Yiğit bile böylesini görmedi)

"Kimsiniz siz" diye sordum merakla "Zamanı gelince öğrenirsiniz şimdi olmaz çok erken" kafa salladım "Öldüm mü ben" soruma karşılık üçüde güldü "Ne ölmesi baba yaa sadece birazcık uff olmuşsun bizde iyileştiricez seni" kendimi incelemek istedim ama mümkün değildi onlar dışında birşey görmüyordum sanki burada değildim "Aynanız var mı" Laçin kafa salladı "İçeride ama oraya giremezsin" içerisi neresiydi "Neden ki Laçin içerisi neresi" küçük parmağı ile bir yer gösterdi beyaz kocaman bir ev vardı penceresi yoktu kapısıda yoktu

"Siz peki bana ayna getirebilir misiniz kendimi görmek istiyorum" uzun zamandır görmüyordum kendimi hâlâ aynı Efes miydim yoksa ağzım burnum kırılınca tipim kaymış mıydı

Düşüncelerimi duymuş gibi gülmeye hatta kahkaha atmaya başladı üç kız "Neye gülüyorsunuz pardon da" Dora yanıma yaklaşıp yüzümün çeşitli yerlerine dokundu "Hâlâ yakışıklısın ama seni böyle görmek istemezdik neden yaptın" Dora için küçük Murat demiş miydim sanırım demiştim ama tekrar diyeceğim Murat gibi benden hesap sormak falan hayırdır yani "Dora sen benden hesap mı soruyorsun" Minik bir sırıtma ile yüzüme bakmaya devam etti "Yok baba nerden çıkarttın hesap falan hem ayrıca hep sizin yanınıza Laçin geliyordu neden bu sefer sen geldin"

Sorusu ile şaşırdım hafızamı zorlamaya çalıştım o gün hastanede yanıma gelen kız Laçin'di "Bu sefer baya fena benzetildim o yüzden beyaz ışığı görünce size geliyim dedim" onlar güldüğünde bende gülmüştüm tam olarak anlattığım gibi olmasada herşey sorun değildi küçücük kızlara işkence anılarımı anlatacak değildim "Baba çok canın yandı mı" Dora benden ayrıldığında Burçe geldi yanıma

Yiğit kadar merhametliydi bakışlarımdan belliydi oda kendinden önce kardeşlerini düşünüyordu Dora ise Laçin ile Burçe'yi koruyordu bunu anlamak zor değildi Laçin ne zaman gidecek olsa kolundan tutup yanıma itiyordu Burçe ile biraz koşup tekrar geliyorlardı bu sürede ise Dora'nın gözleri hep onların üzerindeydi Laçin ile Burçe Yiğit ile Efes'in küçüklüğüydü Dora ise her bir zerresiyle Murattı

Asker YariHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin