22?

155 16 10
                                    

Dün gece attığım bölümü okumayı unutmayın
Bu bölüm Chan'a yakışıklı bir çıtır ayarlıyoruzz

Chan'ın ağzından

Bugün 10-15 gündür konuştuğum bir çocukla buluşacaktım,
kendisi ile Yongbok'a açtığı fan sayfası sayesinde tanışmıştık.

Tatlıydı, zekiydi, yakışıklıydı, komikti...

Fan sayfasında kendi yaptığı düzenlemeleri paylaşıyordu, bu konuda başarılıydı.

Onunla her konuşmamızın sonunda iyi ki Hyunjin o oyunu oynarken onu izliyordum diye düşünüyordum, çünkü konuşmamızı bu sayede başlatmıştık.

Bir kafeye davet etmiştim onu geçenlerde, bubble tea içmeyi seviyordu söylediğine göre.

Simsiyah kıyafetlerimi giydikten sonra masanın üzerindeki Minho'nun verdiği sahte piercing takıldı gözüme.

Onu etkilemek istiyordum, hoşlanmaya başlayıp başlamadığımı bilmiyordum ama onu kesinlikle  beğeniyordum.

Piercing'i alıp bildiğim kadarıyla taktım ve son kez aynada kendimi kontrol edip çıktım odadan.

Anahtarımı alıp çıktım boş olan evden, heyecanlıydım.

*** ** *** **

Kafenin önünde bekliyordum öylece, o gelmeden girmek istememiştim.

Yaklaşık 10 dakika olmuşken geleli, ona ait olduğumu düşündüğüm silüeti gördüm.

Yüzüne uyan sevimli kombini ile bana yaklaşırken istemsiz gülümsemiştim,
umarım bu çocuk da Yongbok'a aşık çıkmaz.

Bir kaç adım sonrası göz göze geldik, hemen el salladım.
Koşar adımlarla geldi yanıma, cidden cidden çok sevimliydi.

"Hey Seungmin, naber?"

"İyi Chan, senden"
"Benden de iyi, hadi içeri geçelim"
Elimi öne uzatıp geçmesini işaret ederken beni süzdüğünü farkettim. Gözlerimin içine bakıp bir şey söyleyecek gibi oldu ama sonra sanırım  vazgeçip girdi içeri, ben de öylece peşinden gittim.

"Ben gelmeden neden girmedin içeri, üşümüşsündür dışarıda"

Onun için çektiğim sandalyeye geçerken konuşmuştu, ben de karşısına geçtim ve omuz silkerek cevapladım.

"Sensiz girmek istemedim"

Başını eğip kıkırdadı.

Sanırım kalp krizi geçireceğim.

"Kusura bakma, daha erken gelirim sanıyordum."
"Ah, hayır hiç sorun değil."

"Çok anlayışlısın Chan, bu kadar iyi olmak zor değil mi?"
Güldüm.

"Bilmem, düşündüğün kadar iyi olduğumu sanmıyorum."

"Saçmalama Chan, en basitinden kim kafede buluştuğu birinin sandalyesini onun için çeker ?"

Yavaş yavaş konuştum
"Bunun iyilikle bir alakası yok"

"O zaman beyefendilikle bir alakası var."

Kendimi göstererek güldüm
"Beyefendi miyim ben?"
O da güldü.
"Evet, beyefendi"

Biraz daha hafif hafif güldükten sonra içecek sipariş ettik.

Bubble tea sipariş etmişti, çok önceden tahmin etmiştim. Ben de ona uyup klasik bubble tea istedim.

Konuşurken konu birden Yongbok'a gelmişti. Bütün Yongbok fanlarının ortak noktasıydı sanırım bu, söylediğin her şey akıllarına onu getiriyordu.

Gᴀᴍᴇ'ɴ ʟᴏᴠᴇ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin