···
"Hak ettiklerini buldular yani?" dedi Minho, parmaklarını Jisung'un saç derisinde dolaştırırken. Genç oğlan mahkemenin ardından Minho'nun evine gelip bütün yorgunluğunu atmak için, kendi deyimiyle "bıcı bıcı" yapmıştı.
"Hm hm, bir daha karşıma çıkmazlar. Çıkmasınlar da zaten, istemem." Kaşlarını çatarak sarf ettiği bu cümlelere kıkırdamıştı büyük olan. Başını göğsüne yaslayan Jisung oldukça sevimli görünüyordu.
Dudaklarına bir tebessüm yerleşti istemsizce. Ona dünyanın en değerli, en naif, en kırılgan ve en şirin şeyiymiş gibi bakıyordu.
Jisung ise üzerindeki bakışları hissetmiş olacak ki doğruldu. Meraklı gözlerle bakmaya başladı sevgilisine.
"Ne var?"
Cevap gelmeyince aynı soruyu değiştirerek sordu. "Bir şey mi oldu?"
"Jisung... Beni iyi dinle, bir daha bu açıklamayı yapacak kadar cesur olamayabilirim, tamam mı?"
Daha da meraklanmıştı şimdi. Bir yandan da korku sarmıştı içini, ya kötü bir şey işitirsem, diye. "Tamam," derken bile sesi titremişti.
"En başından beri senin hırsız olabileceğine inanmıyordum, haklıymışım da. Aynı zamanda sana bu kadar değer verebileceğimi de tahmin etmemiştim. Normal bir hasta olarak görmeye çalıştım seni fakat ihtiyacın olan sevgiyi de göstermek istiyordum."
Derin bir nefes alıp devam etti.
"Sana yeten olmak istedim, ancak yakın olmamız... Doğru değildi. Bu saçma durumun farkındaydım da, yine de elimden hiçbir şey gelmiyordu. Benim işim seninle konuşup sorunlarını çözmekti. Senden başka hiçbir hastaya sarılmadım, azarlamaktan korkmadım ama sen çok... Kaçıyordun; hayattan, benden, geçmişinden, kendinden. Yüzleşmen lazımdı ve ben aracı olmak istedim. Normalde katlanamayacağım şirin davranışlar sen yapınca hoşuma gitti. Huyların bana bile geçti hatta. Fakat sen söz dinlemeyince sabrım tükendi haklı olarak. Özür dilerim ölmek istemene neden olduğum için, kaybettirdiğim her şey için. Canını yaktığım her saniye adına özür dilerim, Han Jisung."
İkisinin de gözleri dolmuş, Jisung'un alt dudağı titriyordu. Konuşmak istiyor fakat araya girmek de istemiyordu. Doktoru haklıydı, o hep haklı olurdu zaten.
İçinde oluşan yoğun duyguları akıtmak, doktoruna, onu iyileştiren bu adama olan tüm sevgisini göstermek istiyordu lakin iki kelimeyi bir araya getirmek bile çok zordu şu durumda.
Kalbi çıkacakmış gibi atıyor, o da sevgisini anlatmak istiyordu ancak duygularını tercüme edemiyordu. Gülümsemek için yüz kaslarını dahi yoramıyordu.
İrislerini kucağındaki ellerinde gezdiriyordu bu sırada, başını eğdiğinden gözyaşları akmaya hazırdı. Minho, ellerini kavrayıp minik birkaç öpücük bıraktı ve nazikçe tuttuğu çenesini kaldırarak bakışlarını sabitledi. "Bunları ağlaman için söylemedim, güzelim. Ne hissettiğimi bilmeni istiyorum."
Dizlerini katlayarak oturan bedene biraz daha yaklaşmış, bacaklarını iki yana açarak kollarıyla sarmalamıştı Minho. Kendinden bile korumak istediği küçüğünün alnına dudaklarını bastırdı.
Sırtını sıvazlamaya başladığında diğer elini beline indirmişti. Dokunmaya korkuyordu, sanki en ufak baskıda canı yanacaktı. Nefes alırken bile rahatsız etmemeye özen gösteriyordu.
Jisung sonunda dudaklarını aralayarak birkaç kelime fısıldasa da titreyen sesi hıçkırıklarından duyulmamış, boğuk çıkmıştı. Tekrarladı.
"Ben... Hiç bu kadar değerli hissetmemiştim... Teşekkür ederim."
Ve Jisung da Minho'nun sarılmasına karşılık verdi. Bu kez o okşadı kahverengi saçları, o öptü yumuşak dudakları, o içine çekti eşsiz kokuyu.
Aşkı, kelimelere sığmayacak kadar büyük; davranışlarıyla anlaşılamayacak kadar güçlüydü. Sessizliğini korudu, doktorunun ellerini kavradı ve birkaç öpücük bıraktı.
"Minho... Yaşama sebebim olduğun için teşekkür ederim."
Yalnızca aşk denilemeyecek kadar kuvvetli, kelimeleri kifayetsiz bırakacak kadar eşsiz, kalbi pırpır ettirecek kadar hoş bir duyguydu bu.
Lee Minho'nun hisleri, Han Jisung'un varlığının sebebi...
---
Jisung ve Minho'nun tarifsiz sevgilerini yansıtan benim, elbette ki hatalarım olmuştur eminim. Bunlara rağmen bu serüvende yanımda olan herkese sevgiler!!
Herhangi bir şey sormak isterseniz hiç çekinmeden bu satırı,
ve kitapla ilgili görüşlerinizi belirtmek isterseniz bu satırı kullanabilirsiniz.
Kitabı İngilizce'ye de çevirmeyi planlıyorum, eğer yaparsam mantık hatalarını gidereceğimden yayımladığımda haber almak isteyenler de buraya bir işaret bırakabilir.
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
maniac ✓
Fanfictionher ne kadar fiziksel yaralar açsa da, onun, ruhunu besleyen sevgisine muhtaçtı. bedeni defalarca kez ölse bile ruhunu yaşatan doktoru olduğu sürece toparlanacaktı. ; minsung | cr: stray.kings143 [ig] @naragasyung