17.Bölüm: Yarım Kalan Çocukluk

18 2 3
                                    

Keyifli okumalar 💫 Medyadaki görseli görünce aklıma direkt Kadir ve İnci geldi 🤍

Şarkı önerisi rica edebilir miyim? Bölümleri yazarken dinlemek istiyorum 🙏

•17.BÖLÜM: YARIM KALAN ÇOCUKLUK•

Gece geldi, etrafı karanlık bürüdü ama ben karanlığa bulanmadım.

Kadir'in kolları arasındaydım. Ben ona sarılırken o da beni sarıp sarmalamıştı. Ona iyi geliyor muydum? Bunun olmasını tüm kalbimle diledim.

Diğer ihtiyacım olan gözlerini görmek için kollarımı gevşettiğimde bana engel oldu. "Biraz daha kal... Lütfen." Ona iyi gelme umuduyla tekrar sarıldım.

Kadir, ruhu çocuk kalmış bir adamdı. Çocukluğu ondan çalınmıştı. Bu yüzden hep yarımdı. Onun bir kere tam anlamıyla mutlu olmasını istiyordum. Bakışlarımı gökyüzüne çıkardım. Dileğimi zihnimden bıraktım usulca.

Dileğim Kadir ve benim çocukluğumuzda asılı kaldı.

Duyduğumuz araba sesiyle birbirimizden uzaklaşabildiğimizde gelenin Fırat olduğunu gördüm. Kadir'e sarılmayı kestikten sonra boşluğa düşen parmaklarımı kollarıma doladım. Fırat, arabadan inip yanımıza geldiğinde Kadir'in telefonu çaldı. Telefona uzanan Kadir, hızla aramayı yanıtladı. "Buldun mu?" Birkaç saniyelik bekleyişin ardından, "Adresi söyle." dediğinde ses tonundaki soğukluğu fark etmemek mümkün değildi. Kemal'in itirazlarını duyuyordum ama Kadir laf dinleyecek biri değildi, hele de kardeşi söz konusu olduğunda.

Sonunda adresi öğrendiğinde yola koyulduk, Fırat peşimizden geliyordu. Ne kadar oldu bilmiyordum ama asırlar süren bir yolculuk gibi hissetmiştim. Ece'nin durumunu merak ediyordum, olumlu düşünmeye çalışıyor ve dualar ediyordum. Araba ani bir frenle durduğunda Kadir hızla arabadan indi. Peşinden hızla indiğimde Kemal'in daha bizden önce geldiğini fark ettim. Kadir bana bağırdı ve koşmaya başladı. "Arabada kal Hazal." Dediğini duysam da yapmadım ve peşinden koştum.

Kemal, onu fark ettiği gibi önüne geçse de durduramadı. Fırat koşarak önüme geçti. Kadir, evin kapısını tekmeleyerek kırdı. İkisi birlikte eve girdiklerinde peşlerinden eve girdim. Hemen karşıda merdivenler vardı. Evin içinde yükselen sesle olduğum yerde dondum. Kadir ve Fırat aynı anda Ece'nin ismini haykırdıklarında merdivenlere koştular. Arkadan polislerin geldiğini işittim. Adımlarım benden bağımsız hızlandığında Kadirlerin çıktığı merdivenleri ben de çıktım. Merdivenler biter bitmez karşıda bir oda vardı. Odadan yükselen seslerle kendimi orada buldum. Gördüğüm manzarayla dudaklarımdan dökülen çığlığa engel olamadım. Ece, yatağın üstünde ağlayarak ileri geri sallanırken Fırat yanına yaklaşmaya çalışıyor, Ece her seferinde daha çok bağırıyordu. Kadir, her seferinde yerdeki adama daha çok vuruyordu. Ece'ye tekrar baktığımda yatakta daha da geriye kaydı. "Dokunma!"

Fırat, sessizce ağlamaya başladı. Sevdiği kadınla birlikte ağladı. Ece rahatsız olmasın diye uzaklaştığında yerdeki adama nefretle baktı. O nefreti bakışlarıyla sınırlı kalmadığında hızla ayaklanıp tekme savurdu. İğrenç herifin acı içinde bağırmaları odayı kapladı ama içimden acıma hariç tüm duygular geçti. Kemal, adamı Kadir ve Fırat'ın elinden aldığında polislere teslim etti. Korkmasından çekinerek Ece'ye yaklaştığımda seslendim. "Ece, benim Hazal."

Yorganı üzerine daha çok çeken Ece, bana baktı. "Hazal?" Kıpırdamadan dururken korkmaması için yavaşça yaklaşıp yanına oturdum. Kadir'in yaklaştığını fark ettiğimde Ece'nin bana sarılması bir oldu. "Dokunmasın kimse, uzak durun." Sayıklamaları yerini şiddetli ağlamaya bıraktığında Kadir, olduğu yerde durdu. Bakışları doğrudan kardeşinin üzerindeydi. Kardeşinin tacize uğramasını kaldıramazken, bundan dolayı kendisinden de korkması daha çok canını yakmıştı. Gözlerindeki yıkıntıların çoğaldığını görmüş, kalbimdeki burukluktan hissetmiştim. Gözleri dolduğunda başını başka yöne çevirdi. Onun yerine benim gözümden bir damla yaş aktı.

𝐇𝐀𝐘𝐀𝐓 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin