Yaklaşık bir saat geçmişti hastaneye geleli. Annemi yoğun bakıma almışlardı kafasına aldığı darbelerden dolayı daha sonraysa bizde gelen polislere ifademizi vermiştik.
Şimdi de yoğun bakımın kapısının önünde oturmuş doktorun çıkmasını bekliyordum. Bana destek olmak için yanımdan biran bile olsun ayrılmayan dörtlüye ne kadar kalmak zorunda olmadıklarını gitmelerini söylesemde beni dinlememiş benle beklemişlerdi.
Yanıma oturup bana su uzatan hyunjine baktım. İlk başta almak istemesemde kuruyan boğazımın acısını göstermesiyle suyu elinden alıp bir kaç yudum içtikten sonra kapağını kapatıp yanıma koyup ona baktım.
Çatlayan sesimle, " Siz nasıl oldu da evime geldiniz?" Diye aklımdaki o soyu sordum.
Dudaklarını yalayıp gözlerini kaçırdı. " Dün senden şüphelenmiştim. Hareketlerinden bir şey olduğunu anladım. Zaten bu şüphemi seninle de paylaşmıştım ama sen bu sorularıma cevap vermeyip kaçtığında şüphem daha da arttı. Sen evden gittikten sonra bizimkilerle olan gruba yazdım tüm şüphemi. Felix, senin evine bırakmayayım diye o kadar çabalamandan ve hastayım diyerek okula gelmemenden dolayı evde bi tuhaflık olduğunu düşündüğünü söyledi. Dediğine hem ben hemde jisung katıldı. Minho ilk başlarda saçmaladığımızı söylesede Felix ve Jisung çoktan panik yapmıştı. Daha sonra Minhoda ertesi gün benim evime geleceklerini, bizim işimiz bittiğinde evden çıktığın gibi bizimde seni takip etmemizi söyledi. Hepimiz bunu onayladık. Zaten sen evden çıktığında peşinden bizde evden çıkmıştık."
Anladığım belli etmek için kafamla onayladım konuşucak halim yoktu ya da beni takip ettikleri için kızıcak. Zaten sinirlenmem saçma olurdu bizi kurtaran onlardı.
Telefonla konuşmayı bitiren Minhonun yanımıza doğru gelmesiyle ona çevirdim bakışlarımı. Beceriksizce gülümseyip önümde durdu. Hyunjinde benimle birlikte kafasını kaldırmış minhoya bakıyordu.
"Babamla konuştum. Biliyosun jeongin babam başkomiser. Ona bu olayla ilgilenmesini ve adamı hapse atıp atamayacaklarını sormuştum. Bana ilgileneceğini söylemişti. Az öncede son olanları anlattı. O adamı tutuklamışlar. Size yaptıklarının yanında kanında tesbit edilen uyuşturucu ve illegal kumar oynamada onun hapse girmesini sağlar. Merak etme size yaptıkları yanına kalmayacak babam onu hapse atmak için elinden geleni yapacak." Elini destek olmak için omuzuma koyup pat patladıktan sonra gitmişti.
Duyduğum haberle rahat bi nefes alıp kafamı duvara yasladım. Hyunjin elimi sıkıca tutmuş varlığını belli ediyordu.
"Her şey geçicek incili. Yanında olacağım bundan sonraki her adımında. Söz veriyorum sana senin bir daha üzülmeni incilerinin akmamasını sağlayacağım. Hyun sözü." Ona döndüğümde umut dolu gülümsemesi ve güven veren, sevgiyle bakan gözleri karşısında kuruyan gözümde yaşlar tekrardan kendini belli etti.
Her zaman tek başıma üstlenmiştim bu yükü. Her zaman her şey yolundaymış gibi davranmıştım. Zaman geçtikçede çok yorulmuş tükenmiştim. Ama şimdi kalbime dokunan bu adam bu seferde ruhuma dokunmaya başlamıştı. Ruhumu dinliyor görüyordu.
Belime dolanan sıkı kollara aynı şekilde karşılık verdim. Kafamı boyun girintisine yasladığımda bir eli saçlarıma gidip okşamaya başladı. Saatlerce orada ağlayıp rahatlamama izin verdi.
________
Bir hafta geçmişti olayların üstünden. Annem dün taburcu olmuş evimize gelmiştik. Ona ne kadar okula gitmek istemediğimi onunla olmak istediğimi söylesemde kabul etmemiş beni okula yollamıştı.
Hastanede geçen bir haftalık bu süreçte hyunjin ve diğerleri bana hep destek olmuş yalnız bırakmamıştı. Onlarla olan bağımın daha çok kuvetlendiğini hissediyordum. Minho, Felix ve Jisung bana küçük kardeşleriymişim gibi yaklaşıp korumaya çalışıyodu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
it's not a problem//Hyunin
FanfictionOkulun ucubesi Yang Jeongin ve onun zorbası Hwang Hyunjin.