9?

204 17 16
                                    

Minho'nun üzerimizde mükemmel bir şekilde etki oluşturduğu o sakin konuşması üzerinden 1 hafta geçmişti.
Minho'yu ne derecede üzdüğümüzün geç de olsa farkına varmış ve Yongboktan birazcık uzaklaşmaya başlamıştık.

Tabii ki ben hala onun oyununu çokça oynuyordum ama diğer oyunlara da zaman ayırarak Jis ve Minho ile eskisi gibi yarışları tekrardan yapıyordum. Jis de hala Instagram üzerinden Yongbok ile ilgili postlara bakıyordu ama eskisi kadar sık ve fazla değildi.

Kısaca bir nevi eski halimize dönmüştük.

Minho ile beraber okula doğru yürüyorduk, Jisung geç uyandığı için okula sonradan gelecekti. Chan ise bir kaç gündür rahatsız olduğundan okula gelmiyordu.

Dünki oynadığımız oyun hakkında konuşurken bir yandan da okula yaklaşmıştık. Omuz omuza ve kahkaha ata ata okulun bahçesine vardık.
Kendimi zar zor durdurabildigimde hala gülen Minho'ya baktım.

Onunla ilk tanıştığımda bu gülüşünün birazını bile görme ihtimalimin olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi,
ve eğer Yongbok'a olan bağımı gereksiz yere artırsaydım belki de Minho o haline yavaştan tekrar dönecekti.

Bunu düşününce kendime kızma faslını bir kenara bırakarak hala gülen Minho'ya karşı gülümsedim, ardından da önüme döndüm.

*** ** *** **

7. dersteydik ve dersimiz boştu
Çok sıkıcı geçen bir günün ardından sınıftaki bu özgürlüğümüzü temsil ettiğini düşündüğüm gürültüye bayılmıştım.

Okuldan kaçan bazı çocukların arkada kalan sıralarından birine oturmuş ve uzun bir süredir oynamayıp bir kaç gün önce kaldığım yerden devam etmeye karar verdiğim bir oyunu oynuyordum.

Leveli tekrardan geçememiş olmam gerçeği ile üfleyerek kafamı telefondan kaldırdım ve nedensizce sınıfa göz gezdirme ihtiyacı duydum.

Çoğu kızlar grup şeklinde sıralara toplanmış sohbet ederken, sınıftaki diğer erkeklerin çoğu da ayakta birbirleriyle şakalaşıyorlardı.

Kafamı pencere tarafına çevirdiğimde ise açık cama sırtını vermiş, gözleri kapalı bir şekilde kulak üstü kulaklığından müzik dinleyen Minho'yu gördüm.

Ona baktığım an gözlerini açıp bir yere bakmaya başladı, kafamı o  yöne çevirdiğimde ise en öndeki sırasında oturan Jisung'u gördüm.
Telefonundan bir şeylere bakarak sırıtıyor ve gülümsüyordu.

Ki büyük ihtimalle Yongbok'a bakıyordu.

Aptal aptal gülümseyerek kafasını kaldırdığında gözlerinin Minhoyla buluştuğunu farkettim, kafamı Minho'ya çevirdiğimde ne yaptığını anlayarak gülümsemiş ve izin verirmis gibi yaparak tekrar gözlerini kapatmıştı.

Jisung da ona gülümsemiş ve telefonunu kapatarak kafasını sıraya koymuştu.

Ben ise gişesi az bir romantik film izliyormuş gibi hissediyordum.

Tekrardan kafamı telefonuma çevirmeye karar vererek aynı leveli geçmeye çalıştım, bir kaç failden sonra üfleyerek tekrardan kafamı kaldırdığımda Minho'nun kulaklığı boynunda yanıma geldiğini farkettim. Yanıma oturdu ve telefonuma baktı ardından ağzının kenarıyla kısa bir kahkaha atıp bana baktı.

"Kaçıncı fail bu, söyle dalga geçmicem"
Anın tadını çıkaran yüzüne karşı kaşlarımı çatıp konuştum
"Saymadım"
"Vay vay, demek o kadar fazla"

Yüzümü ekşitip mırıldanarak onu taklit ettim
Ama o sırada aklıma gelen fikirle kendimi durdurdum.

Son zamanlarda Minho ile Jisung arasında farklı bir şeyler varmış gibi hissediyordum ve bununla ilgili bir soru sormak için güzel fırsattı.

Gᴀᴍᴇ'ɴ ʟᴏᴠᴇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin