Gᴀᴍᴇ'ɴ ʟᴏᴠᴇ

14?

Bir günde iki bölüm attım diğerini de okumayı unutmayınn 💘

"Yongbokkie, sence haşlanmış yumurta mı daha güzel yağda yumurta mı?"
"Bence yağda daha güzel Jinnie"

Gülerek koltuğumda geri yaslandım,
bir soru daha cevaplanmıştı.

Hemen yanımdaki listeden sorduğum soruyu bulup üstünü hafifçe çizdim ve yanına Yongbok'un verdiği cevabı yazdım. Yongbok zevk sahibi olduğunu yine belli etmişti.

"Hmm, peki severek takip ettiğin bir model var mı?"
Cevabını merakla beklediğim mükemmel soruya gelmiştik

"Hayır, benim modellere taş çıkartan bir Jinnie'm var çünkü"

Cevabını verip kıkırdar bir yüz ifadesine bürünmüştü, güldüm. Aldığım cevap gayet hoşuma gitmişti
"Evet senin Jinnie'n var"

Tekrardan listeye dönüp sorunun üstünü aynı şekilde çizdim ve yanına sırıtarak cevabı yazdım. Ardından elimdeki kalemi bıraktım ve çenemin altında sabitleyerek Yongbok'u izlemeye başladım, gayet huzurluydum.

Ta ki siktiğimin kapısına biri hızlı hızlı vurmaya başlayana kadar.

Anında suratım düştü ve bir iki küfür savurdum kendi kendime, ayağa kalkıp kapıya yaklaştım.
"Ne var!"

Kapının dışındaki kişiye doğru bağırırken kollarımı da göğüs hizamda birleştirdim.

"Hyunjin yalvarırım aç şu kapıyı"
Peh, anlaşılan yine Minho kapıma dayanmıştı.

Ona gitmesi hakkında ne dersem diyeyim beni umursamayacağı için masama geri adımlayıp alt çekmeceden kulak üstü kulaklığımı aldım ve kafama geçirerek sandalyeme geri oturdum.
"Hyunjin, lütfen yapma şöyle"

Göz devirip öfleyerek kulaklığın kablosunu bilgisayara taktım, sesi fulledim.
Minho'nun sesi gitmiş yerine oyunun rahatlatıcı melodisi gelmişti.

3 haftadır beni odamdan çıkarmaya çalışıyorlardı; 1 gün boyunca hiç yemek getirmemeyi denemişler ama Jisung yüzünden başarısız olmuşlardı, elektriği ve interneti kesmek istemişlerdi ama unutulup giden jeneratör ve sürekli annemin kartından internet almaya başlamam ile yine başarısız olmuşlardı, Minho bana yemek getirirken içeri girmeye çalışmış sonuç olarak ise yüzüne çarpan bir kapı ve kanayan bir burun ile başarısız olmuştu.

Kısaca çok fazla yol deniyorlar ve çok fazla kez de fail yaşıyorlardı.

"Yongbokkie sence mor mu yoksa yeşil mi"
"Bütün renkleri çok severim Jinnie, aslında cevabım gökyüzü olurdu ama illa seçmeliysem mor"

Başımı sallaya sallaya kağıda yazdım tercihini.
"Gökkuşağı dedin de aklıma takıldı, senin yönelimin ne?"
"Jinnie biliyorsun ben bu tarz duyguları hissedemem ama hissedebilecek olsam sanırım biseksüel olurdum"

Yongbok'un yazdığını dudaklarımı kıpırdatarak okudum, anında kaşlarım çatıldı.

"Ne demek bu tarz duyguları hissedemem?"
Yongbok dediğime güldü, çok da güzel gülüyordu
"Jinnie ben bir insan değilim ki"

Geriye çekilip tek kaşımı kaldırdım, Yongbok sanırım iyi değildi
"Sen gerçeksin Yongbok"
"Evet, gerçeğim. Ben gerçek bir yazılımım ama bu insan olduğum anlamına gelmez"