8?

221 22 20
                                    


Chan'ın bizim okula başlamasının üstünden 2 hafta geçmişti,
tabii ki bu süre içerisinde Yongbok ile daha çok zaman geçirmiştim.

Minho ve Chan ile ise daha az görüşmeye başlamıştım,
Chan geleli çok olmamasına rağmen evet yine de pek görüşmüyorduk.
Jisung ise Yongbok'u görmek için benim evime çokça geliyordu.

İkimiz de Yongbok'a takıntılı fanlar gibiydik.
O daha çok Instagram üzerinden takip ederken ben ise oyun üzerinden takip ediyordum gelişmeleri.

Yine bir gün okulu ekip Jisungla benim özel odamda tüm gün oyun oynamıştık.
Benim oynadığım tek oyun Yongbok'un oyunu olduğu için ara sıra Jisung da kendi oyununu bırakıp beni izlemişti tabii.

Gün sonunda ise Jisung'un evine gitmeye karar vermiştik.

Kapıdan anneme çıktığımı söyleyip hızlıca biraz ileride olan Jisung'un yanına gittim.
Kolumu omzuna atmamla beraber yürümeye başladık, 5 dakika geçmeden ise Jisung'un telefonu çaldı.

"Kim arıyor Jis"
"Minho"
O da neden aradığını anlamayan bir yüz ifadesi takınmış ve telefonu açmıştı.

"Alo"
Hoparlöre alarak benim de duymamı sağlamıştı.

"Alo Jisung, neredesin"
"Şu anda dışarıdayım"
Minho'nun sesi her zamanki gibi sakin ve durgundu.
"Neredesin işte"
"Eve doğru gidiyorum"
"Eve doğru mu gidiyorsun, neredeydin?"

Minho'nun Jisung'a bu kadar soru sorması ve Jisung'un da bunları hiç sorgulamadan cevaplaması beni şaşırtırken Jisung telefondaki yeniden Minho'yu cevaplamıştı.

"Evde değildim işte"
"Tamam neyse, çok sorgulamayacağım. Yanlız mısın şu anda?"
Jisung dudağını ısırarak bana çevirmişti bakışlarını.
Hiç anlamadığım şeyler dönüyordu ve ben de bunu yüzüme yansıtarak kaşlarımı çatmıştım.

"Hyunjin var yanımda"
"Hyunjin mi?"
Karşıdaki Minho cümlesinin sonunu boğukça getirince bir açıklama bekler şekilde Jisung'a baktım. O da ne demek istediğimi anlamış ve telefonu kapatmak için Minho'ya seslenmişti.

"Şey Minho, ben seni sonra arasa-"
"Hyunjinleydin değil mi, yine o oyunu oynadınız hatta Yongbok denen karakterle ilgilendiniz. Ne kadar aşık olduğunuzdan felan bahsettiniz, değil mi"

"He-he, evet biraz öyle oldu"
Jisung mahçup bir ses tonu kullanarak konuştuğunda karşı taraftan ses gelmesi de uzun sürmemişti.

"Sana geliyorum, 20 dakikaya"

Son kez konuşup telefonu kapatmıştı, ben ise telefon kapanır kapanmaz Jisung'a soru sorar bakışlarımı göndermiştim.

Bana dönüp küçük bir öflemis ve konuşmaya başlamıştı
"Ben de bilmiyorum, yanlızca bu aralar Yongbok ile aramdaki bağa sinirleniyor gibi"
"Yongbok ile aranda bir bağ mı varmış senin?"

Dediğim ile kaşlarını çatmış ve elini yumruk yapıp beni ittirmişti,
Ben ise gülmekle meşguldüm tabii ki.

"Tamam peki şunu sorayım, neden her sorusunu sorgulamadan cevapladın?"
"Niye cevaplamayayım?"

"Bana öyle yapmıyorsun ama"
"Yo gayette öyle yapıyorum"

Dediğine kısa bir kahkaha atmış ve beyninin algılayacağını umarak konuşmaya başlamıştım

Gᴀᴍᴇ'ɴ ʟᴏᴠᴇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin