Önüme dönük bir şekilde yaklaşık 15 dakikadır bu konuda kafa patlatıyordum.
Bu gözler kesinlikle Yongbok'a aitti ama sanal birisinin gözleri ile gerçek birisinin gözlerinin benzeme şansı olamazdı.
Gözleri ne kadar benzerse benzesin,
daha doğrusu aynı da olsa bu çocuk asla ve asla Yongbok değildi.Kapının tıklatıldığını duyunca odağım hızlıca dağıldı ve o tarafa döndüm.
Hocanın gir komutunu vermesi ile kapı aralık olucak şekilde açıldı ve oradan da Chan'ın sevimli yüzü çıktı.Hocaya neden gelemediği hakkında küçük bir açıklama yaptıktan sonra kapıyı tam açarak içeri girdi ve yerine yani yanıma oturdu.
Hoca yine önüne dönüp ne olduğunu gram bilmediğim konuyu anlatmaya başlayınca kulağımda Chan'ın fısıldamasını duydum.
"Müdür her an seni çağırabilir, açıkçası ne konuştu dinlemediğim için bilmiyorum ama öğrencilerin okuldan uzaklaşmasından rahatsız oluyormuş."
Cümlesini bitirince ona döndüm,
içimden her ne kadar "ne diyorsun Chan, banane ya" demek gelse de hiçbir şey söylemeden başımı salladım ve önüme döndüm.Ardından aklıma yeniden Felix denen çocuğun girmesi ile bu sefer de ben Chan'a fısıldadım.
"Felix diye bir çocuk gelmiş okula, cam kenarı arkada oturuyor"Chan kafasını hafifçe yana kaydırıp Felix'e baktı ve bir kaç saniye sonra eski konumuna geri döndü.
"E bunun yüzü gözü hiçbir şeyi gözükmüyor"
"Hayır! Gözünü gördüm ve inanmayacaksın ama Yongbok'un gözlerinin aynısıydı."Chan bir anda patlayacakmışcasına güleceği bir kahkahanın başlangıcı olacak bir ses çıkardı. Her ne kadar kendini durdurarak elleri ile ağzını kapatmış olsa da yine de sesi, sessiz sınıfın her yere ulaşmıştı.
Tabii ki bundan dolayı da herkes bize bakıyordu.Minho ve Jisung arkasına dönüp bize doğru baktığında onlar da gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı,
ama yanlızca onlar değilmiş ki bir anda tüm sınıf gülmeye başladı.Gevşek sınıfımın mükemmelden çok uzak ortamında kahkaha sesleri yayılırken tek gülmeyen kişi olup olmadığımı kontrol etmek istercesine etrafıma baktım,
Herkes gülüyordu.Ancak gözlerim Felix'in üzerine geldiğinde onun sadece camdan dışarı baktığını gördüm, maskesinden dolayı gülüp gülmediğini tam anlayamasam da vücudunda hiçbir hareket olmadığını anlayınca gülmediğine emin oldum.
Önüme dönüp içinde bulunduğum ahırın susmasını ve hemencecik teneffüsün gelmesini beklemeye başladım.
*** ** *** **
10-15 dakika sonra teneffüs zili çalmıştı, çoğu kişi sınıftan çıkarken gözlerim de hedefime kaydı,
Diğer adıyla Felix.Şu son 10-15 dakikada bolca düşünmüş ve teneffüste onunla konuşacağıma karar vermiştim,
ne diyeceğimi bilmiyordum, çünkü bunun için çok fazlaca düşünmem lazım.Felix'i dışarıda bir köşeye çekip konuşmak isteyeceğimi söyleyecektim, utangaç birine benzediği için de reddedemeyeceğini düşünüyordum sadece.
Ancak o sırasında öylece oturmuş önündeki deftere bir şeyler yazıyor veya çiziyordu, ara sıra da maskesini daha da yukarı çekmeyi unutmuyordu tabii.
Planımın ilk teneffüste gerçekleşmeyeceğini anlayınca sessizce öfleyip önüme döndüm ve bizimkilerin sohbetine olabildiğince katılmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gᴀᴍᴇ'ɴ ʟᴏᴠᴇ
FanfictionOyun bağımlısı Hwang, oyuna gelen yeni karaktere aşık olur. Hyunlix꒰⑅ᵕ༚ᵕ꒱˖♡ 😼. 1~#fluffy 5~#game 1~#gamer