Efes

549 20 109
                                    

Benim ilk kelimem neymiş biliyor musunuz ben ilk baba demişim diğerleri anne derken ben baba demişim o piçin bana yapacaklarını bilmeden ilk onun adını söylemişim küçük bir çocuğa yapabileceklerini bilmeden onun için ağlamışım

Ne değişmişti ne değişmişti de gelmişti şimdi tekrar mı yaşayacaktım o anları tekrar mı çekecektim o acıları dayanamazdım bir kere dayandım birdaha dayanacak gücüm yoktu

Neredeydi şimdi yakın mıydı bana ya gelirse buraya ya ben tekken bulursa beni benim ona gücüm yetmez ki ben ona karşı gelemem ki "Sevda"

Bu aralar sesim hep kısıktı normal konuşmaya bile halim yoktu "efendim abi" onun göğsünde uyuya kalmıştım şimdi uyandığımda ise hâlâ aynı şekilde uyuyorduk Sevdayla olan bağımız çok başkaydı

Kafamı kaldırıp yüzüne bakmaya başladım nasıl bu kadar güzel bir kız olmuştu tüm kötülüklerden korumuştum onu yeri geldiğinde kendimi bile feda etmiştim pişman değildim gene yapardım aynı şeyi onun kılına zarar gelsin istemezdim

Sevda bana bakıp gülümsüyordu iyiki benimleydi iyiki bırakmamıştı beni "ne gülüyosun kız" gülüşü dahada büyümüştü "çocuk gibisin Yiğit ondan gülüyorum" bende gülmüştüm "çok güzelsin Sevda" saçlarıma ufak bir öpücük kondurup geri çekildi "sende çok yakışıklısın Yiğit" yatakta doğruldu ve ayağa kalktı "hadi Alev kahvaltı hazırlamıştır gidelim de karnımızı doyuralım" kafamı salladım "sen git duş alıp gelicem" oda gülüp kafa salladı ve odadan çıktı kapıyı kapatıp arkadan bağırmıştı "ACELE ETTTT!!!" güldüm ve banyoya girdim

Sıcak su tüm vücudumu sarmıştı beynim çok doluydu düşüncelerimi bir süre düşünmemem gerekiyordu onu unutmam gerekiyordu bunu başarabilir miydim olanları düşünmeden durabilirmiydim

Banyodan çıkıp üstüme siyah gömlek ve siyah yırtık bir pontolon giydim gömleğimin üç dört düğmesini açtığımda göğsümüm bir kısmı açıkta kalıyordu makyaj aynasının çekmecesinden birkaç yüzük alıp taktım ardından küpe ve kolyede takıp odamdan çıktım

Alev sofrayı hazırlamıştı Ben odamdan çıktıktan sonra Alev bana bakmıştı "oo Yiğit bey nereye gidiyorsunuz böyle" masaya yaklaşıp oturdum "canım sıkıldı evde Efeslere gidicem" sıkılmıştım evde durmak istemiyordum duvarlar üstüme geliyordur sanki en iyi çözüm Efes ve Volim'dü benim için onlar beni eğlendirmeyi iyi bilirdi

Alev elindeki tabakları masaya koydu ve oturdu "iyi bakalım dikkatli ol dışarda" kafamı salladım ve cevapladım "çocuk muyum Alev" güldü "çocuksun Yiğit hâlâ bebeksin benim için" kafamı yana doğru eğdim "ya Alev" Alev gülüp ağzına fermuar çeker gibi yapıp yemek yemeye başladı

Normal kahvaltı yapıyorduk yani başka ne olabilirdi ki kimsenin konuşmaması beni rahatsız ediyordu sessizliği bazen sevsemde normalde sevmiyordum "Bende geliyim mi Yiğit" kafamı barışa doğru çevirdim "gel oğlum tabi" birlikte daha çok eğlenirdik "yemekten sonra bir on dakika bekle beni" kafamla onaylayıp yemek yemeye devam ettim

Yaklaşık yarım saat sonra hepimiz sofradan kalkmıştık ben,Sevda ve Alev sofrayı toplarken Barış hazırlanmaya gitmişti on dakika demiş olsada en az yarım saate hazırlanamazdı onun odasına girdiğimde bonyadan su sesi geliyordu "Lan Barış hadi lan çıkcam şimdi" su sesi anında kesildi ve banyonun kapısı açıldı "bekle dedik sana demi Yiğit" yatağına oturdum ve onu süzdüm "taş gibi çocuksun Barış" saçlarını elleriyle geriye atar gibi yaptı "ne sandın kimin ikiziyim"

Kendiyle birlikte banada iltifat ederken çoktan dolabının karşısına geçmiş kıyafet bakıyordu "beyaz gömlekle beyaz pantolon giy" kendi giydiğim kıyafetlerin tam tersi olarak beyaz giymesini istedim "beyaz pantolon yok bende" eline aldığı gömleğini giyerken konuşuyordu "bekle getiriyorum" kendi odama gidip dolabımı açtım kendi giydiğim pantolonun beyazını çıkarıp Barışın odasına gittim aldığım kıyafetlerin hangi rengi olursa alırdım

Asker YariHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin