Kalbini geri kazanmak

189 29 28
                                    

"yeni açılan oyun salonuna felaket iyi diyorlar bence gitmeliyiz. Bi havamız değişir bi kendimize geliriz."

Chan hyung, Changbin hyungun dediğine göz devirmekle yetinmişti. Bense kıkırdamakla meşguldüm. Tam tamına üç gündürlü yeni açılan oyun salonu hakkında konuşuyor ve bizi gitmemiz için ikna etmeye çalışıyordu changbin hyung.

"Aslında iyi olabilir hem yeni yeni sınavlar bitmişken biraz kafa dağıtmış oluruz?."

"Hay sen çok yaşa." Diyerek seungminin kafasını tutmuştu. Alnını öpmeye çalışan changbin hyung ve ondan kaçmaya çalışan seungmin ile kıkırtım kahkahaya dönüştü.

"Bırak lan kafamı."

"Bir kere öpeyim bırakıcam."

"Changbin eğer o ellerinin hala sağlam kalmasını istiyorsan çek ellerini kafamdan!"

"Bi öpeyim çekilicem zaten."

"Changbin dedim!"

"Sende amma nazlı çıktın be!"

Dudaklarını büzerek geri yerine oturan hyung ve sinirden yüzü kızarmış seungmin ile Chan hyungla bahçede kahkaha atmaktan nefessiz kalmıştık. İkisin atışması kesinlikle en iyi komediydi.

Kollarını birbirine bağlamış dudaklarını büzmüş sözde ağır abi oğlan hyunguma dönerek omzuna elimi koydum.

"Üzülme ama hyung bir daha ki sefere artık."

"Ama Jeongin çok içimden gelmişti." Dudaklarını büzerek isyan etmesi gülme isteğimi getirsede ciddi yüz ifademi korumaya devam ettim.

"Benim alnımı öp olmaz mı?"

Anında gülümsemeye başlayıp alnıma minik bir öpücük kondurdu. Bununla birlikte kıkırdayıp yerime geçtim. Seungmin yüzünü buruşturmuş iğrenek bize bakıyor changbin hyung ise ona tavır almaya devam ediyordu.

"Bazıları sevgimi çok görsede keyfimi kaçırmayacağım. Neyse dersiniz bittikten sonra gidiyoruz değil mi?"

"Çocuk gibi vaktimizi orada mı harcayacağız?"

"Dede alarmı! Dede alarmı!" Chan hyung ona dede dememle susmam için omzuma hafifçe vurmuştu ama çokta Kim Seungmin konuşmaya başlamıştı.

"Ortalık çok yaşlı koktu. Noldu moruk yoksa seni tüm oyunlarda yenerim diye mi korktun. Ee sende haklısın eski toprak olunca yeni nesile yetişmek zor oluyo." Ukalaca sırıtarak konuşan seungmin, Chan hyungu gelmesi için çoktan gaza getirmişti. O herkesi nasıl ikna edebileceğini en iyi bilen kişiydi. Gerçekten korkmadan edemiyordum ondan.

Tek kaşını kaldırıp histarik bir gülüş sundu Chan hyung seungmini dinlerken. "Kim seungmin sana bu cesareti veren şeyde ne? Beni gerçekten yenebileceğini mi sanıyorsun? Güzel hayalmiş." Oturduğu yerden ileri doğru seungminin üzerine eğilerek konuşmasına devam etti. "Beni daha önce yendin oyunlarda çünkü ben buna izin verdim ama bu gün öyle bir şey olmayacak. Anlaşılan bu gün seungminimizi ağlatma zamanı."

Şuan cinsel tansiyon havada mı uçuşuyor yoksa bana mı öyle geliyor?

Gay panik yaşayan seungmine bakmayı kesip changbin hyunga döndüm. Bu ortamda ki havayı o da fark etmiş olmalı. Tek olamam.

Eliyle ağzını kapatmış şaşkınlıkla Chan hyunga bakan changbin hyung kafasını bana çevirdi. Kafamı hafif sağ yatırarak ikisini işaret ettiğimde kafasını aşağı yukarı sallamıştı. Bende hızla kafamı aşağı yukarı salladığımda iki eliyle ağzını kapatmıştı. Bu sefer şaşkınlıktan değil tam tersi sevinç çığlı atmamak içindi. İkimizde Chan hyung ve seungminin arasında ki çekimi fark etmiştik ama o iki salak birbirlerine adım atma konusunda berbattı. Bu yüzden şuan ki durum ikimizinde kalkıp dans etmesine sebep bi durumdu.

it's not a problem//HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin