Yiğit'ten
1 gün sonra
Yanmış etin kokusu her yeri sarmıştı Efes'i yakmışlardı göğsünün üzerine güneş simgeli bir çubuk bastırmışlardı onun sesi çıkmamıştı o bağırmamıştı bile Murat neredeydi bizi daha bulamamış mıydı
Efes'ten
20 gün sonra
Yiğit karşımda ağlıyordu konuşacak gücü daha bulamamıştım acı tüm vücudumdaydı sadece göğsümde değil tüm vücudum yanmıştı sanki "ağlama güzelim benim daha çok canım yanıyor öyle nolursun ağlama" diyebildim zorlukla sesim net çıkmıyorudu "ağlamıyorum ki" dedi ağlamaktan çatlamıştı sesi "Yiğit güzelim yapma bak benim canım hiç acımıyor" sakinleşsin diye konuşuyordum ama sakinleşecek gibi değildi adamlar yanan yere durmadan alkol atıyordu buda yanığı yakıyordu az önce de gelmiş yapmışlardı gideli birkaç dakika olmuştu ellerim bağlıydı ama sandalyeye oturtma gereği bile duymamışlardı (aşklar gün atlıyorum biraz ama bir planımız var) (hem alkol ile yakıyorlar hemde demiri bastırıyolar ondan yara iyileşmiyo hatta enfeksiyon bile kapmış olabilir)
"Murat gelecek kurtaracak bizi biliyorsun değil mi" belki onun ismini duyarsa rahatlardı "Gelecek değil mi" diye sordu bu sefer "Gelecek tabi bizi bırakır mı hiç" benden uzakta duvarın köşesinde oturuyordu bense ellerim önümde bağlı bir şekilde oturuyordum "Yanıma gelmeyecek misin" diye sordum o bana uzakken daha çok canım acıyordu sanki
İkimizide merak edebilecek kimse yoktu çok uzun zamandır ortadan yok olup birkaç güne geri dönerdin alışmışlardı bize arayıp sormazlardı ama Murat gelirdi değil mi arardı bizi bulurdu
Yiğit yaşlı gözleri ile bana bakıyordu bense onun gözüne bakmakta zorlanıyordum "Neden yüzüme bakmıyorsun" çocuk gibi konuşuyordu yedi yaşındaki Yiğit karşımdaydı sanki "Sende yanıma gelmiyorsun" başımı kaldırdım ama yüzüne bakmadım bakamadım...
Kapı tekrardan açılınca Yiğit'in duvara biraz daha yanaştığını gördüm korkmuştu "Efes" dedi kapıdan giren kişi "Bakıyorum sevgiline kavuşmuşsun" önüme gelene kadar bakmadım gelen kişiye ama biliyordum bu Ufuk piçiydi "Aynen kavuştum" dedim alayla
Ufuk bakışlarını benim üzerimden çekti ve Yiğit'e bakmaya başladı "Anlaşma yaptık ona dokunursan sikerim belanı" güldüğünü duydum ama birşey demedim oda yüzünü çevirmişti bana gözlerimin içine bakıyordu bende onun "O benim Yaman'ım" gülme sırası bendeydi "O benim Yiğit'im" dedim onu taklit ederek
"Ufuk bir daha ona birşey yaparsan gerçekten sikerim" bunu dememle elindeki kemeri göğsüme doğru vurdu az önce konuşmaya bile güç bulamazken bir anda hissettiğim acı ikiye katlandı "Fazla cesursun çocuk işte bu cesurluğun senin ölümün olacak" ellerime zinciri takıp tavana astı bacaklarım aşağı sallanıyordu "Seç bakalım cesur çocuk" Önüme kapağı kapalı iki kova koydu tahmin edebiliyordum köşedeki kovalardı ya su yada kömür belkide yeni şeyler getirmişti
"Ellerimi çözmeye bile cesaretin yok şuan ben istediğim için bana bunları yapabiliyorsun izin vermesem sikime bile dokunamazsın" Alayla sırıttım Ufuk'un yüzünde anlayamadağım bir ifade vardı "o zaman sana iki kovayıda ayarlayalım ne dersin" Sırıtmam devam ediyordu "Olur derim" Kapıdan içeri sıra sıra adamlar girmeye başladı
Çok fazla adam vardı ama biri dikkatimi çekmişti onun yüzünde maske vardı Ufukta fark etmiş olacak ki oda ona bakıyordu "Yeni misin maskeli" maskeli adam cevap vermedi "Sana diyorum en sondaki çıkar maskeni" Ufuk bu sefer sesini yükseltmişti ama adam kıpırdamadı bile "Yüzümde yara var" uzun bir sessizliğin ardından maskeli konuştu "Çıkaramam" dedi net bir ses tonuyla Ufuk'ta fark etmişti bu ses tonunu birşey dememiş bana dönmüştü
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asker Yari
RomanceUyuşturucu bağımlısı iki çocuk ikiside zor bir çocukluk geçirmiş özelliklede Yiğit peki bu çocuklar yani Yiğit ve Efes bir askere aşık olursa ne olur? Neler yaşarlar? En önemlisi 3'ü bir ilişkiye girip mutlu olabilirler mi? Bu hikaye onların hikayes...