Jeongin'den
Akşam saatlerinde uyandığımda yanımda Changbin'i görünce yaşadıklarımızın rüya olmadığına sevinerek onu incelerken yatmaya devam ettim. Kalkmak istemiyordum ama aklıma Keeho ve Soul'un gelmesiyle onlara ne olduğunu merak ederek Changbin'i uyandırmamaya çalışırken üzerinden atlayarak indim yataktan. Tuvalete ilk defa öylesine girerken Soul ve Keeho'yu görmeyi amaçlıyordum ama gördüğüm şeyle donakaldım.
Aynada kendimi görmeyi beklemiyordum. Aynaya vursam da hem Keeho'ya hem de Soul'a seslensem de hiçbir şey değişmedi. Hayal kırıklığıyla dolup taşıyordum. Her ne kadar çok bir tanışıklığımız olmasa da onların varlıklarını benimsediğimi fark etmiştim şu anda.
Zamanda geri gidip gitmediğimize emin olamazken bugünün tarihine baktığımda başa döndüğümüzü gördüm. "Hayır, hayır..." diye mırıldandım. Her şey bu kadar çabuk mu değişecekti?
"Soul şaka yapmayı bırak." desem de çoktan gerçeği kabullenmeye başlamıştım. Tekrar Changbin'in yanına ilerlemiş ve kollarımı ona sarmıştım.
"Sen de kaybolmayacaksın, değil mi?" diye mırıldandım kafamı boynuna yaslarken. Pamuk şeker kokusu burnuma dolarken gülümsedim. Kokuyu anladığımı fark ederek "Tabii ya, pamuk şeker." diye fısıldadım kendi kendime.
"Ne pamuk şekeri?" diye sormasıyla kollarımı Changbin'den çekecekken "Çekme, kalsın." dedi. Kollarımı bu sefer daha da sıkı dolarken gözlerimi onunkilere çevirdim.
"Kokun." dedim. "Pamuk şeker gibi."
"Eh, çok tatlı biri olduğum için." dedi gülerken. Ben de güldüm. Elimin birini kol kaslarında gezdirmeye başladım.
"Changbin." dedim. "Keeho ve Soul yok."
"Ah, demek Soul doğru söylüyordu."
"Ne hakkında doğru söyledi?"
"Sen annenin eski evine gittiğin sırada bize olayları açıklarken 'Buradan çıktıktan sonra ikimizi de görmeyeceksiniz ve eski yaşantınıza geri döneceksiniz.' demişti. Ciddi söylediğini düşünmemiştim."
"En azından veda edebilirlerdi."
"Evet, iyi olurdu. Ayna kapanmış mı?"
"Hayır, kapanmamış. Ayna direkt eski hâline dönmüş. Soul ve Keeho'dan hiçbir iz yok. Sanki kayıplara karışmış gibiler."
"Belli mi olur? Belki de reenkarne olmuşlardır ve tekrar arkadaş oluruz."
"Öyle bir şey mümkün mü ki?"
"Soul ve Keeho'dan her şeyi beklerim."
"Reenkarne olmuşlarsa onları tanıyabilir miyiz?"
"Bilmem, hissederiz herhalde. Ruhları aynı sonuçta."
"Doğru. Neden kayboldular acaba?"
"Her şey olabilir."
"Belki de sadece artık baş başa kalmak istemişlerdir."
"Veya Soul, kendine yeni kurbanlar seçiyordur." demesiyle güldüm. "Kesinlikle öyle yapıyor olmalı." dedim.
"Jeongin, o gün annenin evinden döndüğünde kötü gözüküyordun. Ne oldu o gün?"
"Ufak bir kriz. Ben... Ne bileyim işte. Bir anda anılar kafama doluştu ama elimden bir şey gelmedi. Annemi özledim sanırım."
"Ben hatırlattığım için üzgünüm Jeongin-ah."
"Hayır, hayır. Önemli değil. Onu hatırlamak iyi hissettiriyor ama sadece yokluğu acıtıyor işte." dedim yüzüm asılırken. Sonra aklıma gelen şeyle "En başa dönmüşüz." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtar Beni, Lütfen (JeongBin)
Fantasy[Tamamlanmıştır (×35)] "Unutmayın çocuklar, ayna kırılırsa oyun biter." yan çiftler: keesoul, hyunlix, chanmin ve minsung İyi okumalar,