'Ruhu Solmuş Diri Ölüler.'🔷️

76 21 16
                                    

•Merhaba sevgili okurlarım.
-Hepinizi sevdiğimi belirtmek isterim.

Bu kitabın içerisinde bulunan şiir ve sözler şahsıma aittir..️️️️️️️️️️.️️️️️️️️️🔶️

-Başladığınız saat:

•İyi Okumalar Sevgili Okurlarım.

•Okumağa Başladığınız Saat Lütfen:

Yıldızı Unutmayalım Lütfen🌠

Bölüm altmış.
"Ruhu Solmuş Diri Ölüler."🔷️

Kötülüğün içerisinde kaybolmuş gibiydim bu sıralar.

Bir labirent gibi hiç durmadan aynı yöne çıkıyordu adımlarım.

Burası neresi diye sorarsam bazen sarhoş zihnime

Bir ah çekip,belki varlığımı kanıtlarım .

#nurdanküçükfısıltılar

Ne yani bunca yılı ben babamı ararken
babam şu an benimle yüz yüze duran bu ejdarha mı çıkmıştı?

Nasıl ola bilir ki böyle bir şey?

Yani Uzay babam mıydı?
Ama bu mantiken çok saçmaydı.

Lilith Samelone'ye sinirli bir bakış atarak

"Dina senin kızın falan değil!
Kendini kandırma artık pis yaratık!"

Bu nasıl bir hitap şekliydi böyle?

Samelone Lilith'e dönerek

"Beni artık kandıramazsın Lilith!
Sandığın kadar aptal değilim!
Ben kadim ejderha ruhunu taşıyan bir Samelone türüyüm.
Kendi kanımdan olanı gözlerinden tanırım.
O benim kızım!

Burnundan aldığı nefesleri ardı ardına dışarıya bırakırken

"Hani senin yüzünden dönüşdüğüm bu bedenin eski halini hatırlıyor musun sevgili Lilith? "

Lilith karşı çıkarak

"Sen benim yüzümden dönüşmedin Teo.Senin kendi yaptığın hatan yüzünden bu hale geldin.
Sana bu cezayı ben değil yüce konsey verdi."

Samelone Lilith'e alaylı bir şekilde bakarak

"Teo ha Teo?
Unutmadın ismimi.
Unutamazsın zaten!
Herkesi kandıra bilirsin ama sen beni asla kandıramazsın.
Senin gerçek sanarak uydurduğun yalanlarına ben çok tokum Lilith!"

Bu konuşma bana bir yerlerden tanıdık geliyordu.

Sanki Lilith ile iyneleyici bir şekilde konuşan Samelone değil de benim gibi bir tanıdıklık hissi kavramıştı yakamdan.

Şu onların arasında büyük bir yüzleşme gerçekleşdiyi için konuşmalarını bölmek istememiştim ama sıra bana da gelecekti.

Lilith bağırarak

"Şu an bunları konuşmanın hiç zamanı değil Teo!
Turnuva başlamak üzere ve benim görevim burada olan yarışmacıları turnuvaya yetiştirmek.
Senin yüzünden geç kalmak istemiyorum."

Samelone benden onay bekliyormuş gibi dikkatli bir şekilde gözlerimin içine bakıyordu.

Ben de onun dediklerini onayladığımı görsün diye başımı iki kere aşağı yukarı sallamaya başladım.

Bu yaptığımdan hemen Samelone ihtişamlı kanatlarını açarak boynunu bize doğru uzatmaya başladı.

Lilith çok kaba bir şekilde tabiri caizse Samelone'nin gövdesini tekmeleyerek üzerine çıkmaya başladı.

Bu kadın gerçekten de kötüydü.

Bu durumu zaten biliyordum ama her geçen gün bu durum daha da büyüdükce ona dair tum umutlarım birer birer parçalanmaya başlamıştı.

Hepimiz sırayla Samelone'nin gövdesine bindikten sonra Ejderha kanatlarını asil bir şekilde açarak gökyüzüne doğru havalanmaya başladı.

Bulutların arasında kendimi sanki kaybetmiş gibiydim.

Lücifer arkamızda Lilith ise kendi gücünü bize kanıtlıyormuşcasına önümüzde yerini almıştı.

Bu kadından nefret ettiğimi daha önce kaç kere söylemiştim ben?

Sayılar ile zaten aram iyi değildi ama Lilith yüzünden sayılardan bir anda soğumuştum.

Samelone havada süzülmeye devam ederken Lilith bağırarak

"Teo aşağı inmemiz gerek.
Turnuva'nın düzenleneceği alan burası."

O kadın bu kadar yükseklikten aşağını nasıl görüyordu acaba?

Samelone kanatlarının yavaş bir şekilde yönünü değişerek aşağı inmeye başladı.

Daha önce bana bir ejderhanın sırtında seyahet edeceksin deseydiler asla bu durumun gerçekleyeceğine inanmazdım ama şimdi kalkmış aynı ejderha benim babam olduğunu iddia ediyordu.

Kaderin kaçıncı cilvesi bu diye artık saymayı bırakmıştım.

Ne nazlı kaderimiz varmış!

Peki ben bu durumu niye bu kadar sakin karşılamıştım?

Şaşırmak zorundaydım aslında.
Niye bu duruma hiç şaşırmamıştım?

Bir süre sonra turnuvan'ın düzenleneceği alana doğru indiğimizde
hepimiz sırayla yere inmeye başladık.

"Dina bunların burada ne işi var?"

Lilith''in arkamdan bağırarak sorduğu sorunu duyduğumda başımı hemen dediği yere doğru çevirdim

Olamaz!
Bu kadarı da artık fazlaydı!

Hortladılar mı acaba?

Yaka paça kovulan arsız çocuklar gibiydi ruhum.
Kendimi düşünmeden hep yuvarlanırdım sonsuz uçurumlara.

Yardım edin diye bağırırdım ellerimi uzatarak
Tutmazdı bir insan benim kayıp ruhumdan.

Anlayamadı kimse gizlilik fermanımı
Gidiyorum sessizce anlayın dermanımı.

#nurdanküçükfısıltılar

Oysa gülümsemek en sessiz intihardı....

Bölüm sonu...

Bu bölüm hakkında düşüncelerinizi lütfen burada belirtin 🦄'tek boynuzlu atlar gerçektir bu arada'...

Melodi ÇığlıklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin