20?

147 16 5
                                    

Yedek anahtarımla içeri girdim. İkili kucak kucağa oturmuş bir şeyler fısıldaşıyorlardı ve televizyonda hala Yongbok'un slaytı oynatılıyordu.

Kapının kapanırken çıkardığı sesi duyamayan bu iki yarım akıllı en sonunda adım seslerimi duymuş ve benim olduğum tarafa dönmüşlerdi.

"Oh, demek geldin Hwang"
"Evet"

Minho'yu öylesine cevaplayıp merdivenlere ilerlerken Jisung'un "bu yağmurda dışarıda ne işi varmış ki" gibi bir şeyler mırıldandığını duydum.

Sadece göz devirmekle yetinerek çıktım odama. Yarım saat sonra ise güzel bir duş almış ve bir tık kalın kıyafetler giymiş bir şekilde geri inmiştim aşağı.

Aşk yaşayan iki varlığı görmemeyi umarak merdivenlerden inerken salona varmamla ilk gördüğüm gitmek yerine sipariş ettikleri pizzaların etraftaki kutularıydı.

"Oh, selam Hyunjin"

İkinci gördüğüm ise çağırdıklarından haberim dahi olmadığı Chan'dı.

Yanlarına öfleyerek geçtim ve Chan'a da geri selam vermeyi unutmadım.

"Bu dağınıklık ne canım arkadaşlarım?"

Ellerim belimde cevabımı beklerken Yongbok'un slaytını sonunda kapattıklarını görmüştüm. Ancak yerine açtıkları oyun yüzünden beni duymuyorlar veya görmezden geliyorlardı.

"Hey size diyorum"
"Sessiz ol Hwang! Seninle ilgilenemeyiz şu anda"

Dikkatini dağıtıyorum diye Minhodan azarımı yedikten sonra önünde durduğum koltuğa oturdum. Kulağıma Chan'ın kıkırtıları geliyordu.

Masanın üzerindeki kutularda kalan birkaç dilim pizzadan birini aldım ve sessizce ısırıklarımı alırken üçlüyü izlemeye başladım.

Aşk kuşları oyunu oynuyor ve Chan ise hemen diplerinde durmuş onları izliyordu.

Pizzamdan belki üçüncü belki dördüncü lokmamı almışken oyunu bir anda durduran Minho sırıtarak bana döndü ve konuşmaya başladı.

"Felixle buluşman nasıldı?"

Onun cümlesini bitimesiyle benim öksürmeye başlamam aynı anda olmuştu. Boğazıma takılan lokmanın etkisiyle nefes alamıyor hissine kapılıyor ve daha da çok öksürüyordum.

İyi adam Chan yanıma gelip bana yardımcı olmaya çalışırken o iki zebaninin boş bakışlarını hissediyordum üstümde.

Önümdeki gazı gitmiş koladan büyük bir yudum aldığımda en son tam anlamıyla kurtulmuştum boğazımdaki şeyden.

Chan bunu farkederek yerine geçmiş ve ellerini dizlerinin üstüne koyarak ikiliyi üçlü yapacak şekilde bakmıştı bana
"Ee söylesene güzel miydi?"

İyi adam Chan...

Sinirle kalktım ayağa
"Ya ne date'i saçmalamayın! Hem siz daha benim gittiğimden haberdar değildiniz nasıl Felixle beni gördünüz ki?"

Minho Jisung'a bakarak ağzının kenarıyla sırıttığında aynısını o da yaptı ve konuştu.

"Dostum sanırım Jooyeon sizi fena shiplemiş. Öpüşmemizi kesmemizin tek sebebi onun Minho'yu arayıp ikinizden bahsetmesiydi"

Hemen peşinden Minho konuşmak için davrandı.
"Ayrıca öpüşürken algılarımız yeterince açık olduğu için giderkenki sesini duyduk, bilmem anlatabildim mi?

Gᴀᴍᴇ'ɴ ʟᴏᴠᴇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin