···
Minho ayağına pansuman yapıp sargı beziyle sarmıştı. Fazla derin olmasa da yürümekte zorlanacak kadar acı veriyordu.
Akşam yemeği vakti geldiğinde yemek yapacak mecali olmadığı için internetten sipariş etmeyi planlıyordu. Tabii şu anda evde tek olmadığı için ne yiyecekleri konusunda Jisung'un da fikrini duymak istedi.
Ayağa kalkıp Jisung'un odasına gitmeyi amaçlarken ayağının acısı tam sırası dercesine varlığını Minho'ya hatırlattığında bir acı nidası çıkmıştı dudakları arasından.
Jisung bunu hissetmiş gibi koşarak Minho'nun yanına gelip kapıyı tıklatma gereği duymadan, fakat daha nazik bir biçimde, içeri girdi.
Yerde oturan doktorunu endişe dolu bakışlarıyla incelerken diz çöktü. Minho hiçbir şey olmamış gibi sakinliğini sürdürürken gözleri buluştu.
"İyi misin?"
"Yemek söyleyecektim."
Aynı anda konuştuklarında ikisi de farklı şeyleri düşünüyor olduklarını fark etmişlerdi. Jisung başını olumlu anlamda sallayıp ayağa kalktı.
Minho'nun ona sürekli yaptığı gibi canını yakmamak için ekstra çaba gösterirken bileğini tutup var gücüyle doktorunu ayağa kaldırmıştı.
Geriye doğru sendelerken başını iki yana sallayıp olduğu yerde zıpladı. Bitik olan Minho'nun aksine enerjisi sonsuz gibi görünüyordu.
Ayakta durmakta zorlanan Minho yaralı topuğunu yere yaslayıp dengesini koruduğunda Jisung'a döndü. "Hamburger yemek ister misin?"
Elini çenesine yerleştirip düşünüyor gibi yaptıktan sonra kaşlarını kaldırarak "Sen sever misin ki?" demişti.
Olumlu cevap aldığında ellerini çırpıp başını salladı. "Ben de çok severim!"
Minho siteye girip tercihlerine göre sipariş verdi. Jisung'un kapıyı açması nedense tehlikeli geldiğinden kapının önüne yerleştirdiği sandalyede oturuyordu.
Jisung odada televizyon izlerken Minho başını geriye doğru yaslayıp gözlerine dinlenme fırsatı tanıyordu.
Mutfağı henüz toparlama şansı bulamamıştı ve Jisung'a mutfaktan uzak durmasını tembihlemişti. Bunu kendisinin de yapabileceğini tahmin etmiyordu, bu yüzden bir süredir konuşamadığı yakın arkadaşı Changbin'i aramayı aklından geçirdi.
Minho, kendisine verilen görevi fazlasıyla üzerine alınmıştı. İsterse her psikoloğun tercih edeceği gibi Jisung'u sık sık sorulara boğarak ağzından laf alabilirdi.
Ancak bu fikir Minho'ya fazlasıyla uzaktı. Genelde hastaları anlatana kadar onları zorlamaz, teşvik ederdi. Jisung için de bunu planlasa da her hastası evinde kalmıyordu ya da bu kadar yakın değildi. İş etiği diye bir şey vardı sonuçta ve Minho sınırlarını aşarak mesleğinden olmak istemiyordu fakat Jisung, Minho'ya verilen bir görevdi.
Her ne kadar sahnenin arkasındakileri bilmese de kendisi ne olduğunu çözene kadar Jisung bir suçluydu, hırsızdı. Kimse onun sevgiye, ilgiye, şefkate ve merhamete ne kadar muhtaç olduğunu göz önünde bulundurmadan bu şekilde düşünüyordu.
Kendisine anlatıldığı kadarıyla kamera kayıtlarında Jisung tek başına görülüyordu. İçeri girerken sürekli etrafı kolaçan edip sanki birisiyle anlaşmalı gibi başını sallıyordu, yüzünde çekingen bir gülümseme vardı.
Gecenin geç saatleri olması ve olaya tanıklık eden kimsenin - ne yazık ki - olmaması nedeniyle Jisung suçlu bulunmuştu. Elindeki bıçak ve memuru tehdit etmesi de suçunu kanıtlar nitelikteydi.
Daha da enteresanı, Jisung için kimse gelmemişti. Ne arayanı vardı ne de soranı. Koca dünyada tek başınaymış gibi hissediyordu genç hırsız.
Çalan zil onu düşünceleri arasından çekip alırken derin bir nefes alıp kapıyı açtı. Kurye, poşeti uzatıp Minho'nun uzattığı kartı aldı. Ödeme işi hallolduktan sonra iyi günler dileyip hızla uzaklaştı.
Jisung, kuryenin gitmesinin ardından televizyonu kapatarak kapıya gelmişti. Karton poşeti kucağına alıp oturma odasına götürdü.
Geri dönüp Minho'ya doğru eğildi. Kolunu omzuna dolayıp eliyle sırtına destek verirken dudağını dişledi. Ona göre ağır olan bedenin zorlu geçen dakikalar ardından koltuğa oturmasına yardımcı olmuş, karşısına oturup poşetin içindekileri sehpaya yerleştirmişti.
Karnının guruldamasıyla kaşlarını çatarken utanmanın sırası olmadığını düşünerek omuz silkti ve paketini sıyırdığı hamburgerden kocaman bir ısırık aldı.
···
Bu bölüm biraz saçmaladım sanki ama olayları yavaş yavaş açıklığa kavuşturmam gerekiyor. Minho'nun düşüncelerini yeterince gördük zaten, bu yüzden biraz da Jisung'a odaklanmak istiyorum. Shipten çok olay odaklı ilerleyeceğiz anlayacağınız.
Eğer bölüm uzunluğu hoşunuza giderse buna benzer uzunlukta bölümler yazmaya çalışacağım.
Bir de benim bağlaç ve edatlarla sorunum var, ne kadar dikkat etsem de bir cümlede birden çok "ve, ile, için, ancak, fakat" görürseniz bunun için üzgünüm.
Okuduğunuz ve yaptığınız olumlu geri dönüşler için çok teşekkür ederim 💌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
maniac ✓
Fanfictionher ne kadar fiziksel yaralar açsa da, onun, ruhunu besleyen sevgisine muhtaçtı. bedeni defalarca kez ölse bile ruhunu yaşatan doktoru olduğu sürece toparlanacaktı. ; minsung | cr: stray.kings143 [ig] @naragasyung