Gᴀᴍᴇ'ɴ ʟᴏᴠᴇ

35?

Jisung tek bir onayımla ışık hızında bizim eve gelmişti, ondan önce ise Seungmin gelmiş bana teşekkür ettiği gibi gülücükler saçarak Chan'ı alıp götürmüştü. Onu Chan'ın anlattığı şekilde sevimli bir kişilikte görmek bizim için biraz garip gelmişti açıkçası.

Çalan evin ziliyle hemen olduğum yerden kalkıp kapıyı açtım, nefes nefese olan Jisung bana hızlıca bir "naber?" dedikten sonra içeri geçmişti. İçeride Felixle konuştuğunu duyarken içeri geçtim, eli belinde soluklanmaya çalışıyordu.

"Niye bu kadar nefes nefesesin Jisung?"
"Koştum kanka"
"Sizin evden buraya kadar mı?"
"Evet kararımı değiştirmemem için kafamı dağıtmam gerekiyordu, koşarak tabii."

Olduğu yerden bana yaklaşıp kolumdan tuttu
"Felix iki dakika müsaadeni istesek olur mu acaba?"

Uysal sevgilim oturduğu yerden başını yukarı aşağı salladığında bir şey dememe kalmadan beni çekiştirerek merdivene ilerledi, hızla yukarı çıkıp odama girdiğimizde olayların hızıyla kafam karışmış bir şekilde duruyordum.

Konuşma kabiliyetime kavuşmayı bekledim olduğum yerde birkaç saniye.

"Oğlum niye yatak odama geldik, çocuk yanlış anlayacak."
"Ya ne alaka Hwang? Konuşma şu an otur ben konuyu açayım."

Onaylayıp yatağıma oturdum o da yanıma geçti, bağdaş kurdu.

"Aslında eski bir şey ama karar vermişken sana da söylemem gerekiyordu."
İki kolumu arkaya atıp elimle yatağa yaslandım.
"Ee neymiş bu?"

"Hyunjin biz yaptık."
"Anlamadım?"

"Minhoyla diyorum seviştik, seviştik."
"Evet başka?"

Benden beklemediği tepkiyi alan Jisung hızla ayağa kalkıp şaşkın bakışlarını bana gönderdi, Minho'nun bunu bana söylediğini bilmiyordu tabiikisi de.

"Sen ben biliyor muydun?"
"Evet."
"Lan nereden biliyorsun?!"

İstediğini alamamış haline güldüm, onun gibi doğruldum.

"Minho söyledi."
"Ne?! Kimseye söylemeyeceğimize söz verdiğimiz halde gelip sana anlattı mı?"

"Sen de gelip bana söylüyorsun şu an Jisung, hayır anlamıyorum da seviştiğinizi benim niye bilmem lazım?"

Cümlenin yarısında sinirle arkasını döndü Jisung, odada iki ufak tur attı.

"Söylememesi lazımdı."
"Senin de söylememen lazımdı, ama söyledin."
"İlk o söylemiş."

Bir şey dememe kalmadan buraya geldiğimiz gibi ışık hızıyla odadan çıktı, Minho'nun yanına gittiğini anladığım gibi ben de arkasından koştum. Kapıdan çıkmaya hazırlanırken lix belli ki onu onaylıyordu.

"Jisung ne yapıyorsun?"
"Göstericem o Minho Bey'e ben haddini."
"Lan dur saçmalama, benim de başımı yakacaksın"

Cümlemi bitirince gözlerime bir saniye anca bakmış sonra da kapıyı arkasından kapatıp çıkıp gitmişti. Kapının önünde şaşkın bakışlı Felixle kalakalmıştım.