"Hyunjin gel ve sustur Felixi!"
"Changbin! Çamaşır makinesine sıkıştım beni kurtarmak ister misin?"
Kafasını çamaşır makinesine sokmuş felixe bıkkınlıkla baktım. Bir daha onların bu kadar içmesine engel olmam gerekiyordu aksi taktirde bu rezilliklerine katlanamazdım.
Hyunjinle terasta sessizce uzun süre oturmuş gecenin karanlığını izlemiştik. İkinci sigarasını da bitirince ayağa kalkmış bana elini uzatmıştı. İlk önce tereddüt etsemde hafif dönen başımla elini tutup ayağa kalmıştım. Bizimkileri alıp gitmekti amacımız, kesinlikle herkesin ortasında minhoya kucak dansı yapan Jisung görmek değildi. Şaşkınlıkla hyunjine baktığımda o, çoktan telefonu çıkarmış ikisini çekiyordu. Daha ne olabilir derken içki standına baktığım sırada öpüşen seungmin ve Chan hyungla ağzım açılmış kalmıştım. Hyunjin telefonu indirip baktığım yere baktığında o da en az benim kadar şaşkındı. Buradan kurtulduktan sonra seungmini sıkıştırmayı aklıma not ederek onları ayırmaya gittim. Ben onlarla ilgilenirken hyunjin, Minho ve jisungu ayırmıştı ama Jisung dansımı böldün diyerek araçta yol boyu ağlamıştı. Changbin ve Felix aralarında en sakin olanı hiç sorun çıkarmadı derken şuan felixin bu haliyle ilgileniyorduk.
Hyunjin bıkkınlıkla içeri girdiğinde yüz ifadesine gülmüş kenara çekilerek onları izlemeye başlamıştım. Hyunjin felixin yanına gidip belinden tutarak onu çıkarmaya çalışıyordu makineden.
"Felix hadi çillim çık artık şu makineden. Bak bu seni dördüncü çıkarışımız."
"İmdat! Changbin kurtar beni! Başka biri bana dayıyo!"
Hyunjinin ağlamaklı çıkan sesi felixin barışlarıyla artarken kahkahamı içimde tutamamıştım. Yaklaşık beş dakika sonra felixi zar zor çamaşır makinesinden ayırmış salona diğerlerinin olduğu yere girmiştik. Felix koşup changbin hyunga sarıldıktan sonra bizi şikayet etmeye başlamıştı.
Etrafa baktığımdı Minho ve jisungu göremeyince panikle hyunjinin kolunu tutup ona bakmıştım. O da bana bilmiyorum anlamında kafa salladığında yatak odasından gelen sesle hyunjin küfür edip odasına koşmuştu. Göreceğim şeyden korksamda onun arkasından gitmiştim. Hyunjin hızla kapı açıp içeri girdiğinde sinirle bağımıştı.
"Sokucam sizin kucağınıza da dansınıza da! Siktirin gidin lan! Bi de yatağımda yapıyorlar jeongin."
İşaret parmağını havaya kaldırmış onları bana şikayet ederken bu hali gözüme o kadar tatlı gelmişti ki gülmeden edememiştim. Benim halledeceğimi söyleyerek jisungu yanına gitmiş zorla ikisini ayırmıştım. Ben ikisiyle uğraşırken hyunjin salona yatakları hazırlayıp sızan arkadaşlarımızı yerlerine yatırmıştı. En sona kalan minhoyla Jisung bizi zorlasada onlarda en sonunda sızıp kalmıştı.
Yatak odasına geldiğimizde ağrıyan kaslarım ve başımla kendimi yorgunlukla yatağa bırakmıştım. Neredeyse sabah olacaktı ve biz aptal arkadaşlarımla uğraşmaktan uyuyamamıştık. Kendi içimde onlara kızarken odaya girip üstündeki yarım kollu atleti çıkaran hyunjinle istemesemde yataktan kalkmış odadan çıkmak için yürümeye başlamıştım. Bir yerlere geçip uyumak istiyordum artık. Üstüne tişört geçirdikten sonra dolabından tişört ve eşofman çıkaran hyunjin beni fark etmiş elindekileri bırakarak kolumdan tutarak beni engellemişti.
Tek kaşımı kaldırarak sorarcasına bir koluna bir ona bakıyor ne söyleyeceğini merakla bekliyordum. Dudaklarını yalamış sesizlik içinde olan oda dan onun nefesini verme sesi yankılanmıştı. Bir kaç adım daha atarak yanıma geldiğinde istemsizce yutkunmuştum. Terasta dedikleri hala zihnimde yankılanıyor düşünmeden edemiyordum. Kolumu tutan elleri yavaşca elime kaymış parmakları elimi usul usul okşamaya başlamıştı. Gözleri gözlerimde kenetli bayık bakışlarla eşlik ediyordu bana. Boştaki elini kaldırıp gözümün önündeki saçları arkaya itti hafif hareketlerle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
it's not a problem//Hyunin
FanfictionOkulun ucubesi Yang Jeongin ve onun zorbası Hwang Hyunjin.