Günlük antrenman için ormanda buluştuklarında Frater çoktan iskemlesini çekmiş ekibi bekler bir haldeydi. Yanına geldiklerinde Frater haberi verdi.
"Çocuklar bugün antrenman yok. Herkes valizlerini hazırlasın. Başkente, Centrum'a gidiyoruz."
Risen doğruca revire gidip Solfere'yi haberdar etti.
"Ne zaman yola çıkıyoruz?"
"Yarın sabah."
"Aileler?"
"Onlar ve çocuklar daha sonra gelecek. Henüz tarih belli değil."
Solfere mutsuz gözüküyordu.
"Demek evimizi bırakıp gidiyoruz."
"Bir gün bunun olacağını biliyorduk Sol."
"Yine de üzülmeyeceğim anlamına gelmiyor... Pekâlâ, sen eve git. Ben de arkadaşlara durumu anlatıp vedalaşayım."
Risen revirden çıkıp eve doğru ilerlerken pazar yerinde anne ve babasını gördü. Haber verip vermemek arasında bir süre gidip geldiyse de nihayetinde haber vermeye karar verdi. Yavaşça yanlarına yaklaşırken kendisini ilk gören babası oldu. Gülümseyerek selamlaştılar.
"Anne, baba..."
"Altren."
"Oğlum..."
"Sol'ün yanından geliyordum ve sizi gördüm... Haber vermeden gitmek istemedim. Uzun zamandır konuşmuyor olsak da nihayetinde..."
Risen doğru kelimeleri bulmakta zorlanıyordu. Kendini daha fazla açıklamaktansa olayı açıklamayı tercih etti.
"Majesteleri tarafından Centrum'a gitmemiz istendi. Yarın sabah ekip ve birincil yakınlar olarak yola çıkıyoruz. Aileler ve çocuklar daha sonra, biz başkentte işleri düzene oturttuğumuzda yanımıza gelecek. Ne zaman olur bilmiyorum."
Marium bir anda sıkıca sarılıp kulağına fısıldadı.
"Yapman gerekeni yap oğlum."
Solus da ikisine birden sarıldı.
"Seni seviyoruz Altren... Kendine dikkat et, olur mu?"
Risen da sarılmalara karşılık verip ikisini birden sardı. Gözleri dolmuştu.
"Elbette. Beni merak etmeyin. Her şey iyi olacak."
×××
Renett eve gittiğinde babasını gördü. Durumu açıklayıp valizini hazırlamaya başlamıştı ki annesi eve geldi. Sevinçli gözüküyordu.
"Az önce ne gördüğüme inanamayacaksın, Risen sanırım anne ve babasıyla... Bu da ne? Bir yere mi gidiyorsun?"
"Evet, anne. Centrum'a çağırıldık."
"Ya biz?"
"Aileler daha sonra... Bizi orada neyin beklediğini bilmiyoruz. Yerleşip düzenimizi oturttuktan sonra aileleri de çocukları da yanımıza alacağız. Ama şu anlık yanımızda yalnızca birincil düzeyde kişileri götürebiliyoruz."
"Yani?"
"Eş veya sevgili yani... Ama beni merak etmeyin. Biliyorsunuz ki Flos da tek başına."
Annesi yaklaşıp yavaşça kızına sarıldı. Mavi saçlar birbirlerine karıştı.
"Kaderin seni bekliyor kızım. Sakın korkma, biz seni her şeyin üstesinden gelebilecek şekilde yetiştirdik. Yalnız da değilsin."
Elini Renett'in kalbine götürdü.
"Kalbine koydukların nereye gidersen git seninle gelirler."
×××
Güneşin doğmasına bir saat vardı. Tüm aileler ve ekip Frater'in evinde toplanmıştı. Radix ve Tristis çocukları da yanlarında götürmek için hazırlamışlardı. Frater ikisine de sorgular bakışla bakıp konuştu.
"Radix, Tris... Bundan emin misiniz? Yalnızca yolculuk bile üç yaşındaki çocuklar için yeterince zorlayıcı olur. Üstelik bizi Centrum'da neyin beklediğini bilmiyoruz bile."
Radix tam yanıt verecekti ki Tristis önce davrandı.
"Hasar kontrolü yapacak zamanlarda yaşamıyoruz. Ailemizi bölmeyeceğiz. Tehdit varsa da bunu ailecek karşılayabilecek güçteyiz. Üstelik Centrum gibi politikanın alevden çember işlevi gördüğü bir yerde kocamı yalnız bırakamam. Ailem bakabilecek durumda olsa bile çocuklarımı da burada bırakamam. Hem çocuklar hem de benim için Redagon'daki en güvenli yer kocamın yanı... Kral Ferrieder'in bizi şimdi çağırması boşuna olamaz. Yolunda gitmeyen bir şeyler var. Hepimiz farkındayız. Ne faydam olur bilmiyorum ama..."
Radix'in elini tuttu.
"...Eşimin yanında olacağım."
Frater başıyla onayladı. Marium ve Solus da diğer aileler gibi ekibi uğurlamaya gelmişti. Herkesle vedalaştıktan sonra sıra oğullarına gelmişti. Risen başıyla ikisini selamladı.
"Tekrar mı vedalaşacağız?"
"İyi yolculuklar oğlum."
Marium çocuğuna tekrar sarıldı.
"Kendine çok dikkat et."
"Elbette anne."
Yıllar sonra anne hitabını duymak Marium'u duygulandırmıştı. Risen'ı bırakmayacakmış gibi sıkıyordu.
Ayrılma vakti geldiğinde herkes at arabalarına binip yeni doğan güneşe karşı ilerlemeye başladılar. Solfere eğilip Risen'ın kulağına fısıldadı.
"Tam şu anda geri dönüp hayatımızın sonuna kadar Crescere'deki evimizde kalsak nasıl olur? Her şeyden vazgeçsek..."
"Sol..."
"Biliyorum, biliyorum. Çocukça bir düşünce... Ama Centrum'a adım attığımız andan itibaren hayatımız değişecek. Bir daha buraya, evimize dönmeyeceğiz."
"Her zaman gelebiliriz. Önce işleri yoluna koymamız gerek."
Risen başını çevirip Solfere'ye baktığında gözlerinde mutsuzluğu gördü.
"Bir daha geri dönmeyeceğiz Altren. Hissedebiliyorum. Ama sorun değil... Seninle birlikte olmaya karar verirken bunların yaşanacağını biliyordum. Güzel zamanlarımız oldu."
"Daha da güzelleri olacak. Sana söz veriyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Redagon I: Kehanet (TAMAMLANDI)
FantasyDört parçaya ayrılmış Redagon topraklarında yaşayanlar büyük bir hevesle kehanetin gerçekleşip Son Yükselen'in ortaya çıkışını beklemektedir. Bu tanrısal savaşçının önce alevi ardından da tüm doğayı kontrol ederek Redagon'u tekrar bir bütün haline g...