36. Bölüm: "Beklenmedik Cevap"

619 27 4
                                    

Selamlar ballarım!🍯
Biraz geciktik ama sonunda gelebildik.
Siz de bu arada boş durmamışsınız 11k yapmışsınız kitabımızı, sizi yirem😙💋
Hepinize keyifli okumalar dilerim.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.🥀

36

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

36. Bölüm: "Beklenmedik Cevap"

Seni sevmek güzel şey, ümitli şey.
Dünyanın en güzel sesinden, en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey.
Fakat artık ümit yetmiyor bana.
Ben artık şarkı dinlemek değil, şarkı söylemek istiyorum.

Nazım Hikmet

Sabır insanı olgunlaştıran bir duygudur. Benim de hiç sabırlı biri olmadığımı göz önünde bulundurursak neden olgunlaşamadığımı anlamış olursunuz.

Bazı şeylerin olması, sonuçlanması belli bir zaman alır. İnsanın başına ne gelirse gelsin vakit dolmadan istenilen şey elde edilemez.

Sabırlı biri değilim, olgun olduğum da söylenemez. Şımarık olmadığımı da iddia ediyorum ama şu an Demir'i yanımda istiyorum.

Koskoca iki gün olmuşken yeterince sabretmiş sayılmaz mıyım?

Ne sesini duydum, ne ellerini tuttum.

Hele şu an sabretmek artık daha da zordu. Çünkü biraz önce benim uyuduğumu düşünerek telefonda biriyle konuşan Pamuk'tan duyduğum şeyler artık bu yattığım yatakta bir dakika bile yatamayacağımı gösteriyordu.

Demir'i gözaltına almışlardı.

Demir şu an hapiste olduğu için benim yanımda değildi. Ve bu benim yüzümdendi. Bana çarpan araçtaki sürücüye birkaç yumruk attığı için onu içeri almışlar, ikimizin de birbirimize olan muhtaçlığını kat kat arttırmışlardı.

Onun benden uzakta olmasına zaten katlanamıyorken bir de parmaklıklar ardında olması deliye dönmeme sebep olabilirdi.

"Beni derhal Demir'in yanına götürün," dedim bir dakika içinde altıncı kez. Ama benim söylediğim şeyi kimse duymuyor, sanki her şey çok normalmiş gibi davranıyordu.

Gözlerimi sinirle kapatıp kafamı yastığa bastırdım ve bu defa biraz daha yüksek sesle "Beni Demir'in yanına götürün," diye söylendim. "Bir yolunu bulup onun yanına gideceğimi hepiniz iyi biliyorsunuz," diyerek tehdit etmeyi de ihmal etmedim.

Bu yalan değildi, damarımın patlama riskini göze alıp serumu çeker ve bir şekilde Demir'e giderdim.

YABAN GÜLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin