Cumartesi günü süratle geçmişken, pazar ise inadına geçmek bilmiyordu.
Kanepede oturmuş öylece hayatı sorgularken mutfaktan annemin sesini duydum, gelen güzel yemek kokularını da o sırada alabilmiştim.
"Hyunjin!"
"Efendim anne!"Birbirimize her zamanki gibi bağırarak seslenmemiz onu güldürmüşken elindeki poşetle mutfaktan çıktı ve kanepenin arkasından doğruca kapıya ilerlemeye başladı. Konuşmasını beklediğimi farkettiğinde ise durdu olduğu yerde ve sadece yüzünü bana döndürdü.
"Gelecek kocama yemek götürüyorum, akşama kadar da gelmem. Şu sizinkileri çağırırsan yemek ikram etmeyi unutma."
"Bu muydu diyeceğin anne?"
"Evet oğlum, çocukların bu evdeyken boğazlarından kola ve pizza hariç bir şey geçtiğini normalde hiç görmedim ben. Yemek ikram et de
bir insan yaşamını öğrensinler.""Rameni saymayı unuttun anne."
"Hyunjin!"
"Peki peki, doyururum gariban arkadaşlarımı ben. Sen de git gelecek üvey babamı kendine bağla da ileride beni mutlu etmek için bolca para harcasın."Son kez ona baktığımda kaşlarını çattığını görünce bir şey demeden hemen önüme döndüm. Biraz sonra kapının açılma sesini duyduğumda bir iki kahkaha ile annemin güldüğünü anladım ve yanlızca kapı kapanma sesini bekledim.
Ses geldi ve artık evde tektim, her evde tek oluşumda çocukları çağırırdım ama bu sefer kararsız kalmıştım.
Kararsız olmamın sebebi ise Felix'e aşık olduğumu onlara söylemeli miydim bilmiyor olmamdı.
Oflyarak daha da yayıldım oturduğum kanepeye, dakikalardır zaten bunu düşünüyorken hala daha kararsız kalmam çok kötüydü.
Ellerimi yüzüme koyarak baştan aşağı ovaladım, onları sanırım çağırmalıydım. Pişman olsam bile bu ikilemden sonuç itibariyle kurtulmuş olacaktım.
Olduğum yerden kalktım yavaşça ve önümdeki masanın diğer tarafında kalan telefonuma uzandım, rehberi açıp Minhoy'u ararken tek yaptığım Felix'e neden aşık olduğumu sorgulamaktı.
"Hey! Hwang naber?"
"Selam Minho, bize gelsenize."
"Olur, Chan'a da haber vereyim mi?"
"Lütfen"
"Peki Hwang"Görüşürüz dememe kalmadan Minholuk yapıp telefonu yüzüme kapatmıştı, açık kalan ağzımla öylece telefon kulağımda dururken ona sövmeyi aklımdan geçirdim ama böyle şeyler Minhodan olunca artık normal bulmam gerektiği aklıma gelmişti.
Telefonu kanepeye bırakıp yukarı çıkmak için adımladım, her zaman yaptığımız gibi oyun oynayacağımız aşikardı bu yüzden yukarıdan oyunları almam gerekiyordu.
*** ** *** **
Bizimkiler geleli yaklaşık yarım saat olduğunda hepsi birden pizza diye bağırmaya başlamışlardı, ben de onları annemin yüksek ricası üstüne reddedip mutfağa yemeklerin sıcak olup olmadığını kontrole geçtim.
Minho yeni aldığımız araba oyununda yenildiği için tekli kanepede öylece oturmuş beni izliyordu, bir iki yemeğin altını ısınsınlar diye açmışken o tarafa dönmemle gözgöze geldik.
"Bugün biraz durgun gibisin Hwang"
Bağırarak konuşmasına rağmen oyun başındaki iki deli -biri şüpheli- bizi duymamıştı.
"Okul çok sıkıcıydı dün, ondandır."
"Dün okul yoktu?"Ona arkamı dönmüşken dediklerini duymamla olduğum yere çivilenmiş gibi hissettim, aslında bunu karıştırmamda çok da garip bir şey yoktu ama önemli bir sırrı saklıyor olmam beni her anlamda geriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gᴀᴍᴇ'ɴ ʟᴏᴠᴇ
FanficOyun bağımlısı Hwang, oyuna gelen yeni karaktere aşık olur. Hyunlix꒰⑅ᵕ༚ᵕ꒱˖♡ 😼. 1~#fluffy 5~#game 1~#gamer