🎶: Çağan Şengül- Papatya
●20.BÖLÜM: CEHENNEM●
Ciğerlerime hapsettiğim havada papatyalar yerine ölüm kokusu var.
Gözlerime örtülen simsiyah bez parçası yolu görmemi engelliyordu. Öyle kötü bir yoldu ki araba sürekli sallandı. Şehirden çıktığımız ve dağlık bir yola girdiğimizi düşündüm. Nereye götürüldüğümü öğrenmem gerekiyordu.
Ellerimi bağlarken öyle çok sıkmıştı ki bileklerim çok ağrıyordu. Acıyı görmezden gelmeye çalıştım. Göz yaşlarım kurumaya başladığı için yüzüm gergindi. Sakin kalmam ve buradan kurtulmam gerekiyordu. Araba dik bir yokuş çıktıktan sonra sağa dönüp durmuştu. Yol boyu döndüğümüz yolları aklıma kazımaya çalıştım. Arabanın kapısı açıldığında kolumdan tutulup dışarı çekildim. Dudaklarımdan bir çığlık koptu, birilerinin duyması ümidiyle bağırdım. Saçımdan tutulup çekildim, canım yanmıştı. "Kes sesini, kimse duyamaz seni. Cesedini bile bulamazlar."
Sürüklenirken elleri arasından kurtulmaya çalıştım ama başarısız olmuştum. Kafama yaslanan namluyla duraksadığımda başka bir adam sesini duydum. "İyice bağla. Patronlar gelene kadar sıkıntı çıkarmasın."
Sonrasında bir odaya kapatıldım, gözlerime bağladıkları bezi çözmemişlerdi. Her yer karanlıktan ibaretti. Nerede olduğumu, beni neyin beklediğini bilmiyordum.
Bedenim uyuşmaya başlamıştı. Ellerimdeki ipi çözmeye çalıştım, ince bileklerim her hareketimle daha da tahriş oluyordu. Duyulmam imkansız olmalı ki ağzımı kapatma gereği bile duymamışlardı. Bağırarak kendimi yormam yersiz olurdu. Sakin olup düşünmem gerekiyordu.
Kadir o mektubu benim yazmadığımı anlar mıydı? Mektubun sonuna sadece ilk ismimi yazmıştım. Onun İnci'sinin yazmadığını anlamış mıdır? Buna ihtiyacım vardı, onu terk etmediğimi anlamalıydı.
Saatler geçip gitti, odaya kimse gelmedi. Buz gibi odanın içinde üstümdeki ince bluzum yüzünden titremeye başlamıştım. Arkamdaki ellerimi birbirine sürterek ısınmaya çalıştım. Kapının kilidinin açıldığını duyduğumda başımı sesin geldiği tarafa çevirdim. Sağ tarafımdaki ses gittikçe artarken bir elin gözümdeki bezi çözmesiyle gözlerim aydınlığa kavuşabildi. Dağılan saçlarımın arasından etrafa kısaca bakıp nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Boş bir odadaydım. Üstünde oturduğum sandalye dışında hiçbir şey olmayan bir odaydı. "Al şunu iç."
Elindeki suyu uzatan adama ters bir bakış attığımda su dolu şişeyi dudaklarıma yaklaştırdı. Tepkisiz kaldığımda zorla bir yudum içmemi sağladı. "Patron gelene kadar ölmemen gerek. Sana güzel bakmamız gerek Hazal Kar."
Bacağımı kaldırıp dizine bir tekme savurduğumda acıyla küfretti. "Canınız cehenneme! Senin de o patronun kimse onun da canı cehenneme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐇𝐀𝐘𝐀𝐓
General FictionHayat, Kime acımasız kime merhametli? Geçmişinin acımasızlığından kaçan bir kadın Güzel günlere hasret bir adam İkisi de yaralı... İkisi de yorgun... 🌊 Okyanusta bir inci tanesi ve kahramanının hikayesi... Kapak 》@minikbirqueen İnstagram 》nurr_erv...