Selamlar!
Umarım hepiniz iyisinizdir.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
Keyifli okumalar.🥀35. Bölüm: "Düş Perisi"
Ey sol yanıma düşen ince sızım,
Öyle tepkisiz kalma.
Yaktığın yürektir çıra değil...Nazım Hikmet
Kayıplar acıdır, kaybetmek ölüm.
Nefes almak kolaydır, hayatta kalmak zulüm.
Çiçekler güzeldir, solmaları hüzün.
Ve en acısı da her şeyini kaybetmiş birinin yeniden hayata bağlanmışken, onu hayata bağlayan kişiyi kaybetme korkusudur. Demir hayatında hiç korkmadığı kadar korkuyordu. Dizlerinin titrediğini hiçbir zaman için hatırlamıyordu.
Dizleri tir tir titriyordu. Çünkü artık kaybetmenin ne demek olduğunu biliyordu. Çok acı olsa da kaybetmeye bağışıklık kazanmıştı.
Yaşamak için bir sebebe ihtiyaç duyardı insa, bir dala tutunmak. Canı yansa bile o dalı bırakmamaya bir şey iterdi onu. En sonunda ya dal kırılırdı, ya da artık acı dayanılmaz bir boyuta ulaşır eli ayrılırdı o daldan.
Gülnihal yaşamaya tutkun biriydi. Hayatı seven, her şeye rağmen yüzünden gülümsemesini eksik etmeyen bir kız çocuğuydu. Hayatta kalma amacı birden fazlaydı ama bunların başında sevdiklerini üzmemek vardı şüphesiz.
Kendi üzülse bile gülümser ve her şey bir şekilde hallolur derdi. Etrafına neşe saçar, kendi enerjisiyle diğer insanları yaşamaya özendirirdi.
Hal ve hareketlerinin çocuksu olduğu gibi duygularının da bazısı öyleydi. Küçük bir kelime onu mutlu ederdi. Bir çocuğun mutlu olduğu şeyden o da mutlu olabilirdi. Düşse ağlar ama ayağa kalkmaya da, kalktıktan sonra tekrar düşmeye de devam ederdi.
Çünkü insan düşe kalka büyürdü. Yara ala ala, canı acıya acıya...
Şımarık büyütülmüştü Gülnihal. Bu aşamada annesinin çok bir payı yoktu ama babası onu evin en küçüğü olma şerefine ulaştırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABAN GÜLÜ
Humor🥀 Yaban Gülü "Neden bana böyle sesleniyorsun?" Sorum onu şaşırtmışa benziyordu. Elindeki son simit parçasını martılara atıp iki elini birbirine vurdu. "Güle benziyorsun çünkü," dedi ve gözlerime farklı anlamla baktı sanki. "Ama herkesin ulaşabilece...