-Salim-
Hava çok sıcaktı. Güneş tepede olmamasına rağmen, hiç esmediği için şemsiyenin altına saklanmıştım.
Çocukların hepsi denizde, komiklik şakalar peşinde, birbirlerine su atıp, boğuşuyorlardı. Utancımdan tanımıyor gibi davranıyordum. "Salim! Gel ulan hadi. Maç yapacağız." kafamı önüme eğip, kumların içine girmeyi düşündüm. Yan taraftakilerin bakışlarını üstümde hissediyordum.
"Ulan Salim. Gelsene lan." küfrümü duyamayacağı için orta parmak gönderip, telefonu çıkardım. Hala açmadığım mesajı öylece duruyordu.
Apo: Cüce ben gelemeyeceğim. Sonra konuşuruz.
Sinirlenmeye hakkım yoktu. Çünkü hiçbir şey değildik. Zaten gelmemesini de söylemiştim. Yine de çok bozulduğum için mesajı açıp cevap yazmaya tereddüt ediyordum. Söyleyeceğim şeyden sonra pişman olmaktansa, boşta bırakmak daha iyi bir seçenekti.
"Konu mankeni olarak mı geldin?" kaşlarımı çatarak, karşımda dikilen Cüneyt'e baktım. "Köpekler için yüzme havuzu yan tarafta." dediğimde, gelip şezlongun ucuna oturmasını beklemiyordum.
"Senden hiç hoşlanmıyorum biliyorsun değil mi?"
"Sana katılacağım hiç aklıma gelmezdi." yan yan gülüp, ayaklarını kumun içine daldırdı.
"Salim!" Atakan'ın ayı sesiyle tekrar onlardan tarafa baktığımda, el kol hareketiyle ne olduğunu soruyordu. Baş parmağımı gösterip, her şeyin yolunda olduğunu işaret ettiğimde bile bakmaya devam ettiler. Bu gerzeğin içindeki bu anaçlık duygusu beni bile bezdiriyordu. Zavallı Ömer' diye aklımdan geçirip, ayağımla Cüneyt'in baldırına vurdum.
"Kalksana lan."
"Apo'yla konuştun mu?"
Arkama yaslanıp, gayet rahat görünmeye çalıştım. Yalnızca adını duyduğum anda göğsüm sıkıştığı için, gözlerimi uzak bir noktaya çektim. "Ne konuşacağım o şerefsizle?"
"Bana kalsa da konuşmayın ama işte ota da boka da misali." Neyi ne kadar bildiğinden emin olmadığım için sessiz kalmayı tercih ettim.
"Bugünle ilgili bir şey dedi mi sana?"
Omzumu silkip, yüzüne döndüm. "Ne oldu ki bugün?"
"Söylemek bana düşmez."
"Göt müsün Cüneyt? Ya adam gibi konuş ya siktir git." zaten hıncımı çıkartacak birini arıyordum.
"Ben siktir olayım o zaman."
"Bir şey mi oldu? Olay mı var? Neden öyle dedin? Ulan adam gibi söylesene." ayağa kalkıp, üstünü silkeledi.
"Senin şu sinirini kumu gömerim bak yer biti. Arkadaşım arada diye sesimi çıkarmıyorum. Götün kalkmasın."
Bir an ayaklanmayı düşündüm ama sonra bizimkilerin sesi doldu kulağıma. Durduk yere olay çıkarmak istemiyordum. "Senle uğraşacak halim yok. Hadi uzaklaş."
Arkasını dönmeden önce, yüzüme baktı. O çatık kaşları ve alaycı ifadesinin yerini bir tereddüt almıştı. "NE?"
"Yok bir şey. Apo seni ararsa, dinlemeden aptal aptal konuşma. Hadi eyvallah." deyip arkasını dönüp uzaklaşırken, sinirden tırnaklarımı kemirmeye başlamıştım.
-
Apo: Aşağı iner misin (20:50)
Apo: Konuşalım hadi.