'Kayıp Külübe'🔹️

48 23 1
                                    

•Merhaba sevgili okurlarım.
-Hepinizi sevdiğimi belirtmek isterim.

Bu kitabın içerisinde bulunan şiir ve sözler şahsıma aittir..️️️️️️️️️️.️️️️️🔸️

-Başladığınız saat:

•İyi Okumalar Sevgili Okurlarım.

Yıldızı Unutmayalım Lütfen🌠

Bölüm kırk sekiz.
'Kayıp Külübe"

Yükseklikten çok korkardım ben
Alçak insanların olduğu alanda duramazdım mesela.
Yükseklikten korkup alçaklar ile uğraşırdım.
Güzel bir tezatlıkti bence bu yaptığım...

O lanet kadın yine ne dolaplar çeviriyordu durmadan?

Karşımda telaşlı bir şekilde duran arkadaşlarımın ne kadar çok korktuğunu daha yeni fark etmeye başlamıştım.

Zemheri'ye dönerek

"Hera nerede peki?
Yaralı bir şekilde mi bıraktınız onu?"

Zemheri yüzüme bakarak

"Hayır Dina.Yüri yanında kaldı.
Bizi de zaten o gönderdi seni bulmamız için.
İyi ki göndermiş yoksa seni de bulamazdık."

Dediklerini kafamı sallayarak onaylamaya başladım.

Doğru söylüyordu.
Yüri gerçekten de bana büyük bir iyilik yapmıştı ve ben Dina'ysam bu iyiliğin altında kalmazdım.

"Hadi Evrika toplanalım.Daha gidip ölüm meleğini bulacağız.
Lilith onu sadece tek sebeple kaçıra bilir."

Hangi sebepti o öyle?

"Lücifer, Lilith hangi sebepten kaçırmış Sera'nı?"

Lücifer bir süre durakladıktan sonra

"Evrika Sera bir ölüm meleği.
Çığlığını bir kişiye armağan ettiği zaman,armağan ettiği o kişi de başka birine armağan ede biliyor."

Dediklerinden hiç bir şey anlamamıştım.

"Yani,bu ne demek oluyor Şeytan?"

"Lilith Seradan birinin ölmesi için bir çığlık çalacak demektir Evrika.'

Ah lanet olası dişi şeytan.
Nefret ediyordum ondan.

Arkadaşlarıma dönerek

"Hemen Sera'nı bulmalıyız.Gidelim hadi!"

Sesimi duyan çocukların hepsi bir anda beni takip etmeye başladılar.
Hepimiz uzun koridorları aşarak akademinin dışına doğru çıkmaya başladık.

Dış kapıya doğru yakınlaştığımızda Noyan

"Dina hatırlıyor musun ilk geldiğimiz günü?"

"Evet Noyan hatırlıyorum tabiki."

O günü hatırlamaya çalışarak

"Hatta şu kapıdan koca adam bize izin vermedi geçmeye?"

Uzay doğru söylüyordu.
Ben de hatırlıyorumdum o adamı.

Olamaz!
Unutmuştum!
Ben Max'ı durumunu onlara söylemeyi unutmuştum.

Ah Tanrım! Nasıl unuta bildim ben böyle önemli bir şeyi söylemeyi?

Uzay'ın ağzından çıkan sözler ile hemen yönümü grupa çevirerek

"Arkadaşlar benim size söylemem gereken önemli şeyler var."

Lücifer hemen öne çıkarak

"Söyle hadi Evrika!
Acele etmemiz gerekiyor!"

"Lücifer Lilith ile koca Max'ı az önce konuşurken duydum.
Onlar ikisi bir yerde çalışıyorlar.
Eğer Max'ı bula bilirsek Sera'nı da buluruz bence."

Hepsi yüzünde afallamış bir ifade ile bana bakıyordu.

"Bakmayın öyle!
Ben de daha yeni öğrendim.
Hadi ecele edelim!"

"Neredeye gideceğiz peki Dina?
Max'ı nasıl bula biliriz?"

Uzay'a dönerek

"Max'ın külübesini bulmalıyız Uzay.
Bu ormanın içinde bir yerlerde olmalı."

Uzay kafasını sallayarak

"Tamamdır ben seninleyim Dina."
dedi ve yanıma doğru geldi.

Hemen arkasıyca tüm grup yanıma doğru gelmeye başladı.

Lücifer yüzüme bakarak

"Lilith'in küçük kızı yine ne işler çeviriyorsun sen?"

Lücifer yine sinirlerimi bozacak cümleler kurmaya başladığında ona bakarak

"Sen bizimle hiç bir yere gelmiyorsun Şeytan!"

Lücifer manidar bir şekilde

"Öyle olsun bakalım Evrika.
Hadi kolay gelsin size."
dedikten sonra akademinin içine doğru yürümeye başladı.

Onu umursamadan hemen asıl yapmamız gereken konuya odaklanmaya karar verdim.
Tüm grup yanımda toplanmaya başlayınca ormanın içine doğru yola koyulmaya başladık.

Ormanda düz bir şekilde ilerlerken herkes külübeni bulmak için etrafı taramaya başladı.

İçimizden biri bağırarak

"Galiba Külübeni Bulduk Dina"....

Bölüm sonu...

Bu bölüm hakkında düşüncelerinizi lütfen burada belirtin🦄 'tek boynuzlu atlar gerçektir bu arada'...

Melodi ÇığlıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin