Merhabaaa!
Bu bölüm var ya bu bölüm. Of diyorum, başka da bir şey demiyorum.💣
Ona göre rekor oy ve yorum bekliyorum hee.
Keyifli okumalar. 🥀22. Bölüm: "Aptal, Sakar, Çocuk Gülnihal"
Ben dünyanın en bahtiyar insanıyım ki, seni seviyorum ve senin tarafından seviliyorum..
Nazım Hikmet
Çocukken annem beni her gün sokaklardan toplardı. Elimden gelse sokakta yatar, sokakta kalkardım. Ablamla hiçbir zaman birbirimize benzememiştik. O rengarenk elbiseleri kirlenecek diye dışarıya çıksa kaldırıma oturmaz, eğer oturacak olsa da evden bir örtü getirirdi. Kaldırıma o örtüyü serer onun üstüne otururdu. Ve sokakta bile hep bebek oynardı.
Ben mi?
Bence beni çoğunuz tahmin ediyorsunuzdur. Ben hiçbir zaman elbisem kirlenecek, saçım bozulacak diye tedirgin olmadım, çocukken bile. Hatta annemin aldığı elbiselerle kaldırıma da oturdum, ağaca da tırmandım. Ve bunları yaparken çoğu kez düştüm, yaralandım.
Yara...
Çocukluğumda sayamadığım kadar yara alan vücudumun hiçbir zaman şimdiki kadar acıdığını hatırlamıyordum ama. Karşımdaki adamın kaşına pansuman yaparken onlarca kez üzerine düştüğüm dizimin acısını unutmuştum.
Yüzümün aldığı ifadeyi görünce ince bileğimi kavrayıp kaşından indirdi. Pamuğu tutan parmaklarımın titrediğini o da görüyor olmalıydı.
"Bırak, ben sonra hallederim."
Bakışlarımı kurumuş kanlı kaşından ayırıp gözlerine baktım.
"Böyle dersin bakmazsın sonra," dedim huysuz bir tavırla. "Biliyorum ben seni."
Demir oturduğu banka sırtını yaslayıp bileğimdeki elini kendine çekince ben de onun gibi banka doğru eğilmiştim. Alttan alttan gözlerime bakıyor ama hiç konuşmuyordu.
"Demir," diye dikkatini çektim. "Sana ne dedi de dondun kaldın?"
Kimden bahsettiğimi anladığını biliyordum. Ama yine hiçbir şey söylemedi. Nişan hâlâ devam ediyor olmalıydı. Demir ile birlikte çay ocağından beraber ayrılmıştık ama saat daha çok geç sayılmazdı. Demir itiraz etse de bir koşu onların evlerin gidip ilk yardım çantasını almıştım. Anahtarı zorla vermiş, önemli bir şey olmadığını söyleyip durmuştu ama onu dinlememiştim. Şimdi de mahalledeki parkta banka oturmuş, ona pansuman yapıyordum.
Biraz önceye kadar yarasını sildiğim pamuğu bankın kenarına koyup ilk yardım çantasının içinden bir yara bandı çıkardım. Dikkatli bir şekilde yara bandını kaşının üzerine yapıştırdığımda gözlerine baktım ve aramızdaki mesafenin çok az olduğunu gördüm. Demir'in gözleri yarasına bakan gözlerimdeydi. Bileğimi tutan parmakları gevşemişti ama oradan ayrılmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABAN GÜLÜ
Humor🥀 Yaban Gülü "Neden bana böyle sesleniyorsun?" Sorum onu şaşırtmışa benziyordu. Elindeki son simit parçasını martılara atıp iki elini birbirine vurdu. "Güle benziyorsun çünkü," dedi ve gözlerime farklı anlamla baktı sanki. "Ama herkesin ulaşabilece...