···
Akşam yemeğinin ardından Minho çalışma odasına geçmiş, Jisung ise yatağına uzanmıştı. Burada yapabileceği pek fazla şey yoktu ve hâliyle sıkılmıştı.
Ayrıca hâlâ gömlek ve pantolonuyla duruyordu ve rahatsız olmaya başlamıştı.
Minho'nun odasına gidip kapıyı tıklatmadan içeri girdi. Minho buna alışması gerektiğini düşünerek bir dahakine kapıyı kilitleyeceğini zihnine not aldıktan sonra neden geldiğini bilmediği Jisung'a döndü.
"Doktor, ben üzerimi değiştirmeyecek miyim?"
Minho başını sallayıp sandalyesinden kalkarken Jisung da peşine takıldı.
Dolaptan gri bir eşofman altı ve beyaz, yarım kollu bir kazak çıkardı.
"Bıcı bıcı da yapabilir miyim?" dedi başını hafifçe sola eğerek. Minho onayladı ve dolaptan temiz bir havlu çıkarıp Jisung'a uzattı.
Çok sürmeden Jisung banyodan çıkıp üzerini giymişti. Saçlarından akan su damlaları kazağını ıslatsa da bunu umursamayıp doktorunun odasına döndü.
Bu sefer kapıyı tıklatmak aklına gelmişti. Minho direkt içeri dalmasını beklediği için kapıyı kilitlemişti ve kendini kötü hissetmeye başlamıştı.
Kilidi olabildiğince yavaş çevirirken çıkan sesi gizlemek için hafifçe öksürdü.
"Saçlarını neden kurutmadın?" Jisung yalnızca omuz silkti.
"Bilmem," dedi sesini incelterek. "Sen kurutur musun, doktor?"
Minho kısa bir süre düşünüp "Tamam," dedikten sonra kurutma makinesi ve tarağı almak için banyoya gitti.
Odaya geldiğinde Jisung önceki yerinde değildi. Telaşla evi turladı, kendi odasında yatağın üzerine oturmuş şekilde bulduğu Jisung'a oflarken yanına gitti.
"Beni korkutma, Han."
Jisung başını olumlu anlamda sallarken Minho yatağa çıktı. Başlığı prize takıp makineyi çalıştırdı.
Jisung, sıcak havanın ensesine dokunmasıyla yerinde kıpırdandı. Yatağın ucundaydı ve düşmek üzereydi. Minho bunu fark ettiğinde makineyi kapatıp biraz geriye gitti.
Jisung'u belinden tutup kendine doğru çekerken gencin nefesini tuttuğunun farkında değildi. Bütün vücudu alev alev yanarken birkaç kez gözlerini kırpıştırdı.
Tamamen kuruttuğundan emin olduğu saçları birkaç kez de elleriyle taraması Jisung'u heyecandan bayılma raddesine getirmişti.
Yataktan kalkıp zıplayarak odadan çıktı. Minho kısa bir süreliğine arkasından baksa da toparlanıp fişi çekti ve odadan çıktı.
Artık işini yapmalıydı. Jisung'un kendisine güvendiğini hissediyordu, ona iyi davranarak ne derdi varsa bunu çözebilirdi.
Başkaları Jisung'un deli ya da psikopat olduğunu düşünse de Minho bunların aksi düşüncelere sahipti. Jisung'un geçmişten travmaları olduğunu ve hiç sevilmediğini düşünüyordu.
Daha fazla sabredemeden Jisung'un odasına yöneltti adımlarını. Kapıyı tıklattı, yanıt gecikmemişti. Uykulu ses tonuyla "Gel," demişti Jisung.
İçeri gülümseyerek girdi. Bütün planları uçup gitmişti sanki. Başını üst üste koyduğu ellerine yaslamıştı. Gözlerini açık tutmaya çalışsa da göz kapaklarına çöken ağırlık buna engeldi.
Minho yanına yaklaşıp karnının altındaki örtüyü çekti ve üstüne örttü. Jisung örtüye daha sıkı sarılırken gözlerini sıkıca kapattı.
"İyi geceler! Rüyanda beni gör."
Minho başını geriye atarak güldü. "Tamam, rüyamda seni görürüm. İyi geceler."
···
ÇILDIRIYORUM.
minicik ki bunlar 🥹🤏🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
maniac ✓
Fanfictionher ne kadar fiziksel yaralar açsa da, onun, ruhunu besleyen sevgisine muhtaçtı. bedeni defalarca kez ölse bile ruhunu yaşatan doktoru olduğu sürece toparlanacaktı. ; minsung | cr: stray.kings143 [ig] @naragasyung