Bizzat evrenin sahibi olan Yüce Olan'dan gelen bu emre itaatsizlik etmek imkansızdı.
Çünkü sadece onun sözüyle harekete geçen Evren dahi bu konuda Clast Hanesini koruyacağı söylendiyse...
Evren Tanrısı olana kadar evren tarafında anında bastırılma, mühürlenme hatta öldürülmeleri hiçte zor dğeildi.
Çünkü birisi Evren Tanrısı olana kadar, her zaman yaşadığı bu evrenin kontrolü altında kalırdı.
Ruhu bile ona göre işlenir, gerekirse evrenin kendisi tarafından yutulabilirdi.
Bu zincirlerden kurtulmanın tek yolu ise ya evreni tamamen terk etmek ya da bir Evren Tanrısı haline gelmekti.
Ama kim bunu gerçekleştirebilirdi ki?
Sayısız yıldır uğraştıkları şeyi yapmak için belki de bir o kadar daha uğraşacaklarken, kim ustalarına ve onun yönettiği varlığa karşı çıkabilirdi?
Aralarından hiçbirinin bunu yapmaya cesareti olamazdı.
''Kai'nin kaderi ne kadar derin olursa olsun eğer yeterli çabayı göstermezse asla Evren Tanrısı olamaz.
Sana yaptığım gibi kendi efsanesin oluşturması, Evren Tanrısı olması için yerine getirmesi gereken şartlardan en kolayı olduğunu biliyorsun.
Kendi neslini aşmalı, evrenin sınamalarına katlanmalı ve ölümcül zayıflığını bularak onu yok etmeli."
Tahtta sakince oturan Kadim varlık konuşurken, mekanda bulunan sayısız varlık sadece diz çökmüş bir şekilde sessizce beklemekteydi. Çünkü ustaları konuşurken, evren bile sessizce dinlerdi.
"Ona Üç Yıldız tekniğini öğretmen oldukça doğru bir seçim. Fakat İmparatorluk Koruyucusu olarak atamak istiyorsan sadece savaş gücünü geliştirmemeye dikkat etmen lazım. Çocuğu izlediğim bir kaç yılda onun ölümcül zayıflığını tespit ettim. Ve bunun ne olduğunu sende biliyorsun."
Yüce Olan gözlerini ansızın diğerlerinin yalnız bıraktığı Has Çırağına çevirdiğinde muazzam bir aura, kudretli bir güç çırağının üzerinde belirse de bu gücün kaynağı kendisi olduğu için sadece varlığını belli etmekte ve Çırağına ya da onun soyuna herhangi bir baskı, zarar vermemekteydi.
"Duyguları."
Çırağı basit bir şekilde tek kelimeyle sorusuna cevap verdiğinde, Yüce Olan başını onaylarcasına hafifçe sallayıp,
"Ona Asura Yolunu öğretmen en iyisi olacaktır, çırağım. Savaşta duygu dikkat dağıtır. Sadece hedefine odaklanmayı ve karşısında ki tehlikeyi düzgünce analiz edebilmeyi öğrenmeli.
Savaş gücüyle şuan Yıldız Çırağı aleminde olmasına karşılık Yıldız Ustası Aleminde ki ortalama birisini yenebilir. Fakat savaş alanında pişmiş bir Yıldız Ustası karşısında şansı olmadığı çok bariz.
Kai'nin tecrübe sahibi olmasını sağlamayı unutma."
Çırağı ne kadar kendisiyle eşit konuma sahip olsa da, herkesin bildiği bir şey vardı.
Yüce Olan her alanda sınırları aşmış bir varlığın ta kendisiydi. Ne zaman doğduğu, nasıl bu konuma ulaştığı asla bilinmeyen bu kadim gücün sahip olduğu bilgi ve tecrübe, evrenin kendisinden bile daha üstün ve güçlü olduğu söylenirdi.
Leo'da Evren Tanrısı'ydı. Ama Yüce Olan'ın karşısında belki de emeklemeye başlamış bir bebek misali görülmekteydi. Evreni bastırabilse bile Yüce Olan'a rakip olamayacağı tahmin edilebilirdi.
"Elimden geleni yapacağım usta."
Çırağı hızlıca dediklerini kabul ederken, Yüce Olan gözlerini Kai'ye döndürdüğünde çocuğun kaderine ufak bir bakış atarken, bir kaç değişiklik yaptığında mekanda hafifçe beliren rahatsızlık hissini umursamadı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elçi 4
FantasyElçi, Tanrı, Ejderha İmparatoru. Sayısız unvana sahip olan Leo Clast için artık yolun sonuna gelinmişken, artık ailesi ile ilgilenmenin zamanı geldi. Fakat çocuklarının arasında olan sorun giderek göze batarken, kendisini sevmeyen sayısız kişi bu so...