Bilmediğim bir şey var

378 45 29
                                    

Hyunjin ile en son ki mesajlaşmamızdan sonra konuşmamıştık. Ona kızgındım hiç bir gerekçe sunmadan ona inanmamı isteyemezdi benden. Üstelik haksız olmasına rağmen tüm gün okulda beni görmemezlikten bile gelmişti.

Bu gün okul kesinlikle katlanılabilir değildi. Soobinde bana soğuk yapıyordu. Bana hala kızgındı hyunjinle barıştığım için.

Soobinle konuşup, aramızı düzeltmek için yanına gittim ama onu san ile konuşurken görünce şok oldum. İkisinin konuşmasını geç bu kadar samimi sohbet etmesini beklemiyordum. Ortada bir şey dönüyordu. En kısa zamanda bunu çözmeliydim.

Şuansa hyunjinin evinde ikimizde oturmuş proje ödevini yapıyorduk. İkimizinde ağzını bıçak açmıyordu. Ortada ölüm sessizliği vardı adeta.

Daha fazla bu iç karartan havaya dayanamayarak bir an önce kurtulmak için ona dönüp baktım. Bana bakmayı reddetsede en sonunda pes edip o da bana baktı.

"Gerçekten böyle davranmaya devam mı ediceksin?"

Oturduğu koltuktan sırtını ayırıp duruşunu dikleştirdi, "Ne varmış davranışımda?"

"Ne kadar saçma davrandığının farkında mısın?" Ses tonum sakin çıksada şuanki sözleri sinirime sinir katıyordu.

Alayla güldü. "Ne var davranışımda? Seni düşünüp uyardım anlaşılan hata yaptım!"

"Bilmiyorum biliyo musun ama hani empati diye bi şey var ya onu yap. Sonunda sana iyi davranan, seni gülümseten, seni koruyan biri çıkıyor ortaya. Hem okul hem ev derken yaşadığın tüm yükü bir an bile olsun sana unutturan biri çıkıyor. Sonra sana yıllarca zorbalık yapan kişi geliyo ve diyo ki sana nedenini söyleyemem ama bana güven. Seninle arkadaş oluyo sonra. Buna da tamam diyorsun. Sonra bi gün gelip ona güvenme, o sandığın kişi değil diyo. Sana hiç bir gerekçe hiç bir kanıt sunmadan hemde! Amına koyayım sen inanırmıydın ona!"

Donuk olan surat ifadesi küfür ettiğimde yerini şaşkınlık alsada hemen kendini düzeltip eski donuk haline döndü. O kadar şey dememe rağmen hiç bir şey demeyip sadece kısık gözleriyle bana bakıyordu. Sabrım taşmış artık burada olmaya katlanamıyordum.

"Benden bu kadar gidiyorum ben!"

Eşyalarımı çantama koymak için topladığımda bileğimden tutup bana engel olmaya çalıştı. Bileğimdeki morluğu kapatıcı ile kapatsamda tutuşu ile acı orataya çıkmış ve ağzımdan engel olamadığım acı dolu bi inleme çıkmıştı.

Panikle elini çekip yanıma yaklaştı. Bense acıyan bileğimi tutmuş ses çıkarmamak için dudağımı ısırıyordum.

"Bir şey var sende."

Hızla kafamı iki yana sallayarak, "Hayır yok." Dedim

Koltukta iyice yanıma yaklaştı. Nazik hareketlerle bileğimi tuttuğum elimi kaldırıp parmaklarını bileğimde gezdirdi. Şefkatle bakıyordu oraya ya da ben öyle görmek istiyordum.

"Var bi şey İncili. İki gün sonra okula geldin üstelik hava sıcakken kapşonlunu çıkarmamakta ısrarcısın. Bileğini sert bi şekilde tutmadım ama bu bile acıyla kıvranmana neden oldu. Ve..." Parmağını masada duran bardaktaki suya batırıp tekrardan parmağını bileğimde dolaştırdı. Morluk kendini belli etmeye başlamıştı bile. "Morluğu kapatmışsın. Ne oldu İncili?"

Bileğimi elinden kurtarıp gözümü kaçırdım. Ona ne kadar ağlayarak anlatmak istesemde yaşadıklarımı yapamazdım.

"Benim gitmem gerekiyor. Yarın devam ederiz." Der demez hemen eşyalarımı alıp çantamı kolumdan geçirip ayağa kalktım.

it's not a problem//HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin