15 : yürüyüş

962 152 72
                                    

···

Minho ilk kez alarmı çalmasına rağmen uyanmakta zorlanıyordu. Yastığı başına sarıp elini rastgele komodine atarak alarmın yönünü değiştirdi.

Yorganını üzerinden attı hâlsizce. Henüz yarasının iyileşmediği ayağının üzerinde çok durmamaya dikkat ederek lavaboya gitti.

Jisung dışında işi olmasa da pazartesi sendromu yaşıyordu. Belki de biraz yürüyüş yapmak açılmasına yardımcı olurdu.

Tekrar odasına dönüp eşofman takımını giydi. Jisung uyanırsa evde tek kaldığından dolayı stres olmasın diye not bırakmak için duvarlara tutunarak odasına ilerledi.

Kapıyı sakince açıp garip bir pozisyonda uyuyan Jisung'u inceledi. Bir bacağı yatağın yanından sarkmış, yıldız gibi uyuyordu. Minho, yüzünde oluşan gülümsemeye engel olamadan yanına gitti.

Uyanık hâlinden daha masumdu yüz ifadesi. O şımarık, neşeli, çılgın Jisung da bedeniyle birlikte uykunun kolları arasındaydı anlaşılan.

Hayır, aslında Minho onun masum olduğunu düşünüyordu hatta en başından beri. Yalnızca kendini kaybederek aşırı davranışlar sergiliyordu.

Bu tür hastalar genelde geçmişi karanlık olanlardı. Psikolojik baskıdan bunalıp etrafındaki bunca insana rağmen kabuğuna çekilen yalnızlar tanımıştı birçok kez.

Kollarından tutarak oturur pozisyona getirdiği Jisung'un arkaya sarkan başını kavramıştı diğer eliyle. "Jisung."

Tepki almayı beklemiyordu elbette. Yine de belki sesini duyup düzgün şekilde uyur diye düşünmüştü.

"Doktor?" dediğinde uyku mahmuruydu. Bedenini yatağa atarak için uyumaması için tek engel Minho'nun kendisini tutmasıydı.

Pek de rahatsız değildi durumundan, sadece tüyleri diken diken olmuştu. Uyurken bile heyecanlandırıyordu bu adamın ona olan ilgisi.

Minho, Jisung'u yatakta biraz geriye çekip başının altına yastığı yerleştirdi. Havalar yavaştan soğumaya başlamıştı bu yüzden yorganı kavrayıp düzgünce üzerine örttü.

Geri çekileceği sırada boynunda hissettiği kollarla duraksamıştı. Jisung kendisini biraz daha bastırdığında kalbinin atışlarını duyabilecek kadar yakındı. "Jisung?"

Cevap alamamıştı, başını çevirip oldukça uykulu olan gence baktı. Uyandırmak istemiyordu çünkü bilincinin açık olup olmadığından emin değildi ancak bırakması gerekiyordu.

Kollarını boynundan uzaklaştırırken iç çekti. Sanki bu çok uzun sürmeyen sarılma gerginliğini azaltmış gibiydi, aynı zamanda da farklı hissettirmişti.

Elini tekrar uykuya dalmış olan Jisung'un saçlarına değdirdi. Nazikçe okşadı, sadece kendisinin masum olarak gördüğü bu çocuğa tüm şefkatini vermek istedi.

"İyi uykular. Rüyanda beni gör."

Daha fazla orada kalmadan evden çıkmıştı. Dışarı adım atar atmaz yüzüne çarpan soğuk havayla kaşlarını çattı.

Anahtarı işaret parmağına geçirip ellerini de cebine koydu. Üzerini düzeltip son kez gerinirken hohladı ve evden uzaklaştı.

···

Wuhuuuğğ selamlar efenim nasılsınız?

Normalde her gün bölüm yayınlamaya çalışırdım ve bu kısa ara için öncelikle çok özür dilerim. Kişisel hayatımın kitabı etkilemesini istemezdim lakin öyle oldu biraz.

Aklımdaki her bir duyguyu yansıtmak, karakterleri benim gördüğüm şekilde sizlere göstermek istiyorum ne kadar mümkün olabilirse. Bu yüzden birçok senaryo yazıp siliyorum, her bir cümle üzerinde dakikalar harcıyorum gereksiz bir sözcük dahi olmasın diye. Yine de bu bölüm hiç içine sinmedi.

Biraz da yazma isteğimin azaldığını söylemem gerek. Taslakta birçok başka hikâye var ve ben hepsini fic hâline getirmek istiyorum.

Bunun yerine yakın zamanda bir pov kitabı yayınlamayı planlıyorum. Eğer kitap yazma hevesi olanlar ancak konu bulamayanlar varsa yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Yakın zamanda hesabımda bulabilirsiniz ^^

Okuduğunuz için çok teşekkürler 💕

maniac ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin