BÖLÜM 7
Yerden zarı aldım.
Parıltısı sönmüştü.
Burak da armutları alıp yanımıza geldi.
Aklıma bir fikir gelmişti.
Eğer işe yararsa belki elimize biraz para geçebilirdi.
Cesedin yanına geldim.
"Hasan ben zarı atınca yaşlı adamın ceplerini kurcalamaya başla." dedim.
Hasan şaşkın bir şekilde "Ne?.." dedi.
Elimi cesede uzatıp anlatıcı edasıyla konuşmaya başladım. Diğer elimde zarı tutuyordum.
"Hasan'ın üstü kanlıydı. Bu yüzden cesedin eşyalarına bakma sırası ondaydı. Diğerleri üstlerinin kirlenmesini istemiyordu. Bu yüzden isteksiz de olsa Hasan, ölünün ceplerini karıştırdı." dedim.
Zar parlamaya başlamıştı.
Oynadığımız oyunlarda buna "Loot" zarı diyorduk.
Oyuncular çekmeceleri karıştığınca, hırsızlık yaptığında veya gizemli bir sandık açtığında bu zar atılır.
1'den 10'a kadar rakam çıkarsa cesetten iyi şeyler çıkmaz. 11-15 arasında daha iyi ve sonraki rakamların her birinde çok daha iyi Loot çıkar.
Mavi mavi parlayan zarı yere attım ve sonuca baktım.
[ 11 ]
Mavi ışık sarı oldu ve yanıp söndü. Sonra tekrar parlaklığı gitti.
Hasan, "Umarım iyi bir şey çıkar" dedi. Ve elini adamın pantolonunun cebine sokar.
Şaka maka ölüyü soyuyorduk.
Ancak her ne kadar gerçek olsa da olaya zar girince bütün bunlar bir oyun gibi hissettiriyordu.
"Adamın kıyafetlerini mi alsam" diye söylendim.
Selman omzuma elini koyup, "Adamın kıyafetleri kanlı kanka. Boşver." dedi.
Hasan eline bulaşan kanı adamın üstüne sildikten sonra yanımıza gelir.
Elini açar, "Bunları buldum" der.
Elinde bir ahır anahtarı gibi bir anahtar, ve 4 metal para vardır.
Metal parayı alıp incelemeye başlarım. Ortasında yuvarlak bir delik vardır. Üstünde "IV. Gülrot Çok Yaşa" yazıyordur. Arkasında ise " Bakır Para" yazıyordur.
Burak, "Bunlar iyi mi?" diye sorar.
Para birimine ve oyunun ekonomisine hakim değildi.
"Bununla 4 çorba, 8 ekmek alınabilir" dedim, "Ya da ucuz bir handa bir gecelik konaklama."
"Aman ne güzel." dedi Hasan.
Yolun aşağısına yürümeye başladım, diğerleri de peşime takıldı "Hadi mezarlığa gidelim. Burada çok vakit kaybettik. Acilen nerede olduğumuzu bulmamız gerekiyor."
Burak, "Yukarıya, çiftliğe çıksak daha iyi değil mi, belki orada köy vardır." dedi.
"Hayır olmaz." dedim. "Bazı köyler yabancıları iyi karşılamıyor. Hatta yamyam bir köy bile var oyunda. Gündüz normal davranıyorlar gece odanıza girip canlı canlı yemeye çalışıyorlar sizi."
Selman, "Bunu da mı sen yazdın?" diye sordu.
"İçinde bulunduğumuz dünyadaki çoğu şeyi ben yazdım." dedim. "Bu yüzden bir an önce nerede olduğumuzu bulmamız lazım. Özellikle Torun ülkesiyle Gazel ülkesi arasındaysak sıçtık. Çünkü hikaye başladığı gibi ikisi arasında savaş başlıyor."
Selman "Neden?" diye sordu.
"Çünkü Torun ülkesinin prensi Gazel prensesine aşık oldu ama Gazel kralı IV. Gülrot, kızımı yabani barbarlara vermem diyerek hakaret etti. Torun ülkesi kıralı ise bunu gururuna yediremeyip savaş ilan etti. Torun krallığı bir gece yarısı ormandan ilerleyip 4 köyü birden yakacak. Bu köyler sırasıyla Pamukiplik, Farah, Ceviziplik, Laleli köyleri. Eğer mezarlıkta bunlardan biri yazıyorsa gece savaş için hazırlık yapmalıyız. "
İleride yol genişçe bir alana açılıyordu.
Hasan arkadan seslendi, "IV. Gülrot mu dedin?" diye sordu.
"Evet, IV Gülrot." dedim.
Mezarlığın girişine varmıştık.
"Bu paranın üstünde IV. Gülrot yazıyor" dedi
Ben de önümdeki tabelayı okuyordum.
"Pamukiplik köyü mezarlığı."
Bir sessizlik oldu.
"Hey size bu paranın üslünde IV. Gülrot yazıyor dedim!.."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
20'lik Zar (S.FİNALİ)
FantasyBirlikte "Role Play" adı verilen fantastik kutu oyunu oynayan 4 arkadaş oynadıkları evrenin içerisinde bulur kendilerini. Senaryoyu bitirip gerçek dünyalarına geri dönebilecekler mi? Yoksa uyum sağlayıp keyiflerine mi bakacaklar. Ya da başarısız olu...